"Ay kıvırt azcık be! Düğünde ne yapacaksın sen?" Melisa'nın ellerimden tutup beni yönlendirmesiyle onun yaptıklarını yapmaya çalışmıştım. Küçüklüğümden beri oyun havası pek benlik bir şey olmamıştı zaten ama Tuğçe'ye göre bir düğünün olmazsa olmazı olduğu için bana nasıl oynanacağını öğretmeyi kendilerine borç bilmişlerdi. Melisa ve İrem ne ara ortama bu kadar adapte olmuştu şaşırmıyor değildim ama gözlerim az ileride, pembe geceliğinin beline bir tülbent bağlamış, döktüren Lal'le İrem muhteşem ikili olma yolunda ilerliyor gibilerdi. Müzik birden değişince birkaç saniyeliğine donakaldım. "Devam et Gökçe, ben dedim Açelya'ya arada değiştir, gerçekçi olsun diye."
"Baskın basanındır! Piuw, piuw, piuw!" Bir anda müziğin kapanması, bu aralar çok sık gördüğüm 4 manyağın içeri dalarak ellerindeki minik su tabancalarıyla önlerine geleni ıslatmaları bir olmuştu. Panikle çığlık atarak Kerem'in bana odakladığı tabancasından kaçmaya çalışırken Melisa'ya çarpmış, ikimizi de koltuğa düşürerek ateş altında bırakmıştım.
Köşede Tuğçe, eline geçirdiği kırlenti sağa sola sallayarak Yunus'u defetmeye çalışıyordu. Barış ise, Açelya ve Lal'i sırasıyla hedef alarak kahkahalar atıyordu. Orta sehpanın üzerinde olduğunu hatırladığım İrem'in ne halde olduğunu görmek için yönümü zorla da olsa oraya çevirirken, ellerimle de gözüme su girmesini engellemeye çalışıyordum.
İrem küçücük sehpanın üzerinde bir ileri bir geri hareketler yapıyor, başına dikilmiş Berkan'dan kaçmaya çalışıyordu. Kerem biraz da Melisa'ya odaklandığında nefes alma fırsatı bularak İrem'in bu haline güldüm. Gerçek bir taramanın ortasında kalmış gibi davranıyordu. Berkan'sa tıpkı Barış gibi kahkahalar içindeydi. İrem'in ayağı masadan birden kayıp da ağzından bir çığlık kopunca ben de yerimde dikeldim. Uzansam da düşüşünü engelleyemezdim ama bana gerek de kalmamıştı. Berkan elindeki su tabancasını bırakmadan ileri atılarak İrem'in kolunu yakaladı, düşüş yönünü çevirerek onun kendisine doğru düşmesini sağladıktan sonra da yakaladı. İrem'in güvende olduğunu görünce ataklarını yine bana çevirmiş olan kocama döndüm.
Tuğçe gibi bir kırlenti yakalayarak karşı atağa başladım. "Eşkıya mısınız ulan başımıza?"
"Bizsiz parti yapabileceğinizi mi sandınız siz?" Kerem suyu biten tabancasını kenara fırlatarak elimdeki kırlenti tek hamlede kendi silahı haline getirince Melisa yardımıma koşup kafasına kafasına elindeki yastığı geçirmeye başlamıştı. Bu noktada artık ortada dönen şey bir yastık savaşıydı. Lal'in bana uzattığı yastığı alarak Kerem'e geri döndüm. Benim boşta olduğumu gören Melisa da Kerem'i bırakarak Berkan'a atıldı. "Bride to be, ha, karıcığım? Sen demiyor muydun bunlar zaten oldu iki sene önce diye?"
"Aşkım seni boğarım! Ne alakası var?" Kerem'i devirmeyi başararak koltukta üzerine çıktım. Kerem de halinden memnun olarak elindeki yastığı bir kenara attı, belime sarılarak beni iyice kendine çekti. Nefes nefese ama kocaman gülümseyerek baktım ona. Uzanıp yanağıma bir öpücük kondurunca ben de yastığımı unutarak ona sarıldım. "Nereden çıktı bu baskın şimdi?"
"Barış'ın aklına gelmiş." Dediği sırada Açelya, ' O anahtarı sana vermemem gerektiğini biliyordum!' diye bağırarak Barış'ın sırtına atlamıştı. Kerem'le bakışlarımız aynı anda o yöne dönünce, Açelya'nın Barış'ın kafasını ısırdığı ana şahitlik edebilmiştik. Lal de kenarında olanları videoya alıyordu.
"Dur da! Manyak misun?" Barış acıyla bağırırken konuşması da kaymış, özüne dönmüştü. Onların bu haline kahkaha atarak iki elimi ağzıma megafon gibi dayadım.
"Isır Açelya, hak etti!"
"Ula yenge!" Barış Açelya'yı ikisine de daha fazla zarar vermeden tekli koltuğa atmayı başarınca üzerine doğru eğilerek onu iyice araya sıkıştırdı. İkili bir süre öylece birbirlerine baktıktan sonra aynı anda kahkahalara boğulunca kalan herkes de kendini atacak bir yer bularak gülmeye başlamıştı.
"Nasıl suç üstü yaptık ama?" Berkan pişkin pişkin sırıtınca İrem ona nefret dolu bir bakış attı.
"Geri zekalısınız, Berkan. Millet bir de sizi insan yerine koyuyor. Ya kafamı vursaydım düşüp?" İrem'in kızgınlığı korkusundan geliyordu.
Berkan uzanarak onu koltuğunun altına çekti. "Ne abarttın be kızım, yakaladım işte seni." İrem bir süre debelendikten sonra Berkan'ın kolunu ısırınca o da bağırdı. "Ya köpek misiniz ya? Niye ısırıyorsunuz?"
"Hoşt! Sensin köpek!" İrem cırlamış ama Berkan'dan kurtulma çabasına bir son vermişti. Zaten kendisinin Berkan'a çok direnebileceğini de sanmıyordum, eğer gözlemlerim doğruysa bu ikili yakında olurdu. Berkan sırıtarak arkasına yaslanınca Melisa oflamasıyla saniyelik sessizliğimizi bozdu.
"Ben acıktım ya, yemek mi söylesek?" Birkaç kişiden onaylayan sesler çıkınca Kerem beni kucağından indirip koltuğa, tam dibine bıraktı, sonra da cebinden telefonunu çıkardı.
"Hiç zahmet etme Kerem, bizim buradaki restoranlar eve servis yapmıyor." Lal'e destek olan Açelya da devam etti, "Aynen, ama dolapta var bir şeyler. Birileri markete koşup eksikleri alırsa hazırlarız hemen."
"Ben hiç gidemem, gelinim ben." Hemen aradan sıyrıldığımda Kerem de damat olduğunu iddia ederek benim bahaneme sığındı. Açelya evde hazırlığa başlaması gerektiğini, Barış ona yardım etmesi gerektiğini söyleyince, Tuğçe ve Yunus da tarif bulma bahanesiyle telefonlarına gömüldüler. En son herkesin kafaları Melisa, İrem, Lal ve Berkan'a dönünce Berkan cebinden anahtarlarını çıkardı.
"Beni bırakın, motorumu alın." Sanki mafya tarafından esir tutuluyormuş da onlara canı yerine para teklif ediyormuş gibi bir dramatiklikte söylediği bu cümleye sırıttım. Arkadaşlarımın hiç birinin akli dengesi yerinde değildi.
İrem gözleri parlayarak anahtarları kaptı, "Hep motora binmek istemiştim." Anahtarları göğsüne doğru bastırdığında Berkan korku dolu gözlerle baktı ona.
"Hiç binmediysen süremezsin, bırak bebeğimin anahtarlarını!"
"Ağlama ağlama, ben sürerim. Metehan abinin de motoru var, biliyorum nasıl sürüleceğini." Lal öne atıldığında İrem hemen koşarak onun koluna girdi, Berkan'a da dil çıkardı. "İrem de yardıma gelir. O zaman," parmağını Melisa ve Berkan'ın üzerinde gezdirdi. "siz ikiniz de etrafı toparlayın." İkili aynı anda yüzlerini buruşturup isyana başlayınca Lal onları duymamış gibi yaptı. "Hadi İrem kuşum, üzerimizi değiştirelim de gidelim."berkankutlu, gokce.a.akturkoglu, iremcee ve 46253 kişi beğendi
@lal.arikan: Motorumun kusuruna bakmayın kızlar ft. @iremcee 😜
berkankutlu: Kusuru yok, çünkü benim 😎
iremcee: Yazık yavrum, kafasına çok vurdum her halde, kendini kusursuz sanıyor
galatasarayımaskim: nE? Ne? NE? Neler oluyor burada?
forgalatasaraylove: Dişi bir kişi Berkan'a tepki verdi, ilk defa görenler beğensin.arikan.acelyaa: İki arada bir derede bu fotoğrafı nasıl çektiniz siz ya?
lal.arikan: İçerde adamlarım var amiral, her isteğimi yerine getiriyorlar.
tugcealaaca: Adamları = @melykitty
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüzük / Kerem Aktürkoğlu
FanfictionFutbolcu Kerem. Galatasaraylı Kerem. Mustafa amcanın torunu Kerem. Kocam Kerem. Gökçe Altun kendisini Kerem Aktürkoğlu ile evlenme dairesinde bulduğunda 20 yaşında, üniversite ikinci sınıf öğrencisiydi. Kerem'le daha öncesinde hiç konuşmamış, nik...