71. BÖLÜM

176 16 18
                                    

Finalden önceki son bölüm...

Multi bölümün içindeki bir andan temsili😊

Şaşkın bir halde beni nasılda oyuna getirdiğine baktım. Bu çocuk insan kandırmada ve rol yapmada ustaydı. Bana göreyse casustu kesinlikle. "Düşünmek için süre vermiştim sana!"diye tekrar hatırlattığında bir takım sesler duyduk ikimizde aynı anda.

Muhtemelen yan odanın kapısına vuruluyordu ki bu benim odamın kapısı oluyor. "Demi hemen aşağıya in!"diye bir kez daha vurulduğunda sesten ve kaba davranıştan bunu yapanın Alaina olduğunu anladım. Sonra da gelip Joe'nun kapısına vurdu nazikçe. Bu pis cadı hep aynı şeyi yapıyor.

"Joe!"diye seslendi kibarca. Odanın Joe'ya ait olduğunu da öğrenmiş şu bir kaç gün içinde. Tanrım ben bu kızı dövmeden nasıl duruyorum?

Joe kendi kendine haince sırıttığında aklından kötü bir şeyler geçiriyordu. Beni hemen bırakıp saçlarını karıştırdı. Ne yapıyorsun sen der gibi baktığımda ellerini benimkilerine de atıp darmadağın etti saçlarımı. Hemen düzeltmeye çalıştım. Ellerimden tutup hemen durdurdu beni. Göz kırptıktan sonra hızla nefes alıp vermeye başladı ve üzerindeki kazağı çıkardı. Saçlarımı düzeltmeyi  bırakıp hemen gözlerimi kapattım ellerimle. Ne geçiyordu yine bunun aklından?

Bir kaç saniye sonra kapının açıldığını duyduğumda ellerimi yavaşça gözlerimden çektim. Joe yarı çıplak bir şekilde kapıdan dışarıya bakıyordu. "Aşağıda yemeğe bek...leniy..orsun... müsait değilsin galiba?"diyen kişi Alaina'ydı. Niye böyle konuşuyor bu kız? Sesi hastaymış gibi geliyordu. Halbuki demin kapımı yumruklarken oldukça gür bir sesi vardı.

Joe aralık bıraktığı kapıyı biraz daha açtı ve kolumdan çekip beni de Alaina'nın karşısına çıkardı. Elini belime dolayıp çenesini omuzuma yasladı. Sonrada "Evet müsait değildik."dedi. Beni gören Alaina şok! Öylece bize baktı bir kaç saniye. Şaşkınlığı hoşuma gidince "Sen ne için gelmiştin?"dedim gülümseyerek.

Joe kadar bende gıcık olabiliyorum bazen. Bunu düşündüğümde hayali bir Demi şeytanı belirdi ve elindeki çatalı yukarı kaldırıp sol omuzumda tepinmeye başladı. Sağ tarafımda Joe var ve muhtemelen Demi meleği ona şu an hayran hayran bakıyor. Bu kadar aşık olduğumuzu belli etme bari!

"Yemek. Akşam yemeği. Yani akşam yemeğine bekleniyorsunuz."deyip başka bir tarafa bakmaya başladığında kendimi tutamayıp sırıtmaya başladım. "Toparlanıp hemen geliyoruz."dedim ve kapıyı kapattım. Joe benden ayrılıp gülmeye başladığında sesimin çok çıkmaması için bende ağzımı kapatarak gülmeye devam ettim. "Tebrik ederim! Benden daha kötü olduğunu kanıtladın."deyip elini sıkmam için uzattı. Gülmeye devam edip bende elimi uzattım.

Elimi tutar tutmaz beni kendine asılan Joe gülmemi bir anda kesti. Tuttuğu elimi bırakmadığı için ikimizin arasında kalırken ona dokunuyordu ve diğer elim çarpmamak için omuzuna duruyordu. Biraz tedirgin oldum. Joe aşk geçmişinde parlak bir insan değildi sonuçta. Dudaklarıma yaklaşmaya başladığında kalbim tekrar boğazımda atmaya başladı. Bu çocuk hep böyle yapıyordu. Bir anda nefesimi kesecek hareketler...

Dokunamadan kendimi hemen geri çektim. Ellerimi kurtarıp bozulan saçımı düzelttim ve yere bakarak konsantre olmaya çalıştım. "Yemek. Bizi bekliyorlar."deyip kapıya yöneldiğimde Joe'nun kahkahalarını duyuyordum arkamda.

Kendimi odasında kurtardığımda derin bir nefes aldım ve sakinleşmeye çalışarak merdivenlere yöneldim. Kalbim bu gece durmayacağını bağırıyordu sanki ama yanaklarıma kadar kızarmamı bile umursamıyordum ben. Joe'nun odasından çıktığını gördüğümde hemen indim merdivenleri ve yanyana olan boş sandalyelerden Alaina'nın yanında olana oturdum.

O kadar şey yaptım yukarı sana. Tabiki de Joe'yu yanına yaklaştırmayacağım.

Joe da gelip yanıma oturduğunda yemeğe başladık. Herkes kendi arasında derin bir sohbete daldığında gülümseyerek onlara baktım. Gloria ve Simon kendi aralarında fısır fısır bir şeyler konuşuyorlardı ve konu muhtemelen James'ti. Kurtulamamıştık bu adamdan ama ben ne yapacağımı biliyordum. Verdiği anahtarlığı yerine koyacaktım buradan gitmeden ve sonsuza kadar ondan kurtulacaktım.

Alaina ise sessizce tabağındakilerle oynuyordu. Bu sabah Joe'yla aramı bozmam için elinden geleni yapmıştı ama Joe her ne düşündüyse bu gece beni rahat bırakmıştı. Ya dediklerime inanıp bana güvemmeye devam ediyordu ya da aklında çok başka şeyler vardı ve aklındakileri bana anlatmak yerine Simon'la paylaşıyordu. Ne konuştuklarını çok merak ediyordum ama benimle ilgili bir durum olsa Simon bunu bana söylerdi.

Bayan Jonas uyanmamaya yemin etmiş olan Frankie'yi yemeğini yemeye zorlarken ve Frankie o yemeği yememek için ölümüne direnirken aklımdaki bütün düşünceler uçup sadece Frankie'nin o büyük oyunculuğuna odaklandı. Beni bugün az daha yakıyordu ama neyseki bugünde kurtulmuştum. Keşke Nick bu durumda olmasaydı ama olmasa beni kurtaramazdı. Bugünkü çikolatalarını Nick'le paylaştığın için teşekkür ederim Frankie! Hasta olmana sevindiğim için üzgünüm Nick ama hayatımı kurtardın. Bunun için sana minnettarım.

Kevin ve Danielle kendi aralarında bir şeyler konuşup benden tarafa baktıklarında birbirimize gülümsedik. Kevin "Neye gülüyorsun sen?"diye seslendiğinde bana değilde arkamdakine bakıyordu. Hep birlikte yanımda gülümseyen Joe'ya döndük. Cidden gülüyordu bu çocuk! Frankie'yi bile uyandırmıştı. Demek Joe'nun gülmesi bu kadar anormal bir durumdu Jonas evinde. Joe gülümsemesini kesmeden "Hiç!"dedi.

Annesi bir kahkaha atınca ona döndüm. "Joe en son böyle güldüğünde 6 yaşındaydın ve komşunun senden 11 yaş büyük kızına aşık olmuştun."dediğinde suratımdaki gülümseme silinir gibi olmasına rağmen masada bir kahkaha tufanıdır koptu gitti.

Kevin "Sonra ne oldu biliyor musun anne? Joe o kızı öptü!"dedi ve daha fazla kahkaha. Joe gülmeye devam edip bana baktığında kaşlarımı hafif çatıp ona baktım. Joe'nun gülmesi yüzüne yayıldı bir anda. Yemeğime döndüğümde kapı çalınca "Ben bakarım!"dedim masadakilere. Zaten keyfimde kaçmıştı. "6 yaşındayken 17 yaşındaki kıza aşık olabiliyor hatta öpebiliyor ama kar küresi ona beni hatırlatmıyor. Aman ne güzel!"diye homurdana homurdana kapıyı açtığımda karşımda Abe'i ve çatık kaşlarını buldum.

"Konuşmamız gerekiyor."dediğinde oldukça ciddiydi. "Bir sorun mu var?"dedim merakla. "Montunu alsan iyi olur. Joe'yu da çağır lütfen!"diye uyarıda bulunduğunda içeriye "Abe gelmiş. Joe biraz gelebilir misin?"diye seslenip montumu aldım ve giyinmeye başladım. Joe bizi bekletmeden hemen geldi ve üzerimdeki montu görüp kendininkini aldı. Birlikte dışarıya çıktığımızda merakla Abe'e baktık.

"Summer'dı."dedi. Joe'yla birbirimize anlamayarak bakıp tekrar Abe'e döndük. "Kapınıza hediyeleri koyan Summer'dı. Orada bizimle birlikte olan sadece Alaina ve Summer'dı. Alaina yapamaz çünkü o an Demi'yle ilgilenmiyordu. Bize el sallamakla meşguldü ama Summer arada bir dükkana doğru bakıyordu."dedi tek bir nefeste. Abe o hediyeleri James'in kapımıza koyduğu gerçeğini sana nasıl anlatacağım ben?

"Yani?"dedi Joe. "Bak en başında sizin ayrılmanızı istiyor sandım ama sonra bugünkü helikopter geldi aklıma. Hatırlasana Joe! Summer'ın babasının oyuncak şirketi var. Hatta sizin şu aile dostunuz şirketi iflastan kurtarmıştı. Sen söylemiştin..."dediğinde aklıma aile dostu olarak ilk James geldi. Abe kendi kendine konuşup kafansında kurduklarını bize anlatırken Joe'ya baktım korkuyla. Onu zaten bana bakıyor bulduğumda ise aklımda Summer'la olan her bir anı tek tek canlandı ve beni tek bir sonuca yönlendirdi.

James'in buradaki en büyük yardımcısı Summer'dı.

Bu arada final tam 3 part oldu. Nasıl yayınlayım? Hepsini bir günde mi yoksa her gün bir part şeklinde mi?

Öpüldünüz😙😙

BELLEK|DemiLovato&JoeJonasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin