Öncelikle merhabalar! Bu ilk kitabımın ilk bölümü. Lütfen, kitabı ilk bölümüne göre yargılamayın. Diğer bölümlere nazaran, kendimi geliştiriyorum ve deniyorum. Keyifli Okumalar!*
Derin bir nefes aldım. Nefes alış-verişim giderek sertleşti. Zorlanmadan tekrar nefes aldım.
Hafifçe gözlerimi araladığımda etrafa sakince bakındım. Tanrım! burasının benim odam değildi. Odamda olmadığımı anladığım için hafifçe dikleştim ve ne olduğunu hatırlamaya çalıştım.
En son, en son neler olmuştu? Hah! 5 yaşındakı zengin velet beni merdivenlerden aşağı itmişti. Peki beni buraya kim getirmiştiki?
Aniden gelen kapı sesi irkilmeme neden olmuştu. Kafamı kaldırdığımda Kaan veledinin geldiğini gördüm. Biri beni tutsun yoksa şu piçin kafasını koparacaktım.
Yanında yakışıklı abisinin olduğunu görünce kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Bir nevi götümden aldığım nefesi burnumdan solumaya karar verdim de denebilir.
"Şey.. Ben çok özür dilerim. Kaan'nın adına." dedi. Bende hala çocuğun suratına aval aval bakıyordum. Çocuğun kaslarına adeta hayran kalmıştım. Beni diğer dünyadan koparan ses Buğra'nındı.
"Hey, bir sorun yok değilmi? Hafızanı kaybetmedin inşallah?"
Yaaaağ bir çoçuğa inşallah demek bu kadar mı yakışırdı. Bir daha desin imam olup camilerde ezan okurum yeminle."Hayır, sadece vücudum sızlıyor. Taktir edersinizki çok normal bir sebepten dolayı." Sesim bu sefer iğneleyici çıkmıştı. Haklıydımda üstelik.
"Tekrardan özür dileriz, Kaan çabuk Melodi'den özür dile." derken Kaan'ı benim olduğum tarafa itirmeye çalışıyordu ama Kaan gelmemekte ısrarcıydı. Bende ısrarcıydım o çocuk benden şimdi şu anda özür dileyecek.
"Özür dilerim Melodi." Çocuğa bak sen ya? Senden 12 yaş büyüğüm olum kendine gel bi abla felan de. Tövbe allahım sen beni koru.
"Neyse, biz çıkalım tekrardan kusura bakma. Yarım saate çıkarsın, masrafları dert etme onlar çoktan ödendi." Saoll anlamında başımı salladım ve kapıyı kapatıp çıktı. Birde masrafları ben ödeyecektim. Yok daha neler.
Hızlıca hemşire bana çıkış kapısını gösterdikten sonra kapı tarafına yöneldim. Iki adım atmadan telefonumun zil sesini duydum. Önceden "Ah kim bu şarkıyı dinliyorsa baya zevkli olmalı." dediğimde de rezil oluşumu hatırladım. Ee tabi kimse duymadıysa sorun yok demektir.
"Alo?" Dedim sakin bir ses tonuyla arayan Buğraydı ama cidden sıkıldım yarım saat önce en az 20 kere özür dilemişti.
"Nasılsın Melodi? Umarım daha iyisindir." Ay nede düşünceli ama artık yether." Iyiyim saoll, beni düşünmen ince bir davranış." dedikten sonra hemen telefonu kapatasım vardı ama onun niyeti en az iki gün daha konuşmaktı sanırsam.
"Hiç önemli değil, heleki bunlar benim suçumsa." Dedikten sonra oho senle çok işimiz var Buğra diye geçirdim içimden uzatasım yoktu. Zaten hala hastane kokusu midemi bulandırıyordu.
"Buğra, hastaneden yeni çıktım kendimi yorgun hissediyorum, sonra konuşalım mı?" Dedikten sonra bir oh çektım hiç söylemiyecektim sandım bi an.
"Pekala, kendini yorgun hissediyorsan önemli değil, sonra yemeğe davet ederim seni."
Ne ne ne ne ne? Beni yemeğemi davet edecekti? Ve ben bunu kendi elimle mahfetmiştim. Kendimi avutmaya çalışarak zaten yanında yemek yiyemezdim aç kalırdım diye avuttum kendimi.
"Yine de teşekkür ederim." diyerek telefonu kapattım çantaya bakarak içine attım telefonumu, sinirim bozularak atarlandım. Hala önüme bakmadığımdan olacak ki o anda birine çarptığımı, üzerime sıcak bir sıvının döküldüğünü hissettim.
Hızlıca kafamı kaldırıp; "Sen ne yapıyorsun be salak?!" Diyerek bağırdım. En sevdiğim T-shirt mahfolmuştu. Lanet olmasın!
"Asıl sen önüne bak. Öküz gibi kızsın." dedi dalga geçerek. Sinirlerim tepeme çıktı. Insan iki gram mahçup olurdu değilmi! Allahın orangutanı!
"Ya sen bi ikilesen hem seni buraya nasıl aldılar ki? Buraya hayvanların alınmadığını duymuştum." Dedim çıkışarak. "Yanlış duymuşsun güzelim, bak sen burdasın." dedi çarpık bir gülümseme ile.
Şu an bütün sinir hücrelerim elimde toplanmıştı ve bende hazır gelmişlerken daha karpuz kesecektik nereye demelerine izin vermeden karşimdaki pisliğe bir tane geçirdim ve hızlıca yürümeye başladım. Oh olsun.
"Seni mahfedeceğim sürtük! Bittin!" Ay çokta umrumda, sanki bir daha beni nerde göreceksin?
*
Bölüm sonu, diğer bölümde görüşmek üzere! Al dı lav. 💞

ŞİMDİ OKUDUĞUN
sakar bayan // ethan dolan
Humor09.09.15 ''Düzenli devam eden, ve ilk kez yazılan Ethan Dolan kurgusudur."