"Hadi bakalım!" Kerem'in ellerini çırpıp masadan kalkmasını çayımı yudumlarken izlemiştim, neden her sabah enerjikti? Ben kendimi daha başlamadan iş rutinine hazırlıyor olmasam hayatta bu saatte kalkmazdım ama o erken kalkıp nispeten geç yatıyor olmasına rağmen hep bıcır bıcırdı. "Şimdi, karıcığım, ben antrenmana gidiyorum, sen de alışverişe."
"Ne alışverişi be?" Bu gün yerimden kıpırdayasım yoktu, dün akşamki maç gecesi heyecanından sonra bütün kaslarım ağrıyordu. Barış ve Yunus'u evden kovana kadar saat bir olmuştu, arkalarını toplamayı bitirene kadar iki ve ben Kerem'i de başımdan savar savmaz uykuma devam etmeyi planlıyordum.
"Düğün alışverişi," ona anlamaz bir şekilde baktığımda göz devirip devam etti. "merak etme, bizimkine daha var. Takımca katılmamız gereken bir düğün, yönetici ekipten biri evleniyor. Sen de karım olarak ilk defa toplu bir etkinliğe katılıyorsun."
"Bu akşam mı?" Ne olur yarın desindi.
"Evvet, hadi kalk." Kerem masadaki zeytin tabağını alıp buzdolabına kaldırdı.
"Ben gelmesem?"
"Kalk dedim, Gökçe." Oflayarak ve göz devirerek kalktım yerimden. Buraya gelirken böyle etkinliklere gitmek zorunda kalacağımın bilincindeydim zaten, sadece zamanlamasını hiç beğenmemiştim. Hızlıca kahvaltımızı toparlamasına yardım ettim.
"Saat kaçta gideceğiz?" dediğimde bir süre düşündü.
"Yedi gibi çıkarız her halde, Barış'ı da almamız lazım." Bu söylediği üzerine yüzümü buruşturduğumu görünce küçük bir kahkaha attı. "Merak etme, yemez seni."
"Ben daha çok boynumu falan kırar diye korkuyorum."
***
Kerem ek kartını kullanmaya söz verdirerek beni İstinye Avm'ye bırakmış, ben de kat kat gezerek uygun olabilecek birkaç elbise almıştım. Aslında tek bir tane alacaktım ama bu etkinliklerin çoğalabileceği ve Kerem'in beni her seferinde alışveriş merkezine sürüklemek isteyeceği fikri aklıma geldiğinde birkaç tane alıp bu ziyaretlerden kendimi kurtarmayı akıl edebilmiştim. Poşetimde taşıdığım elbiselerin tek bir tanesi, bütün gardırobumdan daha pahalıydı, ayakkabılarsa onlardan daha beter ama böyle olmak zorundaydı. Kerem üstüne bastıra bastıra hiçbir masraftan çekinmememi söylemişti. Haklıydı, zaten bu akşamdan sonra hakkımızda haber yapılacak olması kesinken bir de magazincilerin ağzına fazladan laf vermemeliydik.
Beni üç saat süren alışveriş gezimi sonlandırmaya itense karşımda gördüğüm kocaman kuaför olmuştu. Uzun zamandır bir saç bakımı yaptırmayı düşünüyor, hem üşeniyor hem de masraftan kaçıyordum ama şimdi elimde limitsiz bir kart bir de fazladan iki-üç saat olunca gözüme kestirmiştim kuaförü.
"Merhaba," karşılamaya yaklaştığımda bir yandan da içerisinin doluluğunu göz ucuyla kontrol etmiştim, umarım randevusuz geldiğim için kovulmazdım. "randevusuz geldim ama müsait miydiniz?"
"Hoşgeldiniz, listeye bir bakmam gerekecek." kız önündeki bilgisayardan birkaç şey yaparken bir yandan da konuşmaya devam etmişti. "İşleminiz neydi?"
"Saç bakımı," gözüm tırnaklarıma takılınca battı balık yan gider hesabı konuşmaya devam ettim. "manikür, pedikür, sonrası bir de fön çektik mi tamamdır."
"Sizin işiniz uzunmuş, sizi başka bir gün misafir etme şansımız yok mu?"
"Maalesef, bu akşam Sevilay Akkaya'nın düğününe hazırlanıyorum." diyerek çıkmaya yeltenmiştim ki kız beni durdurdu.
"İsminiz neydi?" Yes! Gökçe Aktürkoğlu yemleme konusunda bir uzmandı. Tabi kızın alttan alttan verdiğim bu bilgiyi yutması şansımın yaver gittiğinin göstergesinden başka bir şey değildi. Sanki hiçbir şey yapmamışım gibi gülümsedim.
"Gökçe Aktürkoğlu." Kız bir yüzüme, bir elimdeki poşetlere bir de alyansıma baktıktan sonra hızlı bir karar verip masasının arkasından çıkarak yanıma ilerledi.
"Şöyle buyrun, sizinle ilgilenmeleri için birilerini ayarlayacağım."
Planın en önemli parçasıysa plana sadık kalıp son ana kadar onu devam ettirmektir, o yüzden kızın beni dinlenme koltuklarına yönlendirmesine izin verirken konuştum, "Doluyuz demiştiniz, sorun olacaksa başka bir yere de gidebilirim?"
"Olur mu öyle şey, sizin gibi müşterilerimiz için hep vaktimiz var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüzük / Kerem Aktürkoğlu
FanfictionFutbolcu Kerem. Galatasaraylı Kerem. Mustafa amcanın torunu Kerem. Kocam Kerem. Gökçe Altun kendisini Kerem Aktürkoğlu ile evlenme dairesinde bulduğunda 20 yaşında, üniversite ikinci sınıf öğrencisiydi. Kerem'le daha öncesinde hiç konuşmamış, nik...