23.BÖLÜM

9.9K 413 11
                                    

MULTİMEDYA YEKTAYLA SAHİLDE KONUŞURKEN :)

Eve gelince direk odama çıkmıştım üzerimdekileri çıkarıp duş almıştı şuan dolabın karşısında şortumu giyiyordum üzerime askılı mor tişortümü giydim saçlarımı topuz yaptım kendimi yatağa attım telefonumu da kapattım yarın okula gitmiycektim.

***********

Sabah uyandığımda başım çatlıyordu yataktan yavaşca kalktım banyoya girdim elimi yüzümü yıkadım ayağıma puflarımı giydim kapıyı açıp çıktım merdivenleri indim salina girdim babamlar mutfakta kahvaltı yapıyordu koltuğa yayıldım televizyonu açtı Asla Vazgeçmemi açtım yiğite ölüyordum saat kaç yaa duvara baktığımda 1:00 oha cektim içimden.

Sesler solana doğru gelince güzel şekilde yatmaya başladım kapıya baktığımda abim girdi azat abim girdi amcam babam ve yekta hemen toplandım "Günaydım millet"dedim ya bizim aile halen sinirli bunların derdi ne yaa azat abim kaşlarını çattı "sen niye okula gitmedin telefonlarınıda açmıyormuşsun eylül meraktan öldü"gülerek "başım çatlıyo ha konunuz özelse ben bahçeye çıkıyorum"babam evet anlamında başını salladı.

Ayağa kalktım yektanın yanından gecerek bahçeye çıktım hava güzeldi güneş vardı hamağa geçtim yayıldım adamlara baktım "pışt korumacık"adam hemen yanıma geldi "Almila hanım buyrun"ne kadar güneş olsada soguktu "odama çık hırkamı getir"adam başını sallayıp "hemen efendim"koşarak eve girdi.

Gözlerimi kapattım hafif rüzgar esiyordu bacaklarım donmuştu şort giyersen olacagı buydu üzerime örtülen baddaniyeyle gözlerimi açtım yektayı görünce ayaklarım ellerim birnirine girdi sanki hamağın kenarını tutacakken yere yuvarlandım yekta gülerek "yardım ister misin"kaşlarımı çattım "geri bas"dedim.

Kendimi toparladım ayağa kalktım baddaniyeyi üzerime sardım eve girdim salondan geçip mutfaga girdim dolaptan portakal suyunu aldım bardak aldım portakal suyunu doldurdum içerek merdivenleri çıktım odama girdim.

Elime leptobumu aldım facebook girdim instagrama göz attım geri kapattım dolabımın başına gectim mini etek mor üzerimede uzun kollu vücuda yapışan beyaz bluz giydim etegin içine verdim ayagımada mor bilekten bağlamalı topuklularımı giydim saçlarımı düzleştirdim makyaj yaptım aşağıya indim "yeniden günaydın ve güle gülee"babam göz devirerek "nereye gidiyorsun"dudağımı büzdüm gülerek "yol nereye götürürse"babam kaşlarını çattı "sen ve eylül tehtid altındasınız yanınızda biz olmadan hic bir yere gidemezsin ve gördüğün gibide bizim işlerimiz var otur oturduğun yere "oflayarak koltuğa oturdum azat abim pis pis sırıtarak "yekta senin bir işin yok şuanlık eger senin için problem olmazsa Almilayla istediği yere gidermisin"yekta gülümseyerek "tabi ki"..

Babama baktığımda hic takmıyordu yekta hadi der gibi kafa sallıyordu evden çıktık onun o muhteşem arabasına bindik arabayı sürerken "nereye gidiyoruz "dedi ona bakmaya tenezzül etmedim "....... alışveriş merkezinde ki kafeye gidicez"sesli bi nefes verdi "başka bir yere gitsek"camdan dışarıya bakarak "iyi tamam"dedim.

Araba durunca indim peşimden de yekta indi kafe güzeldi şeye benziyordu hani bodrumda ki kafeler varya onlara benziyordu.

Kafede ki masalardan birine oturduk garson hızlıca yanımıza geldi "hoşgeldiniz yekta bey"yekta burda tanınıyordu demek "koçum bana kahve getir"adam bana baktı "hanım efendi siz"gülümseyerek "latte"adam kafa salladı ve gitti.

Yektaya her ne kadar bakmak istemesemde gözüm kayıyordu "Azat'ın bana neler yaptığını öğrenmek ister misin?" Gözlerimi gözlerine diktim " gerek yok" dedim garson masaya kahve ve lattemi koydu.

Lattemden bir yudum aldım telefonumi elime aldım bir sürü arama vardı masaya koydum Lattemden bir yudum daha içtim "doğum günü partine gelebilir miyim"yani gele bilirdi "sorun çıkarmıycaksan gelebilirsin"dedim off sorun çıkarmazsan ne yaa he gel deseydin daha iyiydi ...

Sessizce lattemi içerken boşta ki elimi tuttu "bak özür dilerim soğuk davranmasan bana"gülerek "ne yapma mı istersin kendi istediğimle ikinci defa dudaklarına yapışmamı mı"elimi elinden kurtardım.

Gözlerimi gözlerinden çekmedin beni sinir ediyordu ama o eğleniyor gibi duruyordu.

Kahvemizle latte bitince kafeden ayrıldık arabasına geri bindiğimizde gine bir sessizlik ortamı ele almıştı "şimdi nereye gidelim"surat asarak "eve gidelim senle daha fazla vakit geçirmek istemiyorum"gözlerini üzerimde hissediyordum ama bakmıycaktım. Araba daha çok hızlanınca korkucağımı zannediyordu ama hayır korkmuyorum daha fazla hızlandı daha fazla hızlandı ses çıkarmadım hafiften korksamda sesimi çıkarmadım.

Arabaya dolan dumanla ona baktım sigara içiyordu "şu sigarayı içmezsen sevinirim"gülerek"kusura bakma bende böyleyim"gözlerimi devirdim kendi tarafımda ki camı açtım kafamı o tarafa cevirdim sahil yolundan gidiyorduk.

Yektaya bakıp "sahilde biraz otura bilirmiyiz"dedigimde gülerek "hani benimle daha fazla vakit geçirmek istemiyordun"sinirle ona baktım"istemiyorsan sen git kimse seni zorla yanımda tutmuyo"dedigimde arabayı durdurdu park etti sonra da indik.

Sahilde boş boş yürürken her zaman ki yerime oturdum yekta da yanıma oturdu sırtımı banka yasladım her zaman ki gibi denize bakarak derinlere dalmaya başladım denizin dalgasındna çıkan sesi dinlemeye çalıştım vapurun korna sesini martının cıyak cıyak sesini dinlemeye başladım işte huzur buydu belkide yüzümde istemsizce gülümseme oluştu.

Derin derin nefes alıp veriyordum sanki denizin yanımda olmasan yaşayamam gibi geliyor tek rahat rahat nefes alabildiğim yer burası tek sığına bildigim yer burası başka hiç bir yerim yok "ne düşünüyorsun böyle"denize bakarak "hiç bir şey"dedim aklımdan geçenleri okuya bilseydin yekta benden uzaklaşmak için elinden geleni yapardın belki "nasıl bu kadar rahatlaya biliyorsun yüzünde ki o nayif gülümseyi nasıl ortaya çıkarta biliyorsun"gülerek "dediğimi yap o zaman"aynı şekilde gülerek "tamam yapalım bakalım".

Yektaya döndüm göz göze gelince tebessüm ettim "bana değil denize bak yekta"kafasını denize çevirdi "şimdi derin bir nefes al"dedigimi yaparak derin bir nefes aldı "gözlerini kapat"gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı "şimdi denizin dalgasının duvara vurduğu sesi duymaya çalış"gülerek"duyamıyorum"dedi bende gülerek "hissetmeye çalış duymaya çalış kendini dalga yerine koy ve sürekli duvara çarptığını hadi"konsantire olmya çalışıyordu "şimdi vapurun korna sesine odaklan"deniyordu biliyorum"ve şimdi martın sesine"odaklanıyordu biliyorum "bak istanbulun sesi anladın mı ben bu sesle sakinleşiyorum kendime geliyorum her canım yandığında bu sesi hissediyorum" gözlerini açıp bana baktı "sen.sen çok farklısın içinde sert biri var ama sen kalbinde ki çocukla yaşamaya çalışıyorsun..."gülümseyerek önüme döndüm.

ARKADAŞLAR SİZCE NASIL GÜZEL GİDİYOR MU KİTABIM LÜTFEN YORUMLAYIP VOTELEYİN...

MAFYANIN KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin