48.BÖLÜM

3.9K 221 19
                                    

Sabah alarm sesiyle uyandım yataktan kalktım hızlıca duşa girdim çıkınca hızlıca mor çiçekli elbisemi giydim saçlarımı maşa yaptım hafif bir makyaj yaptıktan sonra mutfağa geçip dolapdan sandiviç için malzemeleri masaya koydum ekmeğimi hazırladım yanına meyve suyu hazırladım sandivicimi yiyip meyve suyumu içip mutfaktan çıktım salonda unuttuğum saatimi koluma taktım salondan çıkıp kapımın hemen yanında ki ayakkabı dolabımdan sandaletlerimi alıp ayağıma giydim çantamı alıp kapımı kilitledim.


Evden çıktıktan sonra kulaklığımı taktım yürüyerek kafeye gidiyordum iki tane siyah araç yanımdan yavaşça geçti korkmuştum burda böyle serseri tipler vardı ama böyle rahatsız edecek şekilde geçmezlerdi kafeye geldiğimde kapıyı açtım çantamı tezgahın arkasına koydum belime önlüğümü taktım elime süpürgeyi aldım mutfağa geçip yerleri silmek için paspası aldım.


Süpürgeyle önce kafenin önünü süpürdüm daha sonra kafeyi süpürdüm yerlere paspas attıktan sonra masaları düzelttim kafenin bütün camlarını açtım bugün zeynep anne gelecekti naci babanın tatil günüydü, hoparlörlerden klasik şarkı açtım sabah kahvaltıya gelen müşteriler istiyordu genelde.


Daha hiç müşteri gelmemişti mutfaktan çayımı demleyip kafenin dışında ki masaya oturdum çayımı deniz manzarasına karşı içmeye başladım gözümü çevrede gezdiriyordum"günaydın derin kızım"gülümseyerek takıcı kemal abiye selam verdim"kemal abi senin kız gelmiyor mu bu sene"gülerek"gelemiycek istanbulda okuyo ya buraları unuttu iyce"güldüm"gelir bir gün"dedim.


Tam karşıma araba durmuştu demin ki siyah araçtı ama şimdide bir taneydi içi görünmüyordu çayımı alıp kafeye girdim.İlk müşteri gelince servise başladım öğle saatine daha çok gelmeye başalmışlardı servisi hızlandırmıştım zeynep annede gelmemişti kesin uyuya kalmıştı yada naci baba göndermemişti onlar dinlensin benim tontişlerim canlarım ya hesapları alıp yeni müşteriler geliyordu servisin birini bitirip birine başlıyordum sonunda kimse kalmamıştı öğle servisi bitmişti ve bende bitmiştim.


Masaları temişlemiştim hava kararmaya başlamıştı kapıya çıktığımda naci baba geliyordu paytak paytak gülümseyerek karşıladım onu"hoşgeldin naci baba"dediğimde biraz tedirgindi ama bana belli etmemeye çalışıyordu "kızım senin sahne saatin değil mi"gülürek"bugün geç kapatıcaz ya naci baba hafta sonu bugün"kafa salladı"unutu vermişim kızım gülümsedim "gel naci baba sen geç masaya otur ben sana çay getiriyim"tamam diye kafa salladı mutfağa geçip bardağa çay koydum naci babaya götürdüm.

İnsanlar çoğalınca naci baba sahne zamanı olduğunu belli etmek için kafenin zilini çalmıştı burdakiler bunun anlamını biliyordu üzerimde ki önlüğümü çıkardım kasanın yanına koydum sahneye çıktım mikrofonu ayarladım sandalyeye oturdum sandalyeler sahneye dönmüştü bir sürü insan vardı bizim kafede küçük değildi hani iyi para alıyorduk bu sayede gitarı ayarladıktan sonra şarkıya giriş yaptım;

"Ne yoldu ne sondu beni bir yere götüren
Sebepti sonuçtu beni derbeder eden
Belki yoktun var sandığımda bile
Hep yalnızdım kendimi kandırmışım meğerse

Zarardı ziyandı hep ellerimde kalan
Yalandı dolandı hiç sıkılmadan oynanan
Belki uzaktın yakın sandığımda bile
Hiç dokunmamıştım benim sandığım kalbine
"

Gitarı çalaya devam ettim çünkü kapının orada babam abim azat abim duruyordu bana bakıyorlardı sertçe yutkundum şarkıya devam ettim;

"Dünya güzel bir yer değil içim acı içim kederli bak yine
Benim solup giden güzel kokan çiçeklerim var
Sevda güzel bir şey değil içi hüzün iki gözünde yalanlar
İnanıp da sevdiğim diye sarıldığım bedenler var
Ya da yok


Ne yoldu ne sondu beni bir yere götüren
Sebepti sonuçtu beni derbeder eden
Belki yoktun var sandığımda bile
Hiç dokunamamıştım benim sandığım kalbine "

Onlara bakıp söylemiştim onlar beni nerden bulmuştu ki şarkı bitince onlarla konuşmamak için mikrofona yaklaştım"ikinci şarkıyı söylüycem arkadaşlar"dedim gitara başka notalar girdim ;

"Durup düşünmeye zamanın olur mu ?
Yitirmeden anlamaz insan
Sevdiklerin yolun sonunda
Sarıl her fırsatında o insana
Arkasından ağlayan olma
Geri getirmez çok ağlasan da

Durur, durur belki baş ucunda
Annen baban kendi çapında
Abin bile 47 yaşında

Ömür, ömür sanki bir kara kutuymuş
Gün gelince herkesin açılmış,
Ama sorarsan hep geç kalınmış

Güzel günlerimizin bittiğini sanma
Belki bir daha böylesi olmaz
Ama her bi gün güzel aslında
Yakın durmanın zor olduğu ortada
Uzak olmak her zaman en kolay,
Ama en zoru yalnız olunca

Uyur, uyur belki hep yanında
İlk sevgilin kendi solunda
Her hatıra asılı duvarında
Ömür, ömür sanki bir kara kutuymuş
Gün gelince herkesin açılmış
Ama sorarsan hep geç kalınmış "

Şarkı bitince gitarı sandalyeye yasladım sahneden indim müşteriler eski hallerinde oturmaya dönmüştü bende aralarından geçip naci babanın yanına gittim" benim acil çıkmam lazım"dedim çantamı alıp koşarak çıkmıştım ki abim kolumdan tuttu "nereye gittiğini sanıyorsun"diye bağırdığında naci babanın sesini duydum"derin kızım ne oluyo siz kimsiniz"dediğinde naci babaya baktım"naci baba onlar bunlar"dediğimde naci baba öylece donup kalmıştı "abi bırak artık ben sizinle değilim benim artık bambaşka hayatım var "diye bağırdım çünkü korkuyordum "abi bırak beni lütfen"bırakmamıştı.


Beni sürükleyerek kafeden uzaklaştırdılar azat abime baktığımda bana değişik değişik bakıyordu"2 senede ne güzel olmuşsun"dediğinde gözlerim dolmuştu"eylül neden gelmedi hepiniz burdasınız"dedim dolu gözlerle, babam beni hızlıca kendine çekti sımsıkı sarıldı"gidiyoruz buradan Almila"kendimi zorda olsa babamdan kurtardım "beni son kez dinleyin Almila öldü tamam mı ben burda yeniden bir kız yarattım adıda Derin geri dönemem ben o şehre ait değilim ben artık buraya aitim burada yeniden nefes aldım istanbul beni öldürdü beni çürüttü burası bana iyi geldi siz kendi yerinize gidin siz orda nefes alabiliyorsunuz beni burdan ayırmayın lütfen gidin"diye bağırdım gözümde ki yaşlar akıp giderken...

MAFYANIN KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin