Göktuğ'uyla göz göze gelmemle ayağa kalktı ve bana yöneldi. Elimdeki çantayı tebessüm ederek aldı ve şaşkınlığımı umursamadan masanın üstüne bıraktı. Elimden tutup beni dans pistine yönlendirmesiyle kaşlarım çatıldı. Ruh hali nasıl bu kadar hemen değişmişti? Gülümsedim çünkü değişmesi iyi olmuştu.
Kulağıma güzel bir şarkı dolarken bana gülümsedi ve ellerini belime yerleştirip beni kendine yaklaştırdı. Heyecandan titrememe rağmen kollarımı kaldırdım ve boynuna doladım. Topuklu ayakkabılarımdan dolayı aramızdaki boy farkı en aza inmişti ve bu benim daha fazla heyecanlanmama sebep oluyordu.
Etrafta gezinen bakışlarımı ona çevirdim ve bana bakan mavilerle karşılaştım. İfadesizce gözlerime bakarken mavileri öyle yoğun bir hâl aldı ki, yutkunmak zorunda kaldım.
"Çok güzelsin..." diye sessizce fısıldarken sol yanımdaki gümbürdeme yüzünden kulaklarım uğuldamaya başlamıştı. Alnını alnıma dayadı ve devam etti. "Öyle güzelsin ki... Şimdi sana söyleyeceklerimin bu geceki güzelliğinle hiçbir ilgisi olmadığını bilmeni istiyorum. Evet, bu gece mükemmel derecede güzelsin ama sen zaten hep güzelsin. Bu gece bu konuşmayı yapmak istedim çünkü özel olmasını istiyorum. Ben... Ben senin arkadaşın, hatta arkadaşının kuzeni olmak istemiyorum, Lina. Sadece Göktuğ da olmak istemiyorum. Eğer dersen ki olmaz, hiçbir şeyin oluru yok, o zaman bir daha çıkmam karşına." Sustu ve kafasını salladı. "Saçmalıyorum değil mi şu an?" diye sormasıyla kıkırdadım. O kadar tatlı bir ifadesi vardı ki.
"Hayır..." diye mırıldandım gülümseyerek. Bana karşı boş değildi. Sevdiğim adam bana karşı boş değildi!
Hareketleri durdu ve elleriyle yanaklarımı kavradı. Uzun uzun baktı fakat sonra dayanamıyormuş gibi gözlerini hafifçe kıstı.
"Sana ilk gördüğümden beri âşığım..." Onun itirafıyla öyle bir mutluluğa sürüklendim ki, kalbim hızlandı, nefesim düzensizleşti. Boğazımdaki, yıllarca ona baktığımda oluşan yumru ortadan kayboldu. Bu anın verdiği yoğunlukla gözlerimi sakince yumdum. İçime dolan huzurla birlikte iki gözümden de birer damla tanesi düştü. Gözlerimi yeniden açtığımda endişeyle beni izlediğini gördüm. Konuşamayacak kadar sarsılmış olsam da benden bir cevap beklediğini tahmin edebiliyordum. Dudaklarımı aralamamla umutla kaşlarını kaldırdı.
"Seni seviyorum..."
Gözlerinde yer eden endişe tohumları anında yok oldu. Yerini önce şaşkınlık, ardından mutluluk aldığında gülümsedim. Mutlulukla parıldayan gözbebekleri gözlerimden dudaklarıma kayarken ister istemez yutkundum. Avcuna hapsettiği ellerimi sıkıca tuttu ve yavaşça eğildi. Göz kapakları kapandı, onu taklit ederek ben de gözlerimi yumdum.
Hayatınızda, hiç olmadık bir zamanda garip bir hisse kapıldığınız oldu mu? İki göğsünüzün arasındaki sıkışmanın sancısıyla dehşete düştünüz mü? Olmayacak, gerçeklik payının olmadığı bir şey olmasına rağmen tuhaf bir meraka yenildiniz mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE KARASI
RomanceTek bir gece iki yabancının hayatını birleştirdi. Gece karası gözlerin büyüsüne kapılmaktan ölesiye korkan masum ve kırılgan bir kadın... Zümrüt yeşili gözleri gördüğü ilk andan beri aklından silemeyen acımasız ve öfke dolu bir adam... Geçmiş onları...