Bölüm şarkısı; Rag'n Bone Man - Human33. BÖLÜM "GÜÇ"
●
Güç..
Güç birilerine göre yenilmemektir. Birilerine göre kırıldığını gösterebilmek, kendinden utanmamaktır.
Çoğu zaman gücümüzü öfkemizle sararız, güçlü olduğumuzu gösterilmek için bağırır, döver, intihar ederiz. Çünkü bu hayatı istemeyiz, sevmeyiz.
Mutlu olamayız.
Gücümüz manidardır, anlamlıdır. İnsan güçlüdür. İyisiyle kötüsüyle insan güçlüdür ve acıya dayanıklıdır. Acılarımız bize hediyedir, gücümüzü gösterebilmek adına bazen gereklidir.
İnsan bu hayatta güçlü olduğu kadar var.
Acılarımızla yüzleşmeleyiz.
Kanlı, pis çarşafların arasında kendimden utanmayarak, acılarımla ve korkularımla yüzleşerek ağlarken ben güçlü oluyor muydum? Cenin pozisyonunu alırken, gözyaşlarımın kuruduğunu, geriye sadece hıçkırıklarımın kaldığını hissediyordum. O yazı hâlâ duvarda, tam üstümde duruyordu ve benim başımı kaldırıp ona bakacak cesaretim yoktu.
Bu süreç içerisinde düşündüm. İntikamımın beni sürüklediği şimdileri düşündüm. Sonra, babamı düşündüm. Ondan hep kaçmıştım, sevdiğim adam onu öldürmüştü ve sevdiğim adama kızıp ağlarken aslında ona ağlamamıştım; benden çok uzun süre gidişine rağmen bunu yeni fark ettiğime ağlamıştım. Burada kaç saat öylece ağladığımı bilmiyorum. Sadece acılar artıp bedenime kapanırken, gözlerimin ağırlaşmaya başladığını hissedebildim.
●
Nevra'nın kaçırıldığı saatler
Adam, çocuklarla dolu sokakları zar zor, çocukları ezmeden ve arabanın penceresini açıp marketten aldığı şekerleri vererek geçti ve evin bulunduğu sokağa girip arabayı park etti. Direksiyonu saran uzun, güçlü parmakları beyazlamış, yüzü gerginleşmişti. İçindeki o husursuzluk canını çok fena sıkıyordu ve tek istediği; Nevra ona tokat atsa bile onu sarıp öperek tüm bunları yok etmekti.
Aklına düşen bu güzel düşüncelerle gülümsedi ve anahtarı yerinden çıkarıp kapıyı açtı ve kendini hızlıca dışarıya attı. Arkasını dönmeden arabayı kilitlerken, birkaç kadının ve çocukların onu hayranlıkla izlediğini biliyordu ancak sadece top oynayıp bir yandan da evcilik oynayan çocuklara göz kırparak önüne döndü ve evin ziline bastı.
İçeriden gelen birkaç sesle bekledi ve gömleğin altındaki kasları kasılırken kumral saçlarını eliyle geriye tarayarak dudaklarını ıslattı. Tam o esnada kapı açıldı ve Ziynet aniden "Abi!" Diye çığırıp kulaklarını sağır ederek ona sarıldı.
Adam onu koala gibi saran kardeşini ittirmeye çalışarak Ziynet'in arkasından gelip ona yardım ederek kız kardeşini kendinden uzaklaştıran Deniz'e rahatlayarak baktı ve ayakkabılarını çıkarıp ayakkabılağa koydu.
Ne kadar zengin olursa olsun o geldiği yeri asla unutmazdı.
Ayakkabılarını koyarak tekrar kavga etmeye başlayan kardeşlerine döndü ve derin bir nefes alıp onların yanlarından geçti ve merdivenlere doğru ilerledi.
"Abi yenge nerede?"
Omzunun üstünden, içindeki tüm o hislere rağmen yüzünde hiçbir ifade değişmeyerek Deniz'e baktı ve eli beline sıkıştırdığı silaha gittiğinde bedenini tamamen iki kardeşine döndürdü; "Adamları topla, gidiyoruz. O herifi bulup bu sefer kendi ellerimle geberteceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKELİ İNTİKAM
Romanceİki adam. Biri karanlık bir buz, diğeri karanlığın kolları. Biri kızıl bir ateş, diğeri mavi okyanus. Bir kadın. Yaşadığı ihanetle, gözünü intikamın bürüdüğü bir kadın. Tüm bu yalanlar, ihanetler, karanlık ve suçlar var olurken kadın yanacak mıydı...