39. BÖLÜM "DÜŞMAN"

1.2K 50 3
                                    

Bölüm şarkısı Chvrches - Forever

39. BÖLÜM "DÜŞMAN"

Umut ve acı bir araya gelebilirdi. Aynı cümlede kullanılabilirdi. Aynı duyguyu ve gözyaşlarını paylaşabilirdi.

Umut insanı bitirmezdi, önce ruhunu büker, sonra kemiklerini kırardı. Umut yavaş ve sancılıydı. Beklerdin. Sadece beklerdin ve umut sen fark etmeden seni bir köşeye attığında geriye kalan tek şey daha fazla gözyaşı ve daha fazla hayal kırıklığı olurdu. Acı ise umudun içinde yer alan bir kamçıydı. Her insan hayatındaki acılarla yaşıyordu. Belki yaşamak değildi bu ancak, yaşıyordu işte. Nefes alıyordu. Seni bitirmiyordu. Her geçen gün bükülen ruhunuz, sivrileşen nefretinizle yaşardınız.

İşte.. işte birbirine tıpatıp benzeyen iki kelime insanoğlunun doğduğu itibaren yanı başında, içinde duran duyguydu.

Bartan, Nevra'nın Görüşme Salonu'ndan ağlayarak çıkışını izledi ve yavaşça yürüyerek Nevra'nın az önce oturduğu sandalyeye oturdu. Nevra görüşme salonunda Erim'i beklemiş, gardiyan kadından onunla görüşmek istemediğini duyunca da ağlayarak gitmişti.

Erim birazdan Bartan'la görüşmeye gelecekti.

Bartan'ın ona sormak istediği birçok soru vardı.

İlk sormak istediği ise apaçık ortadaydı; neden Nevra'yı görmek istememişti?

Erim sandalyeyi yavaşça çekip karşısına oturduğunda Bartan adama baktı.

Erim değişmişti.

Hemde çok.

Bu birkaç ay içinde Nevra her gün Erim'i görmeye çalışmıştı ancak Erim onu görmek istemiyordu. Bartan kardeşleri olarak gördüğü bu iki insana öyle üzülüyordu ki bir şey yapamamak canını sıkıyordu.

Bartan Erim'in laciverte dönmüş keskin gözlerine, hafifçe uzamış sakallarına ve karışık saçlarına baktı. Adam öyle öfkeli öyle bitmiş görünüyordu ki Bartan ne diyeceğini, nasıl hareket edeceğini bilemedi. "Hoşgeldin kardeşim," dedi sandalyede dikleşirken. "Nasılsın?"

"İyi," diye kestirip attı Erim. Konuşmak istemiyordu. Sanki tüm sözler bitmiş, konuşacak hiçbir şey kalmamıştı. "Sen?"

"İyi değilim kardeşim. Sen de iyi görünmüyorsun, ben seni tanırım. Bana yalan söylemene gerek yok." Bartan dudaklarını birbirine bastırdı. "Neden Nevra'yı görmeyi reddediyorsun?"

Erim masaya düşmüş gözlerini kaldırıp sertçe adama baktı ve o da sandalyede dikleşip sırtını sandalyeye yasladı. "Eğer bunu konuşmaya geldiysen defol git."

Bartan'ın kaşları çatılırken hafif Erim'e doğru eğildi ve "Bu sen değilsin," dedi. "Sen Nevra'ya köpek gibi aşıksın ve Nevra'dan konuşmak istemiyorsun öyle mi? Kes şu zırvalıkları, Karaer."

Adamın gözleri kararırken Bartan gördüklerinden memmundu. Erim de tıpkı Bartan gibi eğildi ve "Siktir git," dedi. "Benim konuşacak hiçbir şeyim kalmadı. Anladın mı beni?"

"O kız sana ne yaptı lan! Sadece çok acı çekti, o şerefsizin kıza yapmadığı şey kalmamış. Mecburdu Erim. Bunu biliyorsun, biliyorum. O seni öyle bir seviyor ki her gün kahroluyor. Sen! Bu karşımdaki adam sen değilsin! Konuşacak hiçbir şeyim kalmadı diyen karşımdaki bu adamın öyle konuşacak şeyi var ki bunu ben kendi gözlerimle görüyorum, bu maskenin arkasındakini görebiliyorum kardeşim! Nevra'ya bunu yapma! Kendine bunu yapma!"

Adamın içindeki bu cehennem onu tüketiyordu. Masanın altına sakladığı güçlü yumruğunu masaya vurup masayı titretirken mavi gözleri kararmış, ruhunu gözler önüne seriyordu. Hızla ayağa kalktı ve Bartan'ın yakalarını tutup onu da kendisiyle birlikte kaldırırken "Yapmayayım öyle mi!" Diye bağırdı. Görüşme Salonu'ndaki herkes onlara döndü ve salondaki tüm sesler kesildiğinde herkes adamın içindeki acıya şahit oldu.

TEHLİKELİ İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin