30. BÖLÜM "KATİL"

1.3K 66 12
                                    

Bölüm şarkısı Marina And The Diamonds - Starring Role

30. BÖLÜM "KATİL"

DÜZENLENDİ

Bu bölüm, hikâyenin geri kalanı için çok önem taşıdığından ilahi bakış açısıyla yazılmıştır, diğer bölümler yine Nevra'nın gözünden yazılacaktır.

Nevra mavi gözlerini boşluğa dikmiş gibi yaralı adamın baygın vücudunu izliyordu. Onu tutan eller olmasa, yere yığılacakmış gibi hissediyordu ve bu his öyle berbattı ki korkuyla titriyordu. Erkam'ı bacağından vurmuştu ve Erkam bu yoğun acıdan dolayı bayılmıştı.

"Alın bunu aşağıdaki depoya götürün."

Gözleri, kanlar içerisindeki eliyle karanlık silahı sıkı sıkı tutan adama çevrildi. Gözleri inatla görüntüyü bulanıklaştırıyor, o adamı izlemesine izin vermiyordu. O adam. Her şeyi daha yeni mi görüyordu?

Nasıl böyle kör olabilmişti?

Kolundan çekip onu otutturmaya çalışan elden kurtuldu ve aniden hızla adama yaklaşıp onu göğsünden itti. Gözyaşları sicimle akıyor, midesi iki büklüm oluyordu.

Onu sevmek aptallık mıydı?

"Sen bu değilsin!" Kolları güçsüzleşmişti, hırsla bir yumruk attı ve alnını hâlâ ona sığındığını fark etmeyerek adamın göğsüne yasladı. "Bu sen olamazsın, sen benim Erim'im değilsin.."

Adam karşısında öylece korkusuz, öylece yıkık kadınına baktı ve onu daha da beter hale getirmeyi umursamadı. Elleri kadının kollarını tutup kendinden uzaklaştırırken bir an kanlar içerisindeki omuzlara baktı ve kadını kendinden ayırıp dişlerini sıktı; "Ben tam da böyle bir adamım."

Deniz ellerini saçlarının arasına daldırıp yutkundu ve Elvan'ın Nevra'ya doğru koşmasını izledi. Aşağıya indiklerinde koltukta oturan Nevra, Gizem ve Ayla hariç kimseyi görememişlerdi. Nevra öylece bir yere bakıyordu ve anlaşılan diğerleri de onunla konuşmaya çalışıyordu. Gizem'in kaş göz hareketleriyle bir şeyler anlatmaya çalıştığını anladı ve ona bakıp gösterdiği yere döndü.

Bodrum kata inen merdivenleri gösteriyordu.

Başını salladı ve son kez Elvan'a bakıp merdivenlere ilerledi. Aklı öyle kızla doluydu ki hiçbir şey anlayamamıştı. Aşağıdan bir ses gelmişti ve sonra aşağıya inmişler, kimseyi görememişlerdi. Ofladı ve bodrum katın kapısını sertçe itip içeriye girdi; bodrum siyah duvarlara sahip, uzun duvarlara rağmen bir tane küçük penceresi olan bir yerdi. Köhne yer onun buradan hemen çıkma istediğini tetikliyordu ancak derin bir nefes aldı ve çocukları az ileride görmesiyle oraya doğru yürümeye devam etti. "Nereye bakıyorsunuz?"

Çocuklar yerde bir yere odaklanmış belirgin bir şekilde gergin görünüyorlardı. Abisi Ufuk ve Berat'dan birkaç adım daha ilerdeydi, Ufuk ve Berat'ın omuzlarını tutup ikisinin arasından geçti ve abisinin yanına yaklaşıp baktığı yere döndü ve sessizce fısıldadı; "Siktir!"

Adam gergince dişlerini sıktı ve adeta hırladı; "Kes sesini!"

Deniz onu umursamadı, Berat ve Ufuk'a doğru dönüp tekrar Erim'e baktı. "Abi adam bayılmış, bunu nasıl bu mahalleden çıkaracağız! Polisler iki dakikaya evi basmazlarsa iyidir! Duymuşlar mıdır silah sesini?"

Ufuk Deniz'in omzunu sıkıp Deniz'i biraz Erim'den uzaklaştırdı, şuan karşısında gördüğü ve bu aptallığı yapan adam tanıdığı Erim değildi ve bu adam Deniz'i bile öldürebilirdi. "Asıl sen şu senin kızı söyle. Silah sesini çok duymadınız değil mi? Gerçi Erim susturucu kullandı ama.."

TEHLİKELİ İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin