#Oğuzhan Koç - Bulutlara Esir Olduk
~ Geçmiş ~
Başımı çevirip ona baktığımda duvardaki resmi izlediğini fark etmiştim. Sessiz adımlarla yanına yaklaşırken dalıp gitmiş gibi gözüküyordu. Parmaklarımı parmaklarından geçirip başımı koluna yasladığımda derin bir nefes almıştı. "Beğendin mi?" diye sormamla bakışlarının ağırlığını yüzümde hissetmeye başlamıştım.
"Bunu beğenmeyecek bir insan yoktur bu hayatta," diye mırıldanmış, ardından diğer eliyle saçlarımı okşamıştı. Kafamın üstüne bıraktığı öpücükle huzurla gülümsemiştim.
Avcuna hapsolan elimi bırakmadan yavaşça bana dönmüş ve başını eğip gözlerime bakmıştı. Bakışları, yoğundu. Öyle güzel bakıyordu ki, sol yanımın yandığını hissediyordum. Oysa iyi olmam gerekmiyor muydu? Onun aşkı acımasızdı. Yakıyordu. Bile bile yüreğim yanıyordu. Yüzümdeki gülümseme kaybolurken elini kaldırmış ve avcunu yanağıma dayamıştı. Göz kapaklarım bu dokunuşla kendiliğinden kapanırken gözlerini üzerimde olduğunu hissediyordum. "Kokunun bağımlısı oldum... Biliyorsun değil mi?"
Dudaklarım sözleriyle birlikte yukarı doğru kıvrılırken gözlerimi yavaşça aralamış ve siyahlarına odaklanmıştım. "Biliyorum sevgilim," diye fısıldamıştım sessizce.
Gülümseyerek diğeri elini de yanağıma getirmiş ve böylelikle yüzümü ellerinin arasına almıştı. Dokunuşları nazik değildi fakat canımı da yakmıyordu. Kelimenin tam anlamıyla yoğundu.
"Seni içime çekmek istiyorum. Her şeyinle içimde saklamak istiyorum..."
Gülümseyerek başımı sağ tarafa eğmiştim, ardından "Ben senin her zaman buranda olacağım. Her zaman burada nefes alacağım. Yaşayacağım..." diye fısıldayıp elimi sol göğsüne bastırmıştım.
"Duvardaki resmin sana ait olduğunu nereden anladım biliyor musun?" diye sormasıyla merakla gözlerine bakmıştım. Kafamı iki yana sallayıp, "Nereden anladın?" diye karşılık vermiştim.
Onun evde olmadığı bir gün aklıma bu hediye gelmiş ve kendimi alışveriş merkezinde bulmuştum. Resim yapma yeteneğim zaten vardı ve bu nedenle pek zor olmamıştı. Boyaları almamla eve dönmüş ve yatak odamızın beyaz duvarını boyamaya başlamıştım. Akşama kadar sürmüştü fakat bunun yorgunluğu çok tatlıydı. Hele de onu buraya getirip ve duvarı göstermemle yüzünde oluşan ifadeye her şey değerdi. Mutlulukla bakıyordu. Mutlulukla nefes alıyordu. Mutlulukla seviyordu.
Duvardaki resim eski bir anıyı temsil etse de bence en güzel anılardan bir tanesiydi. İkimiz birbirimize bakıyorduk. Benim üzerimde gelinliğim, onun üzerinde de siyah smokini vardı. Düğünden bir kare olsa da mutsuzluk yoktu. Olayı şuydu ki, düğünde çekilen fotoğrafların hiçbirinde bir mutsuzluk yoktu. Sadece küçük bir şaşkınlık ve korku vardı. Karan ile her şeyi hallettikten sonra ailesine yemeğe gitmiştik ve annesi bize o zaman tüm fotoğrafları vermişti. Fotoğraflara bakarken ikimizin de şaşkınlığı görülmeye değerdi. Her bir karede göz gözeydik ve her kare yoğun bir duyguya sahipti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE KARASI
RomanceTek bir gece iki yabancının hayatını birleştirdi. Gece karası gözlerin büyüsüne kapılmaktan ölesiye korkan masum ve kırılgan bir kadın... Zümrüt yeşili gözleri gördüğü ilk andan beri aklından silemeyen acımasız ve öfke dolu bir adam... Geçmiş onları...