"Ya saçmalamayın, bana değmedi diyorum. Aşkım sen gördün mü böyle bir şey?" Yunus kenarda hızla başını iki yana sallarken Kerem'le göz göze geldik. Aramızdaki yaklaşık altı metre uzaklığa rağmen gözlerimizdeki bakış aynıydı. İkimiz de Tuğçe'nin palavracı olduğunu düşünüyorduk. "Bak Yunus da görmemiş."
Akşama maçları olduğu halde maç Ali Sami Yen'de, bizimkilerin kolay yenebileceklerini düşündükleri Bodrumspor'la olunca beraber ortada sıçan oynamaya karar vermiştik. Fikri ortaya atan Tuğçe'ydi. Söylediğine göre çocukluğunda annesi sokağa çıkmasına çok izin vermediği için bu oyunu diğerlerinden daha çok seviyordu. Seviyordu sevmesine de en çok mızıkçılık yapan da oydu.
"Tabi ki Yunus görmemiş!" diye çıkıştım. Elimde tuttuğum topu alçıdaki kolumla bedenim arasına sıkıştırarak sağlam elimle Yunus'u işaret ettim. "Üç turdur kenarda sen ona can tutasın diye bekliyor. Görmedim demesi normal değil mi sence de?" Tuğçe sağ olsun çok samimi bir insan olduğu için beraber geçirdiğimiz iki saatte Meryem'le 15 yılda ulaştığımız çirkeflik seviyesine ulaşmıştık birbirimize karşı.
"Yalnız yenge, sen de ilk saniyede vurulup Kerem can tutsun diye bekledin kenarda bir önceki tur." Yunus araya girince gözlerimi kısarak ona baktım. Sonra da elimdeki topu tek elimle olabildiğince hızlı bir şekilde attım ona. Tam göğsünden isabet ettirmiştim.
"Ben kaza geçirdim, Yunus balığı. Senin gerekçen ne acaba?" Dediğimde topu tutarak sırıttı bana ama bir şey demeyince Tuğçe'ye geri döndüm. "Hadi şekerim, seni de kenarı alalım. Hatta ikinizi birden bahçemizden dışarı alalım çünkü biz kazandık ve sizin sözünüzü tutarak bize tatlı almaya gitmeniz lazım."
"Sen var ya," Tuğçe işaret parmağını yüzüme doğru sallayınca ona bir öpücük atarak yanından geçip kocama doğru ilerledim. Tuğçe istediği kadar inkar etsindi, hepimiz top bacağına çarpınca çıkan güm sesini duymuştuk. "neyse ya, tamam. Hasta insanla kavga edilmez. Gel, Yunus'um, gidip alalım da yesinler."
Kerem kollarını açınca, itiraz etmeden sarıldım ona kocaman gülümseyerek. "Gördün mü nasıl vurdum onu tek elimle?" diye gururla konuştuğumda Kerem kafasını sallayarak onayladı beni. Bu sırada Tuğçe ve Yunus da arabalarına yönelmişlerdi.
"Gördüm, karıcım gördüm tabi," dedikten sonra aklına bir şey gelmiş gibi sırıttı. "gerçi ben senin top konusunda yetenekli olduğunu kulüpte çocuklarımıza suikast girişiminde bulunduğunda da anlamıştım ama olsun." dediğinde sağlam dirseğimle ona vurdum.
"Çok kötüsün, Kerem!"
***
keremakturkoğlu, tugcealaaca, yunusakgün17 ve 17253 kişi beğendi
@gokce.a.akturkoğlu: İzinli bile olsam, tribün kontrolüne engel değil.
İyi şanslar @keremakturkoğlu @galatasaraykeremakturkoglu: Karımmmm <3
gokce.a.akturkoglu: Kocammmm :Dtugcealaaca: Allah'ım gözlerim kamaştı sanki
gokce.a.akturkoglu: Kendi ışığındandır canikomkeremakturkoglu1fan: Madem bu kadar bize yakışacaktın,
bunca senedir neredeydin be kadın?
forgalatasaraylove: Ben pek inanmıyorum bunlara ya birden böyle
keremgokcefann: Ay nolur inan, seni inandıramazlarsa kahrolurlar...Bu gönderinin yorumları kısıtlandırılmıştır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüzük / Kerem Aktürkoğlu
FanfictionFutbolcu Kerem. Galatasaraylı Kerem. Mustafa amcanın torunu Kerem. Kocam Kerem. Gökçe Altun kendisini Kerem Aktürkoğlu ile evlenme dairesinde bulduğunda 20 yaşında, üniversite ikinci sınıf öğrencisiydi. Kerem'le daha öncesinde hiç konuşmamış, nik...