Rana_minho okuyucuma ithafen.
Bölüm şarkısı Linkin Park ~ Numb
4. BÖLÜM "KADINIM"
●
3 Yıl Önce
Başımı onun dizlerine yatırmış, gözlerimi yere kilitlemiştim. Buğra'nın. İsmi buydu. Ben onun dizlerine yatarken o da silahını temizliyordu. Özenle. Sanki tek varlığı oymuş gibi.
Eli saçlarıma dalarken derin bir nefes alıp fısıldadı; "Sence benim için silahlarım mı yoksa sen mi daha önemlisin, Nevra?" Bana hep Nevra derdi. Asla başka bir isim takmamıştı. Zaten Nevra derken bile sesi asla içten olmazdı. O hep düz bir adam olmuştu.
"Bilmiyorum."
Güler gibi bir ses çıkardı. Saçlarımın arasındaki elleri sertleşmişti. O hep böyleydi işte. Şevkatten yoksun. Tıpkı karanlık adamların olması gerektiği gibi.
"Benim için her zaman silahlar önemli." Başını eğip kulağıma fısıldadı. Tüylerim ürpermişti. "Onlar sayesinde istediğim herkesi yok ediyorum."
"Öldürmenin senin için sadece işten ibaret olduğunu söylemiştin."
"Sadece seni kortutmamak içindi Nevra," dedi saçlarımı boynumdan çekip boynumu açığa çıkartırken. Elindeki silah boynuma batıyordu. "Artık benden korkmuyorsun değil mi?"
Artık emin değildim.
●
Göz kapaklarım bağımsızlığını ilan edip açılırken beynimdeki sesleri susturamıyordum. Neden rüyamda onunla olan bir anımı görmüştüm ki? Göz sınırıma Bartan girdiğinde ona baktım; Önümde ellerini cebine sokmuş, dudakları belli bir aralıkta açık duruyordu ve dik başıyla bana yukarıdan bakışlar atıp kestane rengi gözlerini bana dikmişti. Kaşlarını çattı; "Uyumak istiyorsan uyu." Alt kattaki gizli salondaydık -salona gizli salon diyordum- ve ben kanepeye yatırılmıştım. Sahi o adama ne olmuştu? Dudaklarımı birbirine bastırıp gözlerimi kaçırdım. "O öldü mü?"
"Aptallığından bahsediyorsan, evet öldü." Bana arkasını dönüp merdivenlere doğru yürümeye başladı ardından duraksadı ve bana bakmadan konuştu; "Birkaç saate buradan def olup gideceksin."
Beni kovamazdı! Onun için bir adam öldürmüştüm ve beynim bunu idrak etmek istemesede, artık bir katildim. Peki, Buğra'dan alacağım intikamım? Bu olanlar başlamadan bitemezdi. Hele de ben birini öldürmüşken! Dirseklerimi kanepeye yaslayarak doğruldum; "Beni kovamazsın!"
Omzunun üstünden bana bakıp sırıttı. Sırıtışı iğne deliğinden geçip bana ulaşmıştı. "Öyle bir kovarım ki.." Dudaklarımı dilim yardımıyla ıslattım ve gözlerimi kapattım. Bu yapacağım tek şansım olabilirdi. "Burayı.. Burayı ve sizi polislere söylerim."
Korkuyla titreyen göz kapaklarıma inat derin bir nefes aldım ve gözlerimi açtım. Gözlerimi açmamla kapatmam bir olmuştu çünkü yüzüme doğru yaklaşmış, beni öldürmek istediğini belli eden gözlerini gözlerime dikmişti. Bu gözlerden korkakça kaçtığım için ondan mı yoksa kendimden mi nefret etmeliydim?
Korkmamalıydım!
Kimseden korkmamalıydım!
"Sana asla yapmamı istemeyeceğin şeyler yaparım." Sesi fazla sakindi. Ancak aslanın avına yaklaştığı zamanki sinsiliği vardı onda. Gözleri dudaklarıma indi. "O dudaklarını büyük bir zevkle koparırım. Bunla kalmam, dilini keserim." Elleri kollarımı kavradı. Tutuşu sıkıydı. "Duydun değil mi beni? Şimdi.. Bana kimin oyuncağı olduğunu söyle."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKELİ İNTİKAM
Romanceİki adam. Biri karanlık bir buz, diğeri karanlığın kolları. Biri kızıl bir ateş, diğeri mavi okyanus. Bir kadın. Yaşadığı ihanetle, gözünü intikamın bürüdüğü bir kadın. Tüm bu yalanlar, ihanetler, karanlık ve suçlar var olurken kadın yanacak mıydı...