29. BÖLÜM "EV"

1.4K 66 11
                                    

Bölüm şarkıları;
Thousand Foot Krutch - Be Somebody
Mor ve Ötesi - Cambaz
Camila Cabello & J Balvin & Pitbull - Hey Ma

29. BÖLÜM "EV"

Pişmanlık.

Evet tek sorun bu.

Gözlerimizi bu gökyüzüne açtığımızdan beri korkuyor, söylediklerimizden, yaptıklarımızdan, itiraflarımızdan, sevgilerimizden uzak duruyorduk.

Ne için?
Neden?
Zorunda olduğumuzdan mı?

Hayır.

Çünkü gözler bizi izliyor. O gözler bizi sevdiklerimizden alıkoyuyor. Kitap okumayı seven bir genç okuduklarından eleştirilip kitap okumayı bırakıyor, bir adam karakterinden eleştirilip sevdiği kadının onu terk etmesini izliyor, bir kadın giyindiklerinden, fiziksel özelliklerinden eleştiriliyor kendinden nefret ediyor ve Gizem..

Gizem ise kendine ait olan bir parçaya sahip çıkmak istediğinden bu noktaya geliyor.

Burada kim suçlu?

Herkese göre hep birileri suçlu, ancak hiç kimse o birilerinden görmüyor kendisini.

O birileri aslında herkes.

Gizem masaya dayadığı dirsekleriyle yüzünü kapatıyor, hıçkırıklarını saklamaya çalışıyordu. İçeriden gelen birkaç ses dışında hiç ses çıkmıyordu ve bu öyle rahatsız edici bir şeydi ki buna bir son vermek istiyordum. Nergiz Teyze bir anda Gizem'in kızıl saçlarına dokundu ve Gizem elini yüzünden çekip kahverengi gözlerle Nergiz Teyze'ye baktı.

"Kızım, istiyorsan şu Berat'ın bir kulağını çekeyim, ha?"

Gizem kafasını iki yana sallayıp gözlerini kaçırdı. Ayla masaya öylece bakıyordu ve öyle dökük bir haldeydik ki kollarımdan sallayıp ismimi zikretseler uyanabileceğimi sanmıyordum. "Onu neden aldırmadın?" Ayla başını kaldırıp Gizem'e baktı. "Hayır. Asıl söylemem gereken bu değil; Neden bana yalan söyledin? Benden korkuyor muydun, Gizem?"

İrileşen gözlerim Ayla'yı izlerken, söyledikleri beynime düşen bir kıvılcımdı ve o kıvılcım büyüyordu. Hızla ayağa kalktım ve arkamdaki sandalye yere devrildiğinde bağırdım; "Nasıl böyle bir şey söylersin? Aldırmadığı için sevinmen gerekirken, bunu nasıl söylersin, Ayla? Bu kadar mı acımasızsın!" Elime dokunan elle, elin sahibine; Gizem'e baktım ve elimi elinin altından çekip öylece Ayla'yı izledim.

"Nevra o sadece bebeği koruyor. Onu bu dünyaya getirirsem, hayatının berbat olacağını sen de biliyorsun."

Nergiz Teyze Gizem'in elini tutup ona bakmasını sağladı; "Bunu bilemezsin kızım. O bir can ve onun da yaşamaya hakkı var. Evet, bu yaşadığınız hayat, hayat değil ama belkide bebeğin büyüdüğünde sana senden nefret ettiğini söylemek yerine onu doğurduğun için teşekkür edecek."

Ayla masaya diktiği gözlerini kaldırıp "Hayır," dedi. "Etmeyecek, bu hayattan da senden de nefret edecek. Sen de annem gibi olacaksın, belkide o! Belkide o da babam gibi olacak!"

İşaret parmağımla onu gösterdim ve tehdit eder gibi irileşen gözlerimle ona baktım. Damarlarımda dolaşan kan değil, zehirdi ve bu umurumda değildi. "Dur artık, Ayla! Kendi acılarını bu bebeğe pay etmeye hakkın yok! Buna sen karar vermeyeceksin!"

Aniden duyduğumuz sesle Gizem'in hıçkırıkları durdu, Ayla'nın gözlerindeki nefret pırıltıları söndü ve omzumun üstünden sesin sahibine baktığımda hepimizin içindeki şaşkınlıktı.

TEHLİKELİ İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin