14

367 17 8
                                    

Yorum yapmayı ve fikirlerinizi belirtmeyi unutmayıııın.


Yaşadığım şoku üstümden atmak için birkaç kez gözlerimi kapatıp açtım. Hani bir ümit belki rüyadayımdır diye.

"Cevap versene lan!" diyerek Altay'ı olduğu yerde silkeleyen Miran ile artık duruma el atmam gerektiğinin farkındaydım. Yanına yaklaşıp Altay'ı ellerinden kurtarmak amacıyla ellerini kavradım.

"Miran," diye mırıldandım sakin bir tonda.

Ben sakin kalmazsam o da kalamazdı. Bunu bana o öğretmişti.

"Lütfen," dedim gözlerinin içine bakarken. Çatık kaşları bir an düzelir gibi olsa da gözleri Altay'a değdiğinde tekrar gerilmişti.

"Nasıl sakin olayım Asena? Sen söyle." dedi Altay'ı omuzlarından evinin içine doğru iterken. Elini kafasına vurduğunda bir adım yaklaşıp az önce bıraktığım elini tekrar tuttum.

"Sikik bir oyunun içindeyim. Sen söyle ben nasıl sakin olayım?"

Merdivene oturdu ve başını elleri arasına aldı küçük bir çocuk gibi. Yanına gidip onunla beraber merdivenlere oturdum.

"Belki saçma bir oyunun içindeyizdir. Ama unutma," dedim, elimi omzuna koydum ve devam ettim sözlerime. "Biz asla bu oyunun bir parçası olmayacağız."

Başını kaldırdı ve gözlerimin içine baktı. Başını onaylarcasına salladığında artık sonunda hafifte olsa sakinleşebilmişti.

"Bölüyorum gençler ama sanırım konuşmamız gerekiyor." diyen Altay ile kafamı ona doğru çevirdim.

Ellerini önünde bağlamış, kapıya yaslanmış bizi izliyordu.

"Film izliyor ibne sanki." diye söylenen Miran'ı duyduğumda gülmemek için alt dudağımı dişledim.

Olduğum yerden kalkıp gayet sert bir sima ile Altay'ın yanına yaklaştım. Miran da peşimden gelip elini belime koydu. Beni evin içine doğru yönlendirdi hiçbir şey söylemeden.

İçine girdiğimiz evin ferah bir hali vardı. Genellikle krem tonlarında döşenmişti. Şekli hemen hemen bizimkiyle aynıydı. Tam dış kapının karşısında olduğunu bildiğimiz salona girdiğimizde ikimiz beraber ikili koltukların birine oturduk. Miran beni belimden tutup iyice yanına çektiğinde şokla bakışlarım onu buldu.

"Ayrılma yamacımdan." dedi hafif edalı bir sesle. Bu haline kısıkça gülüp ciddi olmam gerektiğini düşünerek gülüşümü kısa kestim.

"Evet," dedi Altay karşımızdaki tekli koltuğa otururken.

"Uzun lafı sevmem. Kısa ve öz bir konuşma olmasını temenni ediyorum." dedi Miran bıkmış bir tonda. Yanından biraz kenara çekilip aramıza kısa bir mesafe koydum. Çatık kaşlarının odağı olduğumu tahmin ettiğim için ona bakmadan direkt olarak Altay'a odaklanmaya çalıştım.

"Nerden başlamam gerektiğini inan bilmiyorum evlat." dedi Altay, eli ensesine gitti ve hafifçe ovdu.

Bu hareketiyle kaşlarım çatıldı. Aynı hareketi gergin olduğu zamanlarda Miran da yapıyordu.

"Öncelikle küçük bir eksikliği düzeltmek isterim." diyerek etrafına baktı. Sanki birileri bizi izliyor, dinliyormuş gibi bir eda ile.

"Altay Mirzat değil, eski Mit mensubu Altay Mirzat."

Duyduğum şey ile gözlerim açılırken şokla Miran'a döndüm. O hiç şaşırmış gibi durmuyordu. Hatta bana kalırsa inanmış gibi bile durmuyordu.

LİDERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin