18. BÖLÜM "GÜVEN"

4.2K 190 14
                                    

Bölüm şarkısı Shawn Mendes ~ Mercy

18. BÖLÜM "GÜVEN"

Geçmişimin duvarları üstüme yıkıldığında geleceğe ağlayarak tutmaya çalıştım pişmanlıklarımı. Küçükken ilk defa sahip olduğum uçurtma gözümün önünde yok olurken, onunla birlikte hayallerimin de gittiğinin farkındaydım.

Ellerimin arasındaki güzel çiçek dikenlerini tenime batırdığında dikiş tutmayan yaram hiç geçmeyecek bir iz bıraktı ardından. Gitmemen gereken bir adımın sonraki pişmanlığı buna benzerdi. Hırçın bir dalga kendi ellerimle yaptığım gemilerime çarpıp toz parçaları gibi dağıttı ihanetlerimi.

Mavinin yakamozları karanlığa bıraktığında kendini, efkarıma masallar karıştı gerçekleri unutabilirmiş gibi. Acının damağına vuruşunda çıkan kan boğazımdan geriye akarken, pişmanlıklarım onu takip etti ve dilimde açılan yaraya intikam yerleşti. Giden pişmanlığın ardından intikamlar bıraktı kendini sessizce. Sessiz olduğu kadar hırçındı da.

Genç adam üstüne yakamozların düştüğü gözlerini fotoğraftan çekemezken, Buğra'nın sırıttığını da görememişti. Sıktığı dişlerinden gelen sesle çenesini serbest bırakmaya çalıştı ancak yapamıyordu. Elindeki fotoğrafı güçlü parmaklarıyla buruşturduğunun farkında bile değildi.

Sarışını asla böyle bir şey yapmazdı.

Başını fotoğraftan kaldırıp kıstığı gözleriyle önündeki adamı izledi. Aniden her şey anlamanı kaybetti ve genç adam Buğra'nın yakalarını tutup burnuna kafa attı. Öfkesi onu bitiriyordu, bu, hiçbir zaman hissetmediği bu his, onu bitiyordu. Genç adam kayboluyordu. Tüm kapılar yüzünde patlıyor, hiçbir yola adımını atamıyordu.

Buğra beklemediği bu refleksle kendini yerde bulduğunda genç adam, Buğra'nın karnının üstüne oturmuştu bile. Erim karşısındaki adamın boğazına kolunu bastırdı ve eğilip hırladı. Öfkeden kemikli yüzü biraz daha kavislenmiş, boğazındaki damarlar ortaya çıkmıştı. Bir katil olabilirdi ama yinede bir katil olamayacak kadar ilahi bir güzelliğe sahipti.

"Seni gebertmeden önce bana neyin peşinde olduğunu söyleyeceksin pezevenk!"

Buğra Erim'e atacağı yumruğu hazırlayıp yüzüne geçirecekken, başına aldığı darbeyle acıyla haykırdı. Genç adam hemen solunda olan büyük taşı ardı arkası kesilmeyen bir öfkeyle Buğra'nın kafasına geçiriyordu.

Erim adamın gözlerinin gittikçe kapandığını ve çimenlerin kanla kaplandığını gördüğünde taşı bir köşeye fırlattı ve saçlarını karıştırıp adamın yüzüne bir tane daha geçirdi. Erim hiç istemediği kadar ölüm istiyordu.

"Söyle lan!" Diye bağırdı adamın tekrar yakalarını tutup başını kaldırırken. Buğra arkaya düşen başına rağmen Erim'e bakmaya çalıştı. "Bunların doğru olduğunu bildiğin için mi bu kadar öfkelisin Erim?"

Genç adam öfkeyle irileşen gözleriyle hızla bacağını kendine doğru çekip adamın boğazının üstüne bastırdı. İlk defa bir canın ölümünü bu kadar çok isteyecek kadar gözü kararmıştı.

"Çok mu uğraştın lan bu fotoğrafları yaparken!"

Buğra boğazının üstündeki bacağı son kalan enerjisiyle itmeye çalıştı. Genç adam "Kimse dokunamaz ona!" Diye bağırırken bacağını daha fazla bastırıp nefesini kesmek istedi ve adamın yüzüne öfkeyle tekrar vurdu.

Buğra kısılan sesiyle bağırmak istedi. Ben ona dokundum demek istedi delice. Onun yüzüne, ellerine dokundum demek istedi. O da öfkeyle bağırdı; "Bunun gerçek olmadığından bu kadar eminsen, hadi sor! Hadi ona gidip sor!"

TEHLİKELİ İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin