Ek-3

197 11 13
                                    

- DEMI -

Yatağıma oturmuş kendimi izliyordum. En son ne zaman böyle bir elbise giydiğimi de hatırlamıyorum. Gloria zamanında kendime istediğim kıyafet almak oldukça zorken Simon zamanında istemediğim kadar çok kıyafetim vardı ve şu an üzerimde duran elbiseyi almayı hiç istememiştim kesinlikle.

Elbisemin eteğiyle oynarken üzerine küçük bir damla düştü. Sonra yanaklarımdan da süzüldü bir kaç tane. Hemen başımı kaldırıp aynaya baktım. Ağlıyordum...

Silmek için kaldırdığım elimi daha yanağıma dokunduramadan bu fikirden vazgeçtim ve tutmaya çalıştığım hıçkırıklarımı öylece bırakıverdim. Ağladığımı Simon'ın duymasını istemediğim için hemen yatağımdan kalktım ve odamın balkonuna çıkıp soğukta ağlamaya devam ettim.

Üşüdükçe kendime sarılırken tırnaklarımı yine kollarıma geçiriyordum. Izlerinin kaldığı ve çok kez kanadığı oluyordu ama umursamıyordum. Içimdeki acıyı sürekli orada tutmak güç oluyordu bazen. Bende böyle bir çözüm yolu bulmuş, kimseyi incitmeden hırsımı, sinirimi ve nefretimi kendimden çıkarmaya başlamıştım.

Okulda görenler bunu başka türlü anlamış, Joe'yu çabucak unuttuğumu düşünmüşlerdi. Düşünsünler. Onları umursamıyordum. Hele ki Summer'ın dediklerini duymamak için kulaklarımı tıkamak zorunda kalıyordum ama yine de Joe hakkında atıp tuttuğu şeylere inanmıyordum.

Benim Joe'ya ihanet ettiğimi ve bunu öğrenen Joe'nunsa bir gün bile beklemeden gittiğini söyleyip duruyordu. Hatta ipin ucunu kaçırıp kolumdaki tırnak izlerimi gösterip ihanetin ne boyutta olduğuna insanları inandırmaya çalışıyordu. Inananlar da vardı ve çoğunluğu kızlardan oluşuyordu.

Beni gördükleri yerde fısıltılarda artıyordu ama kimse gelipte yüzüme bir şey diyemiyordu. Tek bir istisna vardı: Alaina. Onun benimle konuşmasının tek nedeni ise her gün Joe'yla konuştuğu ve Joe'nun onu ne kadar özlediği hakkındaydı. Buna ben bile inanmıyordum. Aslında diğerleri de inanmıyordu.

Ama bütün fısıltıları susturan kişi Abe oldu. Ne zaman kendimi kötü hissetsem yanımda onu buluyordum. Joe hakkında çıkan hiçbir habere inanmamam gerektiği konusunda beni uyarıyor, gerekirse etrafımdaki kız sürüsünü kovuyordu. Hatta bir kaç kez de okul zorbalarından beni koruduğu olmuştu. Onlar genelde okul çıkışlarında sıkıştırıp evlerinin boş olduğunu söylüyorlardı ama ben hiçbir şey söylemeden kaçmaya başlayıp eve kendimi zor atıyordum.

Bunlardan kurtulmam ise okuldan mezun olana kadar mümkün olmayacaktı. Abe kurtulabilmem için onunla birlikte olduğum yalanını söylememin yeterli olduğunu söylemişti ama ben hiçbir zaman kabul etmemiştim bunu. Joe'dan sonra adımın Abe'le bile çıkmasını istemiyordum. Ben hala Joe'yu seviyordum ve başka biriyle çıkıyormuş fikri, içinde Abe bile olsa, berbat geliyordu bana.

Derin bir nefes alıp üzerimdeki kıyafete tekrar baktım. Kendime acır bir şekilde güldüm ve yüzümün Alaina gibi olduğunu hissettim. Abe'le birlikte olmadığımı her seferinde dile getirsemde bu gece yıl sonu balosuna onunla gidiyordum. Söylediklerimin ne kadar tutarlı olduğu tartışılır bir konuydu.

"Neden gittin Joe?"diye çaresizce sorup cevabını alamadığım soruya hıçkıra hıçkıra ağladım biraz daha. Ismimin seslenildiğini duyunca balkon kapısından odama sarkıp "Uygun değilim!"diye seslendim. "Aberthol geldi. Salonda seni bekliyor."deyince içeri girmeyen Simon'ın kapıda beklediğine emin oldum. Istese de giremezdi odama. Kilitlemiştim kapımı. Simon'ın beni bu halde görmesini istemiyordum çünkü.

"Makyajımı halledip hemen geliyorum!"diye tekrar seslendikten sonra düzelip gözlerimi sildim ve içeri adım atmadan kırılan çalıların sesini duydum. Hemen geri dönüp bahçeye bakınmaya başladım. Karanlıkta çok bir şey görmeyi beklemiyordum tabiki ama en azından bir gölge görmek delirmediğime işaret olabilirdi.

BELLEK|DemiLovato&JoeJonasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin