25. BÖLÜM

241 24 30
                                    

Bu bölümü Darksong123'e ithaf ediyorum. Ne zamandır bunu planlıyordum. Yaptığın her yorum için teşekkür ederim :)

-Joe-

Yatakta onun hizasına gelip yüzünü izlemeye devam ettim. Benim boyuma oranla daha küçük bir boyunun olması onu gözümde daha şirin bir varlığa çeviriyordu. Hele ki şu an ona sarılmadan bu yatakta öylece durmak benim açımdan daha kötüydü. Onu üçüncü kez uyurken izliyordum.

Içimdeki tutku ne zaman aşka dönüştü bilmiyorum ama şu ana kadar hayatımda yaptığım en doğru işin bu olduğuna adım kadar eminim. Seni gördüğüm ilk gün sıradan bir baş belası olduğunu düşünmeme rağmen her inat edişin beni sana çeken şey oldu. Bu kadar hırçın ve inatçı olmasaydın sana dönüpte asla bakmazdım.

Uykusunda kıpırdanmaya başladığında uyanacağını anlayıp hemen arkamı döndüm ve gözlerimi kapattım. Biraz debelendikten sonra uyandı ve yatakta oturur pozisyona geldi. Bunu hissetmek o kadar da zor değil. Oflarken büyük ihtimal gözlerini de ovuşturdu. "Hih!"deyip yatakta ufak çaplı bir dalga oluşturdu ve yatağın sol tarafındaki ağırlık kalktı. "Ben nasıl geldim buraya? Neyseki üstüm başım hala aynı."deyip derin bir nefes verdi. Evet bu konuda seni biraz ürkütmüş olabilirim.

Odada biraz dolandı sanırım. Ayak seslerini her ne kadar saklamaya çalışsada kendini yatağa vurmasıyla ağzından küçük bir inleme kaçırdı. "Kahretsin!"dedi kısık sesle. Sonrasında yürümeye devam etti ve kokusu burnuma doldu daha önce bir çok kez olduğu gibi. Çok yakınımda olmalı. "Pekala."deyip üzerime bir şeyler örttü. Ve 2 dakika sonra kapanan kapının sesi.

Gözlerim kapalı diğer tarafıma dönüp yastığına gömdüm kafamı. Kendisi kadar güzel olan vanilya kokusu buraya sinmişti. Yastığıyla biraz daha aşk yaşadıktan sonra kalkıp yastığını dolaba sakladım ve banyoya girdim. Günlük işlerimi halledip hazırlandım. Islık çalarak aşağı indim. Salona geldiğimde bir an göremedim sandım ama yemek masasının başında dikiliyormuş. Hala elinde dosyalar vardı.

"Kahvaltı yapmam lazım."dedim yanına giderken. Bunun açık bir mesaj olduğu belkiydi ama o kadar da umursamadı. "Kahvaltıyı boşver. Bak ne buldum?"deyip elindeki dosyayı bana uzattı büyük bir ciddiyetle. Ben incelemeye başladığımda o da açıklamaya başladı. "James dün gece bu şirketle ilgili karlı bir anlaşma yapıldığını söylemişti ama başka bir dosya daha buldum."deyip bir dosya daha verdi elime. "Bu dosya da aynı şirketle yapılan başka bir anlaşma var. Iş yapılmamış ve bir önceki işin iptal edildiği ve bunun karşılığında yüklü bir miktar paranın kasanızdan çıkış yaptığını kanıtlar nitelikte bir madde var. Yani şirketi büyük zarara uğratmış."dedi. Ne demek zarara uğratmış?

Biz James'e şirket emanet ediyoruz ve o şirketi büyük bir zarara mı uğratıyor? Şüphelenmekte oldukça haklıymışım. Demi'nin dediği şeylerde uzun süre göz gezdirdim. "Bununla daha sonra ilgilenirim. Hadi okula bırakayım seni."dedim sinirlice. En ufak bir şüphem olduğunda araştırmam gerekirdi. Bir de gece gelmiş her şeyin yolunda olduğunu söylüyorsun. Seni adi herif. Kapıdan hemen çıkıp etrafıma bakındığımda Demi'nin hala giyiniyor olduğunu gördüm. "Biraz daha acele etsen ölür müsün?"diye çıkıştım. "Geliyorum işte!"diye bana kızınca gülmemek için kendimi zor tuttum.

Sinirlenince oldukça tatlı bir kız oluyordu. Sert duruşumu bozmadan onu bekledim ve kapıyı çekip arabaya yürüdük. Arabayı çalıştırıp hızla okula sürdüm. Demi ise yine pencereden dışarıyı izlemekle meşguldü. Ben kahvaltısızlık ve James'in söylediği yalanla uğraşırken o sessizce dışarıyı izlemeye devam ediyordu.

Okula gelir gelmez elinden tutup bahçeye birlikte girdik. Okulun bütün kızları onu kıskançlıkla izlerken onun beni daha önce hiç düşünmediği fikri canımı yeterince sıkarken benden kurtulma isteği sinirlendiriyordu beni. Hiç sevmiyordu beni. Zorunluluktan kalıyordu yanımda. Ona dosyasını geri verdiğim gün her şey bitecekti. Artık sevgili olmayacaktık.

Sınıfına bırakmadan önce kantine çekiştirdim ve kahvaltı yaptık birlikte. Her ne kadar itiraz etse de benim sevgilimdi ve dediklerimi yapmak zorundaydı. En azından böyle zamanlarımın tadını çıkarmak istiyorum. "Matematik sınavın ne zaman?"dedi başını kaldırmadan. "Ilk ders."dedim ve cebime sakladığım çubuk krakerini ona uzattım masa üzerinden.

Krakerler için yüzünden ufak bir gülümseme geçti. "Hiç çalışmadın dün gece."dedi eski haline dönüp. "Neye çalışmadın?"diye aniden Alaina oturdu masamıza.

Bu kız hiç bıkmıyor. Demi şaşkınlık ve kızgınlık arası Alaina'ya bir bakış attı ama Alaina umursamadı bile. "Matematik sınavım var. Dün gece hiç çalışmadığım için sevgilim bana kızıyor."dedim gülümseyip Demi'ye baktığımda. Demi'nin kızgın yüzü bir anda düzeldi.

Alaina ise aynı şekilde başka bir yüze büründü. "Neden? Ne yaptın ki bütün gece?"dediğinde söyleyeceklerimi dikkatle dinliyordu. Alaina inan bana bunu bende çok istiyorum ama ona böyle bir şey yapamam. "Demi evde anlatır sana."dedim gülümseyerek. "Hadi seni sınıfına bırakayım."dedim Demi'ye bakıp. Demi hemen toparlanmaya başladı. "Sonra görüşürüz Alaina."dediğimde Alaina donukça başını salladı. Demi'nin elini tuttuğumda yine aynı bakışlarla baktı elimize. Kıskançlığını görmemek imkansız. Ailesi olmayan bir kızı nasıl bu kadar kıskanabilir ki bir insan? Aslında James ve Gloria'nın kızından başka ne bekleyebilirim ki?

Demi'yi sınıfın kapısına getirdiğimde hemen içeri girdi ve bende kendi sınıfıma gitmek için yürüyordum ki seslendi arkamdan. Olduğum yerde durup ona döndüm. Yavaş ve kararlı adımlarla yanıma geldi. "Şu dosya işi-" "Halledeceğim sınavdan sonra." "Bana da haber ver diyecektim."dediğinde elindeki kraker poşetini evirip çevirmeye başladı. "Neden? Yoksa beni mi önemsemeye başladın?"dedim gülümseyerek ve kollarımı göğsümde birleştirdim. Sadece kızdırmak istedim onu. Bu her zaman beni eğlendirmiştir.

"Seni önemsediğim için değil. Sadece James'ten hoşlanmıyorum ve ona güvenme. Bir şeyler karıştırdığı ortada."dedi hafif asabiyetle. "Anladım. Başka bir şey var mı?"dedim düzelip. Ben istediğimi almıştım ama yanakları hafif kızardığında başını öne eğdi ve biraz bekledi. "Kahvaltı ve krakerler için teşekkür ederim."deyip arkasını döndü hemen ve hızlı adımlarla sınıfa yürümeye başladı. Ne? Tanrım! Bu kız!

Evet sevgili okurlar :) yine karşınızdayım. Nasıl buldunuz bu bölümü? Sizce Joe neye şaşırmıştır bu kadar? Söyleyin bakalım. Bir sonraki bölümde onun ağzından. Bir sonrakinde görüşmek üzere :)

BELLEK|DemiLovato&JoeJonasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin