1. BÖLÜM "GARAJ"

28.4K 791 79
                                    


Bölüm şarkısı Skyler Grey ~ Dance Without You

1. BÖLÜM "GARAJ"

Buraya hikayeye başladığınız tarihi ve saati yazın lütfen. 💛

Acı bizi biz yapan, yolunda bazen tehlikelere girdiğimiz diğer yanımızdı. Ağlarken kendimize acı çektirirdik. Yağmurun altında rahatladıktan hemen sonra hasta olduğumuzda, birini kırdığımızda, vurduğumuzda, bağırdığımızda ve uyuduğumuzda.

Bazıları sevdiği adamı görmek için uyuyup kendine acı çektirirdi, bazıları hayatlarına son vermek istediği için uyurdu. Bazıları ise sadece her şeyin bitmesini umarak uyurdu.

Umut bizi öldürüyordu.

Acı bizdik.

Bizi, biz öldürüyorduk.

Babamın beni sertçe dürtmesiyle uyanmıştım. Göz kapaklarımı ağır ağır açtım ve hayatımda zerre kadar önemi olmayan adama baktım bir süre. "Hadi artık kalk yeter! Ne kadar benziyorsun o pislik kadına! Sen de kaçacaksın değil mi? Annen olacak o kadının izinden gitmeye devam et!"

O babamdı. Annemin bizi terk edişinden sonra paronayak olan babam. Annem, babamla evliyken bir başkasına aşık olmuş ve onunla gitmişti. Benim ve babamın ruhunu alarak çekip gitmişti. Babam o günden sonra beni her gördüğünde deliriyordu çünkü anneme çok benziyordum.

Ben mi? Ben ise küçük yaşta annesi tarafından terk edilmiş, babası tarafından nefret edilen bir üniversite son sınıf öğrencisiydim. Birkaç yıl önce karanlık bir adam olduğunu bile bile bir adamı sevmiştim.  Onun yeşille sarılmış siyah gözlerini, siyah bir kadifeyi andıran saçlarını ve sert yüz yapısını asla unutamazdım.

Sonra o ne mi yapmıştı?

Beni aldatmıştı.

Ondan ölesiye nefret ederken, nasıl olurda hâlâ onun yüzünü unutamıyordum bilmiyordum.

Belkide nefretim ona sıkı sıkıya bağlanmıştı.

Benim kalbimdeki cam kırıkları artık kan akıtmıyordu. Kan kusturuyordu. Oysa ben annem ve babam tarafından bile sevilmiyordum. O adam tarafından nasıl sevilebilirdim ki?

Doğruldum ve çıplak ayaklarıma aldırmadan banyoya girdim. Orada ihtiyaçlarımı giderip odama geri döndüm. Mavi gözlerim, ruhumu yansıtamayacak kadar renkliydi. Ben siyahtım. Üstüne kara çizgiler atılan koyu bir siyah.

Dolabımı açtım giyinmek için. Aslında seçme şansım yoktu, gardırobum tamamiyle siyahlarla bezenmişti. Elime geçirdiğim siyah dar bir kot ve siyah bir hırkayla hazırdım. Makyaj yapmayacaktım. Düzeltmem gerekirse, yapamazdım.

Sandalyemin üstüne bıraktığım siyah çantamı kaptım ve içine 'Siyah buz' adlı kitabı tıkıştırdım. Çantamı takıp aynanın karşısına geçtim ve saçlarımı arkaya atarak bunalmamı engelledim. Gözlerimin altındaki morlukları kapatmayacaktım. Bu kandırmaca olurdu. Ruhum bu haldeyken görüntümü kimse düzeltemezdi.

Kapıya doğru yönelip açık kapıdan koridora atıldım ve dış kapıya doğru ilerledim. Kahvaltı yapmayacaktım. Babamın bağırışlarını etrafı siyah kamçılarla çevrili ruhum bunu taşıyamazdı. Siyah olduğu kadar da güçsüzdü.

Ayakkabılarımı giyerken babama gideceğimi söyledim ve onun tekrar anneme benzediğim hakkında konuşmasını dinlemeden kendimi sokağa attım.

Okula doğru yürürken telefonumu cebime tıkıştırdım ve derin bir nefes aldım. Nefesim bana artık yaşam vermiyordu. Sadece yaşadığımı hissettiriyordu işte. Başka bir şey değildi benim için. Babam kaçabileceğimi düşündüğü için evimize en yakın olan üniversiteye gidiyordum. Hayatım onun ellerindeydi. Benim değil.

TEHLİKELİ İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin