Odadan ses gelmiyordu sesler kulaklarımda çınlıyordu kapı açıldığında yer kan doluydu duvardan tutunarak ayağa kalktım odaya girdim yerde ki kanı takip ettiğimde kadının kanlar içinde olduğunu gördüm ağlamıycaktım tabiki gözümü biraz kaydırdığımda dizlerinin üzerine çökmüş affallamış bir şekilde öylece bana bakan yektayı gördüm dizlerimin üzerine çöktüm ellerimle yüzünü avuçladım"neden yaptın bunu bana ikimize neden yaptın"konuşmuyordu biliyordu hatasını"affetmiycemi biliyorsun ikinci defa güvenimi yok ettin, beni kırdın, beni yok ettin, eserinden gurur duyuyor musun yekta"gözleri dolmuştu tıpkı benimkiler gibi yavaşça ona yaklaştım yanağımı onun yanağına yasladım başımı onun başına yasladım sessizce onun kulağına fısıldadım"seni çok sevdim kötü çocuk çok sevdim ama artık veda zamanı..."yutkundum ve tekrar konuştum"ben artık senden tamamen gidiyorum seni çok sevdim bunu bil ve öyle yaşa kendine iyi bak elveda" yüzümü ondan uzaklaştırdım gözlerimi gözlerine sabitledim ağlıyordu bende ağlıyordum son kez dudağına küçük bir buse kondurdum ayağa kalktım ağır adımlarla odadan çıkıyordum ki son kez arkama döndüm fısıldayarak bana yalvarıyordu"gitme...gitme ne olur kendimde değildim...Almila gitmeee"gözlerine son kez baktım ve kendimi odadan dışarıya attım.
Azat abim beni belimden tutup kendine yasladı yürümeye mecalim yoktu beni ağır adımlarla çıkarıyordu nefes alamıyordum "Almila iyi misin"dedi Azat abime cevap verememiştim ama kötü olmuştum ayaklarım beni taşıyamayınca yere yığıldım Azat abim beni hızlıca kucağına aldı kafamı göğsüne yasladım"abi ben nasıl dayancam ki"dedim çatallaşan ve kısık çıkan sesimle.
********
Şuan gecenin 4;00'dü sırt çantama bütün paramı koydum bir kaç da kıyafet koydum evde herkes uyuyordu gözlerimde ki yaşı hızlıca sildim kapıyı açtım ağır ve yavaş adımlarla merdivenlerden indim kapıdan çıkarsam korumalara yakalanırdım bu yüzden bahçe kapısından çıktım koşarak hızlandım az ileride çağırdığım taksi vardı hızlıca taksiye bindim.
Havalimanına gelince akşamdan aldığım bileti gidip danışmadan aldım bekleme yerinde oturdum izmire Datçaya gidiyordum gözlerimi havalimanının kapısına kilitledim belki gelir diye ama gelmiyceni biliyordum nefesim gögüs kafesimi acıtıyordu uçağımın kalkacağı anons ediliyordu ayağa kalktım son kez kapıya baktım gözümden düşen tek damlayla uçağa ilerledim.
-------------3 SAAT SONRA-----------
İzmire ayak basmıştım havalimanın da öyle bekliyordum artık ailemden de kendimden de İstanbul'dan da uzak durucam. Hızlıca havalimanından çıktım taksilerden birine atladım"beni bir pansiyona götürür müsünüz"adam gülümseyerek arabayı sürmeye başladı öncelikle kendime yeni bir telefon alacaktım ve unutmadan yeni bir kimlik çıkartacaktım.
yol üzerindeyken yeni bir telefon ve hat almıştım daha sonra otele gelmiştik.Çantamdan parayı çıkarıp adama verdim ve pansiyona doğru adım adım ilerledim güzel şirin bir yere benziyordu pansiyona giriş yaptım danışmada ki kadına gülümseyerek yaklaştım "merhaba kalmak için bir oda arıyorum"kadın gülümsedi"kimliğinizi verirseniz işlemlerini başlatabilirim"güldüm ve çantamdan parayı çıkardım"kimliğimi 1 hafta içinde size teslim edeceğim" dedim yüksek bir mevlada parayı uzattım kadın anahtarı bana uzattı"çok teşekkür ederim canım" dedim.
Merdivenleri tek tek çıktım odamı çok aramadan buldum kapıyı açıp odama giriş yaptım çantamı bir köşeye attım kendimide yatağa attım ben babama aylar önce demiştim gidicem buralardan annem gibi gidicem ve sen bile durduramıycaksın demiştim oda bana izin vermiycem demişti ama babacım senden de yektadan da tüm aileden de öyle bir kaçtım ki izimi bulamıycaksınız.
******* 2 yıl SONRA******
Koskoca 2 yıl olmuştu adım da artık Almila ünal değil di adım artık Derin karaydı buralarda bir iş de buldum küçük bir kafe de garsonluk yapıyordum kafe'nin sahibi yaşlı tonton karı kocaydı benide kızları gibi seviyorlardı tüm hayatımı biliyorlardı.Ailemi ve Eylülü çok özlemiştim Eylül de dahil hiç kimse benim nerede olduğumu bilmiyordu.
"bakar mısınız" kafamı sesin geldiği tarafa baktığımda müşteri geldiğini gördüm elime kağıtla kalemimi alıp gülümseyerek gittim"hoş geldiniz buyrun"dediğimde"bir tane kahve ve vişneli pasta alabilir miyim"vişneli pasta haa düşen yüzüm hemen geri eski haline gelmişti gülümseyerek "hemen getiriyorum efendim"adam kafasını kitabına çevirmişti.
Zeynep anneye siparişi verdikten sonra tekrar oturup bekledim çok geçmeden elinde tepsiyle geldi tepsiyi bana verdi gülümseyerek elinden aldım müşterinin yanına gittim masaya pastasını ve kahvesini koydum"afiyet olsun"dedikten sonra tekrar eski yerime geldim.
Kafe yavaş yavaş doluyordu zaten bizim kafe hep akşam saatine doğru doluyordu bugün bayada müşteri toplamıştık naci baba el sallayarak beni çağırdı yanına gittiğimde "Derin kızım sahne saati"gülümsedim tamam anlamında kafamı salladım belimde ki önlüğü çıkardım kasanın yanına koydum üstüme çeki düzen verdim sahneye çıktım burda hem gitar çalmayı öğrenmiştim hemde sesimi keşfetmiştim sandalyeye oturdum elime gitarı aldım mikrofonu ayarladıktan sonra hem çalmaya hem söyleme başladım;
"Ben sana doyamadım baksam da yüzüne
Kimseyi koyamadım senin olan bu yere
Ben seni tutamadım sarsam da tenime
Gündüzüm geceye döner dönmeyen sensin yine"
"Kimseler anlamaz kimseler saramaz
Kim sever seni benim sevebildiğim kadar
Kimseler göremez kimseler duyamaz
Bilenler bilmez olur benim yüreğim yanar"
"Ben sana kıyamadım kırsan da döksen de
Dalgayım bu denizde kıyılar sensiz yine
Ben seni bulamadım saklandın bir yereGündüzüm geceye döner gönül matemlere"
Şarkı bittiğinde herkes ayakta alkışlıyordu benimse yine içimde kocaman bir burukluk vardı aslında artık canım acımıyordu ama her söylediğim her dinlediğim şarkı onu bana hatırlatıyordu YEKTAYI....
Sahneden indikten sonra bir kaç saat daha servise devam ettim servis bittikten sonra zeynep anneyle, naci babayı evine gönderdim bende buraları temizledikten sonra çantamı alıp kafeyi kilitleyip evime doğru yol aldım.
Sahilden doğru gidiyordum kumların üzerinden gitmeyi tercih etmiştim bu kez bugün çok yorulmuştum kumların üzerine oturup denizin kıyıya vuruşunu izledim ne zamandır oturup denizle konuşmuyordum.Gökyüzünde yıldız gine çoktu denize yansıyordu burnuma deniz ve tuzun kokusu dolmuştu rüzgar tenimi okşuyordu ve aklıma gine yekta gelmişti o artık canımı yakmıyordu ama ismi aklımdan da çıkmıyordu Yekta benim hayatımda hem güzellikler getirmişti hemde kötülükler ama her iki şekilde de onun sayesinde tek başıma nasıl nefes alacağımı öğrendim yalnızlığımda kendime hep söz verdim hiç kimseyi kendimden çok sevmiycem diye Yekta benim için o gün bitmişti zaten ama şimdi ki halim ondan kalan küçük izler ve günler daha çok ilerledikçe o küçük izlerden de eser kalmıycak.
Bugünde sana söyledim o şarkıları eminim deniz sana ulaştırıyordur sesimi Yektaa....
Canım okuyucularım sınavdı okuldu vallaha zaman bulamadım sabredip bekleyen bütün herkese çok ama çok teşekkürler....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYANIN KIZI
Ficção AdolescenteMAFYA KIZI, SİZİ FARKLI DÜŞÜNCELERE SOKACAK ,BAZEN ÜZECEK, BAZEN MUTLU EDECEK, BAZEN NE KADAR SAÇMA DEDİRTECEK ,AMA GÜZEL... KİTAP TAMAMLANMIŞTIR. ---KİTAPTAN KESİT --- "Eliyle ellerimi tuttu avuçlarının içine aldı "bu elleri tutmayı çok özledi...