Bölüm 17

2.9K 151 18
                                    

Kuaför maceram tam düşündüğüm gibi üç saat sürmüş, ben çıkana kadar saat öğleyi geçmiş bir buçuk olmuştu bile. Kerem antrenmanda acı çekerken benim prensesler gibi bakım yaptırdığım düşüncesine bir de saçlarımın muhteşem hissettirdiği gerçeği eklenirse keyfime diyecek yoktu. Saçlarımın hiç bu kadar parlak ve yumuşak olduklarını hissetmemiştim. Sanki ellerim bile ışıldıyordu. Gerçek uzun tırnaklarım üzerine yaptırdığım inci tozu kalıcı oje kesinlikle doğru seçimdi, kuaförüm Erhan'ın önerisiyle kırıklarını kestirdiğim yeni saçlarım da öyle. Kuş gibi hafiflemiş hissediyordum. Daha yediye çok olduğu için makyajımı kendim yapmaya karar vermiş, teyzemin üç maaşı kadar olan tutarı gözümü kırpmadan Kerem'in kartından çekip çıkmıştım kuaförden. Sevgili kocişim tutardan şikayet etmeye kalkarsa ona pahalı bir alışveriş merkezi olduğunu çoktan anladığım İstinye'ye beni bırakanın kendisi olduğunu hatırlatacaktım. 

Yemek yemeye karar vererek restoran katına geçtim ve kendime güzel bir balık söyledim. Dün akşamki ton balıklı salata deniz ürünlerini ne kadar sevdiğimi hatırlamama sebep olmuştu. Bizim evde, İzmit'te, benden başka balık seven olmadığı için biraz mahrum kalıyordum. Kerem'e de sevip sevmediğini sormayı aklıma not ederek keyifle yedim yemeğimi. Yemeğim bitince de makyaj çantamın eksiklerini tamamlamak için bir kozmetik mağazasına uğradıktan sonra günüm tamamdı. 

Televizyon dizilerindeki o kadınların alışverişi neden rahatlatıcı bulduklarını anlamıştım. Evet katlar arasında gezmek, bir şeyler deneyip çıkarmak yorucuydu ama parayı ödeyen siz olmadığınızda, bol bol da vaktiniz varsa alışveriş güzel şeydi. Benim de vakitten bol bir şeyim yoktu şu sıralar. 

Eve geçtiğimde saat üçe geliyordu bu da bana kahve keyfi ve hazırlanma için oldukça zaman tanıyacaktı. Elbiseleri poşetlerden çıkarıp askıya astım, giyeceğim ayakkabılar haricindekileri kutularıyla birlikte yatağın altına attıktan sonra kahvemi de alarak annemleri görüntülü aradım. Kör gözlü annem bende farklı hiçbir şey olduğunu anlayamamıştı ama cin Meryem tek bakışıyla cırladı. 

"Kız, abla! Saç bakımı mı yaptırdın?"

Kamerayı daha iyi bir açıya alırken saçlarımı da salladım. "Evet, güzel görünüyor mu?" 

"Çok kıskandım," Meryem dudaklarını büzmüş, annem de onu kovalayarak uzaklaştırmıştı. Kısık gözleriyle beni birkaç saniye inceledikten sonra saçlarımın güzel olduğuna karar vermiş olacak ki başını sallayarak onayladı. 

"Nerden esti böyle?" 

"Akşama düğün var, kahvemi içeyim ona hazırlanacağım. Kerem beni İstinye'ye atıp istediğin kadar harca deyince kendime engel olamadım." 

"Hah, neymiş, koca iyiymiş dimi kızım?" 

Göz devirerek anneme gıcık bir bakış attım. "Kerem'in en büyük fanı sensin her halde anne." 

"Olurum tabii, ne kadar iyi bakıyor sana." gözüm ekrandan kayıp Kerem'in koltuğun üzerine fırlattığı antrenman formasına takılınca iç geçirmemek için kendimi zor tuttum. Acaba kim kime bakıyordu? 

"Tamam anne, işim var zaten. Sonra konuşuruz, hadi öptüm." deyip telefonu kapamam da uzun sürmemişti haliyle. İnstagram'da geçirdiğim on beş dakika sonunda uzun süredir reklamıyla karşılaştığım bir dizinin bir iki bölümünü izlemeye karar vermiştim. Laptopumu alarak ikili koltuğa iyice kuruldum ve dizimi izlemeye başladım. 

"Gökçeeee!" Kerem her günkü muhteşem girişini yaparak eve adımladığında ben de bir bölümün daha sonuna gelmiştim. Bilgisayarın saatinden gördüğüm üzere saat altıydı ve hazırlanmak için kendime ne az ne de çok zaman ayırdığımı görerek kendimle gurur duymuştum. "Aaa burada mıydın?" Kerem de haklıydı, beni hiç salonda bulmamıştı eve geldiğinde. Antrenmandan geldiği her halinden belliydi, yüzü hafiften kızarık, şortu çim lekeleriyle doluydu. 

"Dizi izliyordum," diyerek ayaklandığımda gözlerini kısarak beni inceledi. 

"Sen bir şey mi yaptın?" 

"Nasıl bir şey?"

Elinde tuttuğu kramponlarıyla bedenimi baştan aşağı işaret ederken şüpheci bakışlarını kaybetmemişti. "Yani ne bileyim? Saçına falan, bir şey var ama anlayamadım." 

Bu haline gülerek kafamı salladım, "Evet, saç bakımı yaptırdım." 

Kafa salladı. "Tamam." 

"Tamam?" 

"Tamam işte." Öküzdü.

Yüzük / Kerem AktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin