63. BÖLÜM

181 20 15
                                    

- Joe -

Nedense sorumun cevabı birazcık bile olsa tedirgin ediyordu beni. Abe de almadıysa kim aldı bize o hediyeleri? Alaina mı? Çok uzak bir cevap. O bu kadar şeyi düşünemez bile.

Ikimizde kaşlarımızı çatmış birbirimize bakarken Demi'nin sesiyle merdiven tarafına döndük. "Ne yapıyorsunuz siz orada?" Abe'le birlikte ortadan kaybolmam sadece Nick'i korkutmamıştı anlaşılan. "Konuşuyoruz Demi. Sorun yok!"diyen Abe'i dinlemeyip yanımıza geldiğinde çattığı kaşlarını düzeltmemişti. Bu istemsizce suratımda gülümsemeye dönüşüyordu. Tekrar kavga etmemizden korkuyordu. Kabristandan dönerken takındığı tavrına rağmen beni önemsiyordu.

"Ne hakkında?"diyerek Abe'e döndü. Abe gülümseyerek kaşını gösterdi ve "Barışmaya çalışıyoruz."dedi. Sonrada bana bakarak gülünce bende güldüm. Kendimi tutamadım. "Hatta barıştık bile."diyen Abe'in sözüne inanmayıp bana döndü ve güldüğümü gördü. Sonra tekrar Abe'e dönüp koluna dokundu. "Sevindim." Abe'e kısacık gülümseyip yanımızdan ayrıldı. Merdivenlerin başına gittiğinde "Ama anlaşamadığımız bir konu hala var!"diyen Abe'le birlikte ikimizde ona baktık.

"Hediyeleri kimin aldığını hala bilmiyoruz."demesiyle asıl konumuz tekrar ortaya çıktı. Demi omuz silkip "Barıştığınıza göre hediyeleri kimin aldığı önemli değil."deyip aşağıya indi.

Elini omuzuma atan Abe merdivenlere bakarak "Biz barıştık ama siz barışamayacak gibisiniz."dedi. "Bir yolunu bulacağım."dedim kendimden emin bir şekilde. Aslında ne yapacağım konusunda en ufak bir fikrim yoktu ve Demi şu sıralar barışacak gibi de durmuyordu. Çok kızmıştı bana. Haksızdım elbette ama onu kesinlikle Abe'e veremezdim.

Gülerek aşağıya indiğimizde Nick bize kafası karışmış bir şekilde bakarken eski yerlerimize oturduk. Alaina ise sinirimi geçtiğini görünce düzelen moraliyle yanıma az daha sokuldu ama koşarak yanıma gelen küçük kardeşim Frankie ikimizin arasına oturunca Alaina benden uzaklaşmak zorunda kaldı. Buna biraz kızsa da Frankie'yle oynamaktan onunla ilgilenmedim bile.

"Yemek vakti!"diye seslenen Danielle mutfak kapısından başını uzatıyordu. O mutfağa tekrar kaçtığında bizde yerimizden kalkıp görevimizin bilincinde ona yardım ettik ve masayı hazırlamaya başladık hep birlikte. Işi bitirip herkes yerine oturmaya başladığında Demi'nin yanına Chris'in oturduğunu gördüm. Bu beni kızdırsa da kulağıma fısıldanan şey daha çok çekti ilgimi. "Ilkler kuralına göre o senin ama kuzenime dikkat et. Onun bu kuraldan haberi yok!"

Abe bana gülerek masaya geçti ve yanındaki sandalyeyi gösterdi. Tam Demi'nin önü. "Yemekten sonra da belki oyun oynarız."diyen Dani bana göz kırptığında hemen Nick'e baktım. Beni fark ettiğinde bakışlarını kaçırıp yemeğine yumuldu. Biliyordum. Seni pis boğaz! Tanrı bilir Dani bu kez neyle kandırdı onu? Iyi bir şey olmalı ki buna cesaret etti. Ben sorarım sana bunun hesabını!

Herkes kendi oluşturduğu ikişerli ya da üçerli gruplarla yemeğini yedikten sonra yine tabaklarını mutfağa götürerek son görevlerini yaptıktan sonra salona geçti. Bu kez Demi'nin bir yanına ben otururken diğer yanına Nick'i oturttum ve Chris'i tam karşımızdaki koltukta Abe tutmaya çalıştı.

Dani el çırparak salona girdiğinde hepimiz ona baktık. "Oyunumuz başladı! Şu anda birilerinin bir eşyası kayıp."dediğinde herkes ceplerini kontrol etmeye başladı. Kevin kalkıp "Saatim. Saatim yok!"dedi. Sevgili abicim(!) daha inandırıcı oynayabilirsin. Kevin'dan sonra da Abe kalkıp "Benim cüzdanım yok!"dediğinde gözlerini kısarak bana baktı.

Ellerimi bilmiyormuş gibi kaldırıp gülümsedim ama cüzdanını kesinlikle ben aldım. Küçükte olsa ondan hoşlanmanın cezasını tabiki vereceğim. Nick cüzdanını benim için sakladı. Ara bakalım!

En son Chris kalktı ve telefonunun olmadığını söyledi. Onunla bu gece Alaina uğraşacak benim için.

Demi çantasını kurcalayarak kalktı ve panikle "Telefonum yok!"dedi. Dani çaktırmadan göz kırptığında cebimdeki telefonun varlığı beni oldukça mutlu hissettirdi. Bugün Demi'yle barışacaktım Dani sayesinde. "Basit bir soğuk-sıcak oyunu. Eşyalarınızı saklayan insanlar size yardım edecek. Ne yazık ki bana iki insan düştü."deyip ofladı ama Dani kuytu köşede de olsa Kevin'ın saatini verecekti. Yani Dani'nin bu gece yaptığı her şey planlıydı. "Evin her yerini arayabilirsiniz. Ilk bitiren gelip şu filmi izlemeye başlar!"deyip eliyle televizyonun yanındaki filmlerden birini gösterdi.

Demi aramaya hemen başladı ama bir tuhaftı, eğlenerek aramıyordu. Telaşlıydı. Yastıkları kaldırıp tek tek baktığında yanına yaklaşıp fısıldadım. "Yanlış yerde arıyorsun!" "Sen mi sakladın?"diye şaşırdı ya da korktu. Bu mimiğini ilk defa görüyordum ama yine de bu haline sırıttım. Bir şeyler mırıldandıktan sonra aramaya devam etti.

Ortam hareketlendiğinde herkes birbiriyle bir yerleri karıştırıyordu. "Tabi ya!"dedikten sonra merdivenlere yönelen Demi'nin arkasından çıkarken Kevin bağırdı. "Buldum!" Bu saate kadar beklemen mucizeydi zaten!

Göz devirip banyoya koşarak giden Demi'nin arkasından yürüdüm. Ben banyoya gelip kapıya yaslandığımda o aceleci bir tavırla dolapları karıştırıyordu. Aniden kendini dolaplardan çekip banyonun ortasında durdu ve ellerini yüzüne koyup olduğu yerde döndü ve dönerken banyoya genel bir bakış attı. Beni görünce durup  "Sıcak mı soğuk mu?"diye sordu.

Muhtemelen onun sevmediği bir sırıtışla cevap verdim. "Şu an sıcak diyebilirim." Aynı yerlere tekrar bakıp ofladı. Bir telefon için fazla endişeleniyor ya da sinirleniyordu sanki ama onu böyle görmeyeli uzun zaman olmuş. Telaşlı halinin güzelliğini neredeyse unutmuşum.

Dolapları kurcalamayı bırakıp bana döndü. Gülerek doğruldum. "Banyoda değil!" "Biliyorum."dediğimde bana çarparak banyodan çıktı ve odama koştu. Bunu yaparken anlamadığım bir şekilde mırıldanmaya devam ediyordu. Endişe bu kızın çenesine vuruyor galiba. Durmadan bir şeyler mırıldanıyor bu aralar...

Çekmecelerimi kurcalarken bana bakmadan "Burada bir yerlerde değil mi?"diye sordu. "Evet!"dedim keyifle. Yüzümdeki gülümseme silinemez bir duruma geldiğinde bana bakıp işine geri döndü ve "Gülünce sinirlerimi bozuyorsun!"dedi. Dolabımı kurcalamak için ayağa kalktığında bende pencere tarafına doğru yürüyüp kollarımı göğsümde birleştirdim. "Sinirlenince çok tatlı olduğun içindir."dedim sonunda cevap olarak.

Dolabı kurcalamayı bir kaç saniyeliğine de olsa bıraktı. Sonra başını olumsuz anlamda sallayıp "Kesinlikle boşa uğraşıyorum."diye mırıldandı ve aramaya devam etti. Boşuna uğraşıyorum. Bunu daha önce de duymuştum. Eve birlikte geldiğimizde arabayı sertçe durdurduktan hemen sonra.

Ben bunu düşünürken dakikalar içinde Demi odamı darmadağın etmişti. Her şeyim her yerdeydi resmen. Buna rağmen dağınıklığın ortasında duran Demi oldukça sinirli ve endişeliydi. Sadece telefon! Üstelik eski model. Neden bu kadar endişeleniyor anlamadım ama azıcık daha sinir etmek istedim onu. "Oyundan sonra odamı sen toplayacaksın!"deyip yatağıma oturdum. "Telefonumu bana ver. Söz! Kimseye söylemem."dedi üzgünce yerinden kalkarak. "Hayır. Dani'nin kutsal oyununa karşı gelemem. Bu bir gelenektir ve 4 senedir oynuyoruz."deyip yatağımın başlığına yaslandım rahatlıkla.

Oflayıp tekrar dağıttı ortalığı. En sonunda durduğu dolabın önünden sordu. "Sıcak mı? Soğuk mu?" "Soğuk!"dedim. Onu bir şeylerle uğraşırken görmek yanımda olduğunu bilmek huzur veriyordu ama oyunu kazanamadığı için deliriyordu ve bu da şu an komikti. "Ne istersen yaparım. N'olur telefonumu geri ver!"dediğinde sesi ikna olmuş vaziyetteydi. Ne istersem mi? Daha güzel bir anlaşma olabilir mi? "Anlaştık."dedim hemen. Bana doğru gelirken yerimden kalktım ve onu yönlendirmeye başladım.

"Sıcak!"

"Sıcak!"

"Şimdi çok sıcak!"dediğimde karşımdaydı.

Kımıldarsa bana dokunacak yakınlıkta, tam karşımda duruyordu. Kokusu burnuma doluyordu. Nefesi alış verişleri bile hızlanmıştı ama kımıldamıyordu. Ben yavaşça eğilirken birden başını önüne eğdi. Bu kez olmaz!

Elimle çenesinden tutup kaldırdığımda hiç zorluk çıkarmamıştı ama gözlerini sımsıkı bir şekilde kapatmıştı. Daha fazla bekletmeden dudaklarımı onunkilerine bastırdım.

Yorgunluk... Bu kadar oldu. Siz yine uzun uzun yorumlar yapın. Öpüldünüz!😚😚

BELLEK|DemiLovato&JoeJonasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin