Eveeet bakalım beğenecek misinizzzz.
Üzerimdeki çiçekli elbisenin verdiği enerji ile odamdan çıktığımda kapımda yabancı simada birkaç adam görmeyi beklemiyordum. Başlarında konağın çalışanlarından biri duran adamlar merdivenin üzerinde duvara bir şey monte ediyorlardı.
"Günaydın?" dedim sorarcasına. Görevli kız beni gördüğünde tebessüm ederek yanıma yaklaştı. "Günaydın Hoca Hanım. Ömer Beyim bu kat ile üst kata kamera taktırıyor da."
Duyduklarımla kısa çaplı bir şok geçirdim. Durduk yere yapılmıyordu bu iş elbet. Beni odanın önünde gördükten sonra Azat hemen bu durumu babasına yetiştirmiş olmalıydı. Bu da demek oluyordu ki gerçekten görmemi istemedikleri bir şey vardı.
Dikkat çekmemek için tebessümümü hiç bozmadan ustalara yaklaştım.
"Ne güzel düşünmüş Ömer Bey."
Bakışlarım Araf'ın kapısına değdiğinde arkamdaki görevli kıza döndüm. "Araf nerede?"
Kız başını bilmiyorum dercesine iki yana salladığında ben de daha fazla oyalanmadan aşağıya indim. Kahvaltı sofrasının etrafına yerleşmiş ev ahalisini gördüğümde yüzümde sinsi bir gülümseme oluştu.
"Günaydın." diyerek benim için ayrılan yere oturdum. Yanımda oturan Dila neşeyle karşılık verirken diğerleri hafif bir baş selamı ile yetinmişti. Gözlerim Züleyha'yı ararken o elinde çaydanlık ile geldi.
"Günaydın Karaca." diyerek yüksek bir enerjide bana yaklaşınca Afife Hanım'ın kınayan bir bakış atması gözlerimden kaçmamıştı.
"Afife Babaanne," dedim iğnelercesine bir samimiyetle. "Araf nerede?"
Eğer benden rahatsız oluyorsa torunu ile yakın olmam da batıyor olmalıydı diye düşünürken aklıma gelen şeyle kısa bir an duraksadım.
Biri bizi sabaha karşı terastayken görmüş olabilir miydi?
Belki de bu kamera işi babaannenin başının altından çıkmıştı. Bizi izlemek için bir yol olabilirdi.
"İşe gitti Karaca." diyerek bana yanıt veren Dila'ya memnuniyetle baktım.
İş yeri demişken bir yolunu bulup oraya da uğramam gerekebilirdi. Sonuçta bir yatırım varsa muhakkak bu işler üzerinden olurdu. Benim en acilinden o çalışma odasına veya şirkete girmem lazımdı. Aksi takdirde bu ajanlık işi sandığımdan fazla uzayacaktı.
Güzelce karnımı doyurduğum esnada telefonuma gelen bildirimle telefonumu elime aldım. Masadaki bakışların bana dönmesini umursamadan telefon ekranını açtığımdan mesaj tanıdık bir numaradan geliyordu.
Gönderen: 056********
-İki saat sonra atacağım adreste ol. -Amcan Altay.
Gördüğüm mesajla kaşlarım çatılırken dikkat çekmemek için ağzıma birkaç lokma daha atıp müsaade istedim.
Odama acele adımlarla çıkarken bu ani görüşmenin neyle alakalı olduğunu düşünüyordum. Amcam istihbarat için çalışan emekli bir askerdi ve ben buraya gelirken o önemli bir görevdeydi. Yani haliyle benim görevimden haberdar olmaması gerekiyordu. Ancak bu kadar yakınıma geldiğine göre görevimden haberdardı.
Üzerime acele ile bir şeyler geçirirken bana kıyafet bıraktığı için Dila'ya minnet etmeden duramadım.
Yanıma birkaç parça eşya alıp odamdan acele ile çıktığım esnada kulağıma gelen mırıltılar ile kapımın önünde birkaç saniyeliğine duraksadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİDER
General FictionBizim hikayemiz bir aşk romanı değildi. Zaten biz de birbirine aşık iki insan değildik. O liderdi ve ben de sürüsünün bir üyesi. Hırslıydı. Öfkeliydi. Ve her şeyden önemlisi içinde yanan intikam ateşi gittikçe harlanıyordu. O geliyordu ve beraberin...