"Güzelim sen hazır mısın?"
Merdivenlerden inen Karan'la uzandığım koltuktan doğruldum. Üzerine baktığımda koyu renk bir kot pantolon ve onun üstüne dar bir tişört giymişti. Kaşlarım gördüğüm ayrıntılarla çatıldı. Gördüklerim hoşuma gitmemişti, itiraf ediyordum. Dudaklarımı büzerek başımı eğdim ve kendime baktım. Onun kaslarına inat benim kocaman bir göbeğim vardı. Adımlarının yaklaştığını duymamla kollarımı göğsümde bağladım ve somurtkan bir ifadeyle kafamı eğdim. Çirkindim. Şişkoydum. Çenemdeki yumuşak baskıyla kafamı kaldırmak zorunda kaldım. Gözlerim onun sorgulayan gözleriyle karşılaştı. İfademi görmesiyle şaşkınca kaşlarını kaldırdı ve önümde diz çöktü.
"Sevgilim ne oldu?" diye sorduğunda bakışları yüz hatlarımı inceliyordu. Sadece omuz silktim ve kafamı başka bir tarafa çevirdim.
İtiraf ediyordum, bu hamilelik tüm benliğimi ele geçirmişti. Her şey bir yana, içimde bitmek tükenmek bilmeyen bir kıskançlık peyda olmuştu. Onu her zaman kıskanmıştım, kıskanıyordum ama hamileliğin ilerlemesiyle her şey büyümüştü. Onu bir kafesin içine tıkıp çıkmasını engellemek istiyordum.
"Hım..." diye mırıldandı yüzünü yanağıma yaklaştırıp. "Birileri bir şeye kızmış mı?"
Ona cevap vermeyecektim. Bu yüzden sadece kafamı aşağı yukarı salladım. Bu cevap sayılmazdı. Konuşmuyordum sonuçta değil mi? Hafifçe gülüp koltuğa oturduğunda bacaklarımın altından ve belimden tutup beni kucağına çekti. Gözlerimi ona çevirmediğim halde bakışlarının ağırlığını yüzümde hissedebiliyordum.
"Benim güzellik yüküm neye kızmış?" derken burnunu yanağıma sürtüyordu. Bunu sevdiğimi biliyordu üstelik! Sadece kafamın karışmasını sağlamak istiyordu. Bedenimdeki sıcaklık artmaya başladığında gözlerimi gözlerine çevirdim. Ellerimi yakasına getirip burnuna küçük bir öpücük kondurdum. Gözlerini kapatarak burnunu burnuma sürttüğünde kıkırdamamı engelleyemedim. "Sen hep gül. Tamam mı? Sen güldüğünde yanağındaki gamzeler ortaya çıkıyor. Ve ben o gamzeler için ölüyorum."
Aşk dolu sesine aşk dolu bakışlarla karşılık verdim. "Sen yanımda olduğun süre boyunca ben sonsuza kadar gülerim. Sadece yanımda ol yeter." Onsuzluğu düşünemeyecek ve hayal edemeyecek kadar ona bağlanmıştım.
Yanağıma getirdiği eli tenimi sevgiyle okşarken, "Seni çok seviyorum..." diye fısıldadı. Bu itirafı o günden bu yana defalarca kez duysam da yine de her defasında aynı heyecanla kalbim atıyordu.
"Ben de seni çok seviyorum sevgilim..."
Dudaklarını dudaklarıma bastırdığında yanaklarındaki ellerim boynuna, ardından ensesine gitti. Bir elimle ensesini okşarken, diğer elimle saçlarının arasında geziniyordum. Karan'ın elinin teki belimi okşamakla, diğeri de saçlarımın arasında beni kendine daha fazla çekmekle meşguldü. Ağzımı aralamam için diliyle baskı kurmasıyla dudaklarımı araladım ve dilini sıcaklığıma kabul ettim. Birbirimizin tadını almamızla inlememiz bir oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE KARASI
Roman d'amourTek bir gece iki yabancının hayatını birleştirdi. Gece karası gözlerin büyüsüne kapılmaktan ölesiye korkan masum ve kırılgan bir kadın... Zümrüt yeşili gözleri gördüğü ilk andan beri aklından silemeyen acımasız ve öfke dolu bir adam... Geçmiş onları...