Bölüm şarkısı Adele ~ Rolling in the deep2. BÖLÜM "TEHDİT"
●
Korku bazen bizi uzaklaştırırdı.
Kötülüklerden, sevgiden ve pişmanlıktan.
Annem beni terk ettiğinde korku hissini unutmuştum. O beni aldattığında sevgiyi unutmuştum.
Bazı insanlar korkardı, terk edilmekten, ölmekten, kötülüklerden.
Ama hayat ya, korktuğumuz her şey bizi bir gün buluyordu.
Karanlıktan boğulmuş birini, O'ndan sonra ilk defa görüyordum. Ancak önümdeki adam farklıydı. Ona hiç benzemiyordu. Karşımda beyaz gömlek ve siyah ceketiyle siyahtı. Koyu bir siyah. O asla böyle olmamıştı. Ancak bu adam karanlığı derisine kazımış gibiydi, ruhu karanlıkta saklanıyor, insanlara sadece bu halini göstermek istiyor gibiydi.
Karanlıktan korkulur muydu? Evet, korkulmalıydı. Benim hissettiğim ise sadece hissizlikti. Aslında sadece karanlıktan değil, insanlardan korkulmalıydı.
Onlar canavardı.
Ancak bu adam.. Gözlerimi kestane rengi gözlerinden alamadığım adam. Her ne kadar görünüşüne kanıpta ona canavar desemde, değildi işte. Onda bir şeyler vardı. Onu unutturabilecek kadar güçlü şeyler..
Ona gülümsedim. Dudaklarım kıvrılırken, aslında ona değilde, onu unutabileceğimi, intikamımı alabileceğimi fısıldayan ses beni gülümsetmişti. Gözlerim hepsinin üzerinde gezindiğinde, bana şaşkınlıkla baktıklarını fark ettim.
Kumral saçlı adam tek kaşını kaldırdı ve deri koltukta oturan kestane gözlü adama baktı. "Deli olduğuna eminim."
Kaşlarımı çattım ve ellerimi öne uzatıp sallamaya başladım. "Deli olduğumu nereden çıkardın?"
Elini kumral saçlarının arasından geçirdi ve sert yüzüyle soğuk mavi gözlerini üzerimde gezdirdi. Ürpermiştim.
"Yeter! " Bu ses ona aitti. Dolgun dudakları, kestane rengi gözleriyle ve sert mizacını ön plana çıkaran sakallarıyla güzel bir adamdı.
Bir adam bu kadar güzel olabilir miydi?
İç sesimle birlikte hep bir ağızdan konuştuk; Oluyordu işte.
Ayağa kalktı. Yerimde çivilenmiş gibiydim. Gözlerimi ondan kaçırmak istesemde, olmuyordu. Ona bakmaya devam ettim; Uzun ve biçimli bacaklarını saran pantolonuyla beyaz gömleğiyle, siyah ceketiyle ve o güzel yüzüyle onun böyle karanlık olduğuna inanamıyordum.
Gözleri gözlerimi buldu ve yaklaşması kısa sürdü, çok yakınımdaydı. Boy farkımızdan dolayı eğildi ve kulağıma fısıldadı; "Demek korkmuyorsun." Burnunu boynuma sürttüğünde irkilip geri kaçtım. "Seni korkutmamı istemiyorsan mavi, hemen şimdi gitmelisin."
Bir iki adım atıp ondan uzaklaştım. Gözlerim endişeyle parlıyordu ve kafamı kontrolsüzce iki yana sallıyordum. Bunu yapmalıydım, söylemeliydim.
"Sen karanlıksın." Yutkundum ve söylediklerimi onaylamak ister gibi kafamı olumlu anlamda salladım. "Ben.. Ben karanlığı seviyorum. Belki bana deli diyebilirsin ama senin gibi karanlık olmak istiyorum. Bana yardım et.." Ondan daha iyi olacak, karanlığın inine sızacaktım. İntikamımı alacaktım!
Aniden benden tiksinirmiş gibi beni omuzlarımdan ittirdi ve silahı belinden çıkarıp kafama dayamasıyla gözlerimde yaşlar birikti ve yavaşça yanağımdan süzüldü. Aklıma onun yaptıkları geliyor, cehennemdeymiş gibi cayır cayır yanıyordum. Elimde bir şansım vardı ve bunu öylece kaybedemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKELİ İNTİKAM
Romanceİki adam. Biri karanlık bir buz, diğeri karanlığın kolları. Biri kızıl bir ateş, diğeri mavi okyanus. Bir kadın. Yaşadığı ihanetle, gözünü intikamın bürüdüğü bir kadın. Tüm bu yalanlar, ihanetler, karanlık ve suçlar var olurken kadın yanacak mıydı...