20. BÖLÜM

221 21 10
                                    

Güzel gülüyor, değil mi? :D

Kapıyı aniden kapatıp kendime gelmeye çalıştım bir süre. "Geldiler mi?"diye elinde bezle çıkan Simon'a uygun bir cevap vermek zor oldu. "Kim geldi?" Tamam! O kadar da uygun değilmiş. "Misafirlerim Demetria. Kapı çaldı ya az önce." "Yoo ben kapı falan duymadım."dediğim anda kapının ziline tekrar basıldı.

"Oyun mu oynuyorsun sen benimle?"diye beni azarlayıp kapıyı açtı Simon. "Tam zamanında geldiniz. Içeri geçin!"diye gülümseyerek selam verdi kapıdaki aileye. Bir kadın ve 4 erkek çocuk! Whoa! Oldukça eğlenceli bir akşam beni bekliyor.

Nick ve Kevin beni tanımanın verdiği mutlulukla bana gülümserlerken Joe'nun yüzündeki sırıtış bir farklıydı. Üzerimdeki önlüğü mutfağa atıp salona geldim ve Simon'ın yanındaki yerimi aldım. "Sonuncuyu saymazsak görüşmeyeli uzun zaman olmuş."dedi kadın. "Evet. Kevin oldukça büyümüş. En son onu iki yaşındayken görmüştüm."dedi Simon. "Evet."diyerek güldü kadın. Çocuklarına bakarken büyük bir gurur vardı gözlerinde. Ben annemin bana böyle baktığını bulanık hatırlıyorum ama Joe her şeyi... neyse.

"Seni diğerleriyle tanıştırayım Simon. Bu Joe yani Joseph. Doğumunda gelmiştin eşinle birlikte."diye hatırlattı kadın. "Evet."dedi burukça Simon. "Memnun oldum yakışıklı."diyerek el sıkıştılar Joe'la. "Bu Nicholas yani Nick ve bu da en küçükleri Franklin yani Frankie."deyip tatlı bir çocukla tanıştırdı bizi. Simon tam olan isimleri sever. Bana bu yüzden sürekli Demetria diye seslenir. Bu huyunu anlayamıyorum. Demi gayet güzel bir isim.

Simon hepsiyle el sıkıştıktan sonra beni omuzlarımdan tutup karşına aldı. "Denise beni biliyorsun. Carmen'den sonra hayatıma kimse girmedi. Seni tanıştıracak bir ailem yok ama Partick'in kızıyla tanış. Demetria."deyip beni onlara takdim etti.

Kadın gelip sıcacık sarıldı bana. "Demetria doğum haberini almıştık ama ne yazık ki gelemedik. O zamanlar Nick'e hamileydim ve çok az bir zaman kalmıştı doğum için fakat ne kadar da güzel bir kız olmuşsun."dedi gülümseyerek. Teşekkür ettikten sonra onları yemek için masaya davet ettim. Yemeklerin servisini yaptıktan sonra masadaki yerimi alıp açılan sohbeti dinlemeye başladım.

Simon işinden ve buraya taşınma serüveninden bahsettikten sonra adının Denise olduğunu öğrendiğim kadın kocası Paul'ün işinden ve çocuklarından bahsetti. "Aslında bu gece buraya Joe'yu zorla getirdim. Babasından sonra görüşmek istediği tek kişi James."dedi üzüntülüce. Joe zaten en eski insan türü. Kibarlıktan ve nezaketten bir gram anlamıyor. Annesine böyle davranması oldukça normal. "Sahi James nasıl?"diye sordu Simon. O adamın adını her duyduğumda aklıma bana soğuk soğuk bakışları ve Alaina'nın babası olduğu gerçeği gelip duruyor. Hala kızıyorum Gloria'ya.

"James işleri Paul'den sonra büyüttü. Ortak şirketin başına geçti. Kağıt üzerinde hala ortağız ama yönetimi ona devrettik gibi bir şey oldu."deyip gülümsedi Denise. Sonrasında bir sessizlik oluştu. Ortadaki şeyi bir tek ben anlamadım sanırım. "Paul'den 7 ay sonra da Patrick'i kaybettik."dedi Simon. Demek Joe'nun babası benim babamdan 7 ay önce öldü. "Çok üzgünüm Simon!"dedi Denise. Üzülüyordu gerçekten. "Kimin öldürdüğünü bulunca bütün üzüntüm gidecek."diyerek gülümsemeye çalıştı Simon. "Öldürdüğünü?"dedim anlamayarak. Ne zaman babama geçtik?

"Babamın ölümü bir suikastti Dems. Bunu kimin yaptığını polisler sürekli araştırıyor."dedi Nick üzgünce. Benim babam değilmiş. "Ama hala kayda değer bir gelişme yok!"dedi Joe tabağına bakarken. "Joe..."diyen Denise'i oğlunu susturmaya çalıştı. "Işlerini düzgün yapmıyorlar anne. Bu yüzden bende araştırıyorum."dedi Joe. Evinde kaldığım sabah bilgisayarın başında uyuyup kalmasının nedeni bu muydu yani? Hadi ama! Senin nasıl bir yardımın dokunabilir ki?

"Buraya aslında bunun için geldim."diyen Simon'a baktık hepimiz. "Paul ve Patrick aynı şekilde öldü. Işlerin daha hızlı yürümesi adına buraya geldim. Düşünüp kendinizi üzmeyin. Bunlarla bizzat ben ilgileneceğim."diye de ekledi. "Evet. Tabi."diyen Joe daha ilk dakikadan ona güvenmediğini belli etti.

"Tatlılara geçelim mi?"diyerek ortamdaki kötü sinerjiyi bozmak istedim. Herkesten olumlu mırıltılar yükseldiğinde kirli tabakları toplayıp mutfağa götürdüm. Karşılık olarak tatlıları getirdiğimde "Ben sana yardım edeyim Dems."diyen Nick'e gülümsedim ve masadaki diğer kirli tabakları alıp mutfağa geçtim. "Neden söylemedin?"diye kızgın bir ses duyduğumda Nick'in gelmesini umuyordum ama arkama baktığımda Joe kirli tabakları sertçe tezgaha koydu. "Neyi?"dedim elimdekileri onun eline tutuştururken. Oldukça da umursamaz davranıyorum! Bana alkış! "Simon'ı tanıdığın halde neden bana söylemedin?"diye sorusunu yinelediğinde sinirleri gittikçe artıyordu ama bendeki rahatlık kimsede yok!

"Sormadın."diyerek son iki tatlı tabağını da ben aldım ve mutfaktan çıkmak için yürüdüm. "O belleği almak için daha çok kez karşılaşacağımızı biliyorsun değil mi Lovato?"dedi sırıtarak. "Bence bilmediğin şeyler var."dedim olduğum yerde durup onun gibi sırıtarak. Rahat davranışımın altındaki asıl sebep buydu tabiki. "Bence senin fark edemediğin şeyler var Lovato."deyip çıktı mutfaktan. Ne dediğini anlamasamda içime şüphe düşürmüştü.

Gerginleşen havanın düzeldiğini gördüm tatlıları getirdiğimde. Tatlılar yenilirken de küçük bir sohbet açıldı ve bu kez küçük kahkahalar oluştu. Joe'nun bana bakarken farklı sırıtması beni biraz tedirgin etse de umursamadım. Tatlılarda bittiğinde Denise kalkmak için izin istedi. Vedalaşmayı kapı önünde yaptıktan sonra "Başka bir zaman bende sizi beklerim akşam yemeğine ve Demetria tatlım, sen ne zaman istersen Nick'le birlikte bize gelebilirsin."dedi Denise. "Çok memnun olurum efendim."deyip ona da sarıldım.

Sarılmadığım tek bir kişi Joe kalınca biraz tereddüt ettim. Belki kimse farketmemiştir diye ama Joe bunu umursamayıp beni boğar gibi sarıldı ve kulağıma fısıldadı. "Senin için bir sürprizim var." Yine ne demek istediğini anlamadan kayboldu ortalıktan. Içime düşürdüğü şüphe kendini yine hissettirince bu kez duyarsız kalamadım.

Kapı kapandıktan sonra hemen Simon'dan bilgisayarını istedim ve Nick'in verdiği belleği açtım. Ilk takışta boş bir bellek çıkınca endişemi bastırmaya çalıştım ve çıkarıp tekrar taktım. Kahretsin!

Bu bellek boş!

Soruyu bir sonraki bölüme sakladım arkadaşlar :) ama siz buna da yorum yapıp en sevdiğiniz yeri yazabilirsiniz :) yorumları okudukça çok mutlu oluyorum♡

BELLEK|DemiLovato&JoeJonasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin