16

358 14 5
                                    

Eveeett yeni bölümle karşınızdayım. Bence bomba gibi bir bölümdü. Eğer kitap biraz daha uzun olsaydı bu bölümü kesin sezon finali yapardım.

medya: Miran için...

Hayatım boyunca kendimi hep yarım hissetmiştim. Bir yanım anne sevgisiyle tamamlanırken öbür yanım baba hasretiyle yanıp tutuştu ömrüm boyunca. Korkmaz babam her daim ellerimi tutsa da gönül bir noktada kan bağını istiyordu. Neden, diye sorup gerçek babasının boynuna yapışmak istiyordu. Benim boğazımı düğümleyen düşüncelerin içinde boğulmasını, gözlerimden süzülen yaşlarda yıkanmasını istiyordum. Yıllar evvel onu ilk gördüğüm an gelir ara ara aklıma. Yüzüme benden iğrenir gibi baktığı birkaç saniye, boynumun bükük kaldığı yıllara bedeldi. Dudaklarının arasından dökülen nefret nidâları gün gelecek karşılığını bulacaktı.

Derin bir nefes alıp içerisinde olduğumu durumu idrak etmeye çalıştım. Erdem Yiğitalp buradaydı. Yıllarca oğlu gibi büyüttüğü Miran buradaydı. Nefret ettiği kızı ve kızının bir ömür yanında olan Korkmaz Kaya hemen yanındaydı. Ve şüphesiz ortamın en bilinmez kişisi Öncü buradaydı.

Öncünün kahkahaları koridoru inletirken bakışlarım Erdem Yiğitalpi buldu. Gözlerinde sezdiğim korkuyu ömrüm boyunca ilk defa simasında görüyordum.

Erdem Yiğitalp öncüden ölesiye korkuyordu. Bu gerçek karşısında içerisinde olduğumuz bilinmezliğin karanlığı daha da artmıştı gözümde.

"Selamlar, selamlar Erdem Yiğitalp." dedi öncü yüzündeki gülüşü bozmadan. Bariz bir şekilde Erdem'in korkusu hoşuna gidiyordu. Ama neden?

"Hayırdır beni mi özledin?" dedi imalı bir ses tonuyla ve ardından Miran'a döndü.

"Yoksa Mirzat'a bütün gerçekleri anlatmaya mı geldin?"

Duyduklarımla Miran'a döndüm. Onun da şaşkınlığı bakışlarından okunuyordu.

"Götürün şunu derhal!" diye askerlere emir veren Erdem ile askerler öncüyü çekiştirerek kapıya doğru sürüklemeye başladılar.

"Yine görüşeceğiz Erdem! Sen benim adaletim önünde hesap vermeden hiçbir şey bitmeyecek!" diyen sesi koridoru doldururken öncü kapıdan çıkarılmış yüksek korumalı arabasına bindirilmişti.

Ben onun gidişini izlerken Miran hiç beklemediğim bir anda Erdem'in boğazına yapışmıştı. Onu arkasındaki duvara vurmasıyla aceleyle yanlarına gittim.

Arkasında siper durup yanımıza yaklaşmaya çalışan askerleri uzaklaştırmaya başladığımda kulağım arkamdaki adamlardaydı.

"Sen hiç korkmuyor musun Erdem Yiğitalp? Miran sabrını sınıyorum, ölümüm onun ellerinden olacak, diye hiç düşünmüyor musun?"

Korkmaz albay bağırarak Miran'a geri çekil emri verdiğinde Miran hiç oralı bile değildi.

Adamı delirtmişlerdi nihayetinde.

Üzerimize doğru gelen askerler ile elimi kaldırdım, "Aklınızdan bile geçirmeyin." diye bir uyarıda bulunduğumda Korkmaz Albay elini kaldırarak askere geri gelmesi için bir işarette bulundu.

"Dağılın!" diyen Korkmaz Albay ile kalabalık asker grubu hafifçe dağıldı. Ben de bu sırada hafifçe arkama döndüm. Erdem Albayın yüzünün kızardığını görünce biraz daha müdahele etmezsem Miran'ın onu öldüreceğini anlamıştım.

Elimi Miran'ın omuzuna koydum. "Değmez Miran." dedim.

Miran derin bir nefes aldı.

"Canın yanacak albay. Andım olsun işin sonunda canını çok yakacağım." diyerek ellerini albayın boğazından çekti. Erdem öksürerek yere düştüğünde ona iğrenircesine bir bakış attım.

LİDERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin