#Serhat Durmus - Veda (ft. Sıla Koçyiğit)
Ona cevap vermek isterdim, isterdim ama vermek için kendimde olmam gerekiyordu ve ben kendimde hiç ama hiç değildim. Kulağıma akın eden ses tonu... Öyle güçlü, öyle ürkütücü ama bir o kadar da cezbediciydi ki... İstemsizce kafamı iki yana salladım. Ve tenime değen sıcak avcu... Sanki tüm zihnimi allak bullak etmeye yemin etmiş gibiydi.
"Anlamadım..." diye sessizce fısıldadım. Elini hafifçe yanağıma kaydırdı ve avuçladı. Başparmağının alt dudağıma değmesiyle irkildim ve aklıma gelen isimle geri çekilmek istedim. Fakat o buna hazırlıklıymış gibi beni engelledi ve beni kendine çekip dişlerini birbirine bastırdı. Endişe kokan bakışlarım onun sert bakışlarıyla yarışırken avuç içlerimi onun göğsüne getirdim ve onu kendimden uzaklaştırmak için bastırdım fakat olmadı.
"Bana, ben izin vermeden böyle bakma!"
Kulağıma dolan öfke kokan kükremesiyle korkuyla yerimden sıçradım ve ondan uzaklaşmaya yeniden yeltendim. Bu sefer başarabildim ama gözlerim onun gözlerinden bir türlü kopamıyordu.
Bana karşı anlam veremediğim bir öfkesi vardı. Göz bebeklerini ele geçiren duyguyu sadece buna yorabilirdim. Gözlerimi gözlerinden bir türlü alamıyordum. Kanımda dolanan karanlık korkunun kokusunu almama rağmen yine de kaçamıyordum.
"Bana neden öfkelisin?" diye sessizce fısıldadım. Gözlerini kırpıştırdı ve o zaman aslında uzun bir süredir kendinde olmadığını anladım. Sonra ne dediğimi kavramış gibi kaşları çatıldı. Sol gözü hafifçe kısıldı.
Birkaç adımla aramızdaki mesafeyi en aza indirdi ve başını eğip gözlerime odaklandı. "Bana böyle bakma demedim mi sana?" diye solumasıyla nefesi yüzüme çarptı, hızla yutkunup kaşlarımı kaldırdım.
"Gitmek istiyorum..." diye ifadesizce mırıldandım. Uzun bir süre hiçbir tepki vermedi. Sonra önümden çekilmek yerine derin bir iç çekti, ardından "Tamam. Gidelim o zaman..." diye karşılık verdi ve içime yayılan dehşeti umursamadan elimi eliyle kavradı.
Avcuma temas eden teninden tarifsiz bir sıcaklık tüm iliklerimi zehirlercesine akın etti. Başını hafifçe sağ tarafa eğdi ve yüzümü inceledi, sonra hiçbir açıklama yapmadan yürümeye başladı. Şaşkınlıkla arkasından gitmek zorunda kalmamla titrek bir nefes aldım. Elimi ondan kurtarmaya çalışırken aniden durdu ve bu durmayla midem yeniden çalkalandı. Gözlerimin önüne inen perde ile yalpaladım ve bunu fark etmesiyle bana yaklaştı. Belime gömülen erkeksi parmaklarla, "Dokunma bana..." diye söylendim.
"Sen hep bu kadar konuşur musun?" diye sordu. Anlamayarak gözlerine baktığımda yüzündeki ciddiyeti fark ettim. "Hım... Galiba konuşurum..." dedim istemsizce. Belli belirsiz kafasını iki yana salladı, ardından beni kapıdan çıkardı. Bu sefer kolunu belime sarmıştı. Korkuyla yüzüne bakıyor ama karşılık alamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE KARASI
RomanceTek bir gece iki yabancının hayatını birleştirdi. Gece karası gözlerin büyüsüne kapılmaktan ölesiye korkan masum ve kırılgan bir kadın... Zümrüt yeşili gözleri gördüğü ilk andan beri aklından silemeyen acımasız ve öfke dolu bir adam... Geçmiş onları...