Bölüm şarkısı Jang Je In & NaShow - Kill Me Heal Me Ost
31. BÖLÜM "NEFRET"
●
Deniz ışıkları açık eve bakıp derin bir nefes aldı. Elleri buradan gitmek ister gibi direksiyonu sıkıca tutmuş, gözleri sinirle etrafı izliyordu. Çok değil, birkaç ay önce buraya gelmek ona cennete ayak basmakla eş değerdi ancak şimdi sadece cehennemin kollarına atılıyor gibi hissediyordu.
Aşkı önce nefrete dönmüş, şimdi ise hissizliğin acısında boğuluyordu.
Çıkarıp arka koltuğa attığı deri ceketine uzandı ve üstüne geçirip yutkundu. Adem elması titriyordu ve geçmişindeki hataları onunla kafa bulur gibi gözünün önüne geliyordu. Sinirle bir kahkaha attı ve hırsla kapıyı açıp kendini soğuk havaya attı. Rüzgâr yüzüne sarsılmaz baskısını uygularken, o başını kaldırıp yakalarını düzeltti ve evin merdivenlerini çıkıp müstakil evin bahçesine baktı. Bade anlaşılan kendi hobilerini değiştirip bahçeye merak salmıştı. Başını iki yana salladı ve zile bastı. O sırada mavi renkteki evi uzun zamandır görmediğini düşünüyordu. Burası hiç değişmemişti ancak aksine ikisi de çok değişmişti.
Bade okuduğu kitabın yarıda kesilmesiyle kaşlarını çattı ve sonradan aklına gelen isimle sinsice sırıttı. Ayracı kaldığı sayfanın arasına koydu ve ayağa kalkıp kapıya doğru ilerledi. Bade asla kitabın sayfasını acımasızca katlayan canavarlardan olmamıştı, evet birçok kez insanlardan bir pislik olduğunu, canavar olduğunu duymuştu ancak onu tanıyan biri çok iyi bilirdi ki o tam bir kitap kurduydu ve kimseye davranmadığı kadar kitaplara çok iyi davranırdı.
Her ne kadar gelen kişinin kim olduğunu bilsede, o her zaman planlı bir kadın olmuştu. Bu yüzden kapının deliğinden yine bildiği insana baktı ve geriye çekilip o sinsi gülüşünü hiç bozmadan kapıyı açtı. İlk düşündüğü şey; onun hiç değişmediğiydi.
Deniz kendinden çok olmasada, yinede birkaç santim kısa olan kadına baktı ve tıpkı onun gibi sinsice sırıttı.
Bu sırıtış kadının sırıtışından çok daha tehdit vari bir sırıtıştı.
Bade geriye çekilip adamın mesajını almasına izin verdi ve Deniz içeriye geçerken onu izledi. Bade ona sanki gerçek misafiriymiş gibi çay, kahve verecek değildi ve bu Deniz'i hiç şaşırtmamıştı.
Bade buydu; her zaman açık, her zaman gerçekçi.
Deniz kadının ona oturmasını işaret etmeden tek kişilik, çiçekli koltuğa oturdu ve Bade'nin de karşısına oturmasını izledi. Bu yeni stil Deniz'i çok şaşırtıyordu ve şaşırdığını dile de döktü; "Evini değiştirmişsin." İşaret parmağıyla kadının üzerini gösterdi. "Ve kendini de öyle. Sen asla böyle evde eşofmanla tişörtle durmazdın."
Bade duyduklarıyla güzel sesiyle bir kahkaha attı ve gülümseyerek adama baktı. Anlaşılan kendisinin gerçek bir insana döndüğünün o da farkına varmıştı. "Sen de kendini çok değiştirmişsin. Şuan bana sarılman gerekmiyor muydu?"
Deniz alayla kaşlarını kaldırdı ve dirseklerini dizlerine yaslayıp bedenini öne doğru kaydırdı. "Sarılmamı mı istersin?"
Bade adamın gerçekten değiştiğini düşünüyordu. Eski Deniz'e bu söylediğini söylese, adam ümitlenir, Bade'nin de kendisine aşık olduğunu düşünürdü. Şimdi ise kadınla dalga geçer gibi davranıyordu. Başını salladı ve aniden ciddiyetle adama baktı. Bu kadar eskileri konuşmak yeterdi ona göre. "Artık sadede gelsen, Karaer."
Deniz kadının bunu söylemesini beklemişti, düşündüğü gibi de olmuştu. Kendisinin de sıkıldığını hissediyordu ve artık gitmek istiyordu. "Babanın arkasına saklanan küçük bir çocuk olduğunu bilmiyordum, Bade Erdem. Babanın arkasına saklansada, seni oradan çıkarmadan ikinizi de bitirebileceğimizin farkındasın ve buna devam etmek istiyorsun, öyle mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKELİ İNTİKAM
Romantizmİki adam. Biri karanlık bir buz, diğeri karanlığın kolları. Biri kızıl bir ateş, diğeri mavi okyanus. Bir kadın. Yaşadığı ihanetle, gözünü intikamın bürüdüğü bir kadın. Tüm bu yalanlar, ihanetler, karanlık ve suçlar var olurken kadın yanacak mıydı...