Tek bir gece iki yabancının hayatını birleştirdi.
Gece karası gözlerin büyüsüne kapılmaktan ölesiye korkan masum ve kırılgan bir kadın...
Zümrüt yeşili gözleri gördüğü ilk andan beri aklından silemeyen acımasız ve öfke dolu bir adam...
Geçmiş onları...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
#Vesky - Lost
Kafamı arkaya attım ve parmaklarımın arasında duran kadehi sıkıca sardım. Renkli ışıkların çoğalmasıyla göz kapaklarımı yumdum ve sadece kulağıma dolan müzik sesini dinlemeye koyuldum.
Yine kendimi gürültü bir mekânda bulmuştum. Artık bir alışkanlık haline gelmişti. Eğlencenin olduğu adreste ben olurdum. Bunu herkes öğrenmişti.
"İyi misin?" diye kulağıma akın sese cevap vermedim, sadece kafamı salladım ve böylelikle konuşmak istemediğimi belli ettim.
Dakikalar sonra kafamı aniden kaldırdım ve etrafıma bakındım. Kadehimdeki kalan viskiyi tek bir yudumda bitirip ayaklandım. Güner'in gözleri beni takip ederken bizim için ayrılan locadan uzaklaştım ve barmene doğru yürüdüm. Kendimi bir bar taburesine bırakıp taze bir içki istememle önüme gelmesi bir oldu. Senelerdir müşteri olmanın avantajıydı.
"Selam..." diye mırıldanan sesle kafamı çevirdim ve beni avına bakan avcı misali süzen bir kadınla karşılaştım. Sorun şuydu ki, ben asla av olmazdım. Sadece kafamı salladım. "Burada oturabilir miyim?"
Bu sefer ona gerçek anlamda baktım ve yüzünü inceledim. Ne istediğini öyle belli ediyordu ki... Yeniden kafamı salladım. Dudaklarını zafer kazanmış bir gülümseme kaplarken üzerindeki kısa elbisenin derin yırtmacına aldırmadan tabureye yerleşti, ardından bacak bacak üstüne atarak hafifçe bana döndü. Onu izlemem hoşuna gitmiş olacak ki, gülümsemesi tüm yüzünü kapladı ve saçlarını sırtına atarak derin göğüs dekoltesini gözler önüne serdi. Bakışlarım aşağı kaydı, sonra ifadesizce yine gözlerini buldu.
Önüme döndüm ve karşımdaki içki şişelerine bakarak kadehimdeki içkiyi tek bir yudumla bitirdim. Barmen anında yeni bir kadeh bırakırken derin bir nefes aldım. "Sohbetimi sevmedin galiba..." diye kulağıma doğru fısıldayan kadınla yüzümü ona çevirdim ve birkaç santim ilerimdeki gözlere baktım. Bomboş... "Hoşuna gidebilecek bir şeyler biliyorum aslında..."
Kendinden emin ses tonuyla kaşlarım ister istemez havalandı. Kıkırdadı, sonra ise parmaklarıyla çantasını kavradı ve tabureden indi. Ne istediğini bilen sıradan bir fahişeydi. Tecrübeliydi ve tüm erkeklerin ne arzuladığını kesinlikle biliyordu.
Yüzündeki arsız gülümsemeyle elini elime kaydırdı ve beni peşinden sürüklemeye başladı. Onu dilediği gibi becermek için arkasından gitmeye karar verdim. Arada arkasını dönüp bana bakarak gülüyordu. Karanlık koridora ilerledi ve yeniden dönüp göz kırptı, ardından önüne döndü. Kadınlar tuvaletinin kapısında durup yüzünü bana döndü.
"Küçük bir maceraya ne dersin?" diye sessizce sormasına rağmen cevap vermedim. İfadesizliğimi olumlu bir cevaba yormuş olacak ki, arkasındaki kapı kulpunu indirdi. Bu kadar oyunun yeterli olduğunu düşündüm. Bu nedenle onu göğsünden sertçe iterek içeriye girmesine sebep oldum. Fakat onun devam etmemesiyle kaşlarım çatıldı. Karşımdaki kadının arkasında kalan birinden şaşkınlık kokan bir nefes duydum ve gözlerimi ona çevirdim. Ve o gözlerle karşılaştım.
