48. BÖLÜM

235 20 21
                                    

Merhabaaaa...😊😊 Yine yeni bir bölüm ve ben. Yetiştirebilirsem yeni bir bölüm daha yükleyeceğim akşam.

Iyi okumalar...

Kendimi ayarlayıp adımlarımı hesapladıktan sonra basketi potaya gönderdiğimde sevindim ama günlerdir içimdeki hüznün yerini doldumuyordu işte. Benden sonra gelenler de atışlarını yaparlarken bir köşeye geçip Nick'in atışını yapmasını izledim.

Benden daha iyi olduğu kesindi. Abisiyle sürekli bunu oynadıklarını düşünürsek oldukça iyi bir atıştı. Gülümseyerek yanıma geldiğinde bende gülümsemeye çalıştım. "Yapma! Olmuyor."deyip suratını düşürdü ve suyunu içmeye başladı. "Ne olmuyor?"diye sorduğumda bana bakmadan cevap verdi. "Gülümsemen. Içinden gelmeyince olmuyor işte. Zorlama kendini."deyip yerinden kalktı ve soyunma odalarına yürüdü. Bıkkın bir nefes verip yerimden kalktım. Istemeden oluyor.

Bizim sınıf salondan ayrılırken Joe'nun sınıfı derse giriyordu. Bugün yine sınavlardan birine tabi tutuluyorduk ve Beden eğitimi dersi benim için zorundalıktan başka bir şey olmamıştı bu yıl. Rahatlamak yerine gittikçe geriliyordum. Bugün de aynısını olmuştu.

Karşıdan gelen Abe gülümseyip selam verince bende aynısını yaptım ve Joe'yu görmezden gelip yoluma devam ettim. Iki soyunma odasının ortasında kolumdan biri tutunca hemen ona döndüm ve günlerdir görmediğim yüzü yakından inceleme fırsatı buldum. Gülümsüyordu ve içimi sıcacık yapıyordu.

Vee yakalanmıştım sonunda. "Bana selam yok mu?"diyen sevimli sese başım yere eğerek cevap verdim. "Selam!" "Demi nedir bu halin? Günlerdir seni zar zor görebiliyorum. Bir sorun mu var?" "Ben gayet iyiyim."diye tersleyip kolumu çektiğim anda Bay Anderson "Bay Jonas hala sizi bekliyoruz."diye seslendi bizden tarafa ve bana kaçma şansı yarattı. Joe'nun boşluğundan yararlanıp kızların soyunma odasından tarafa kaçıp hemen içeri attım kendimi.

Kaçmanın verdiği rahatlıkla derin bir nefes verip alnımdaki görünmeyen teri sildim ve üzerimi değiştirmeye başladım. Spor kıyafetlerimi çantama koyarken köşede durup bana bakan iki kızı farkettim. Dedikodu kazanı kaynıyordu yine. Umursamayıp saçlarımı düzelttim ve spor salonundan kaçar gibi çıktım. Kantine ve çıkışa doğru akan kalabalıkta Nick'i aradım ve peşine takılıp kantine girdim.

Beni beklemeden kantine girip herhangi bir masaya oturan Nick'in yanına oturup elimi omuzuna attım. "Neden böyle davranıyorsun?"dedim üzgünce. "Çünkü biz iyi arkadaş değiliz."dedi tavırlıca ve başka bir tarafa bakmaya başladı. "Bunu da nerden çıkardın?"dedim karşısına geçip oturduğumda. Umarım böyle böyle bir de Nick yormaz beni. Zira ders yeterince yordu.

"Sen günlerdir bir şeye üzülüyorsun ama bana söylemiyorsun. Üstelik sorunların yokmuş gibi davranıp yalandan gülmeye çalışıyorsun. Neden anlatmıyorsun bana?"dedi ve yavru köpek bakışları atmaya başladı. Alaina hayallerimde belleği tekrar klozete atınca başımı sallayıp görüntüyü silmeye çalıştım aklımdan. "Nick... ne kadar az şey bilirsen senin için o kadar iyi."dedim yumuşacık yaptığım sesimle.

"Tamda benim ilgi alanım."diye ukala bir ses duyduğumuzda karşımızda Abe ve Joe vardı. Abe ellerini beline koyup başını olumsuz anlamda salladı bana doğru. Bu şu anlama geliyor. Tutamadım. Joe ise olumlu anlamda başını salladı ve göz kırptı. Bu da şu anlamda. Her zaman olduğu gibi.

Üzerindeki spor kıyafetlerine de bakınca sinirlendim ve Abe'e kızdım. "Dersi kırdınız!" "Böyle ayrıntılara takılma!"diyerek son harfi uzatan Joe Abe'e başıyla bir işaret verdiğinde Abe gözlerini devirip elini Nick'in omuzuna attı. Nick bıkkınlıkla başını öne attığında neler olduğunu anlamadım. "Bu kez karışık tost isterim ve kola!"diyerek masadan kalkan Nick'e hayretler içinde bakarken Abe onu çoktan kolunun altına almıştı ve arkalarından Joe seslendi. "Kola yasak!"

Masanın yanında ikimiz kaldığımızda yutkundum ve az sonra beni sorguya çekecek olan Joe'dan kurtulmak ve yalan söylemek için gözlerimi kaçırmaya çalıştım. Göz gezdirdiğim kantinde herkes bize bakıyor olunca üzerimde büyük bir baskı hissettim. Son kez yanyana geldiğimizde çokta güzel şeyler yaşamamamıştık Joe'yla.

Toparlanıp yerimden kalktım ve yürümek için Joe'ya doğru bir adım attım. Ikinci adımı da atıp yanından geçtiğimde rahatladım ama bu rahatlık üçüncü adımı atamadan son buldu.

Kolumda onun elini hissetmemle olduğum yerde kalakaldım. "Neler olduğunu anlatmadan hiçbir yere gitmiyorsun!"diyerek bana bakınca sinirlendiğini gördüm. "Joe kantinin ortasındayız. Herkes bize bakıyor."diyerek etrafa bir göz attım. Tanrı aşkına! Kavga çıkmasını bekler gibi nasılda bekliyorlar!

"Baksınlar!"deyip omuz silkip kolumdan asılmaya başladığında bu umursamazlığı yine sinirlendirmeyi başardı beni. "Biz ayrıldık şapşal şey. Birlikte durdukça dikkat çekiyoruz. Senin yüzünden tekrar dedikodu malzemesi olup dolaplara kilitlenemem."deyip kolumu kurtardım ve Joe'nun konuşmasını dinlemeden onu arkamda bırakıp kantinden çıktım. Arkamı kontrol edip gelmediğine emin olunca rahatlamaya çalıştım.

Kıyafetlerimi bırakıp çalışacağım kitapları almak için dolapların olduğu koridora girdim ve telefonumu çıkarmak için çantamı kurcalamaya başladım. Tam bulmuşken ve dolabıma yaklaşmışken kendimi kapkaranlık ve bir o kadar da sıkışık bir yerde buldum.

Etrafı göremediğimden midir nedir bağırmayı da beceremedim ve aniden ışıklar açıldı. Daracık bir oda, ayaklarımın yanındaki kovalar, boyumla eş değer olan süpürgeler, tam dibimde bir adet Joe ve tepemizde sallanan bir lamba. Temizlik odasındayız.

Işte bağırmak için uygun ortam!

Bağırmak yerine Joe'yla bakışmaya başladığımda o da sessizce bana bakıyordu ve en az benim kadar şaşkındı. Bir anda kendime gelip Joe'ya vurmaya başladım. "Delirdin mi sen? Ne yaptığını sanıyorsun?..." Ellerimden tutup havaya kaldırdı ve kavgamı böldü. Gözlerimden ateş topları çıkararak ona bakınca o da bana kızmaya başladı. "Delirmedim ama senin delirtmen yakındır."dediğinde anlamadım.

"Ne diye sürekli kaçıyorsun benden?"dedi sinirlice. Evet bu bazen sinir bozucu olabiliyor ama konumuz bu değil. "Çünkü senin türüne bulaşmak istemiyorum. Bırak şimdi beni!"deyip kollarımı kurtarmaya çalıştım. "Demi!"deyip bileklerimdeki elleri yumuşadı ve yavaşça aşağı indi. "Bak aslında b...ben o gün öyle söylemek istemedim."dediğinde ellerimi kurtarıp susturdum onu. "Yeter. Tek kelime dahi duymak istemiyorum."deyip başka tarafa bakmayı denedim ama burası küçücük ve havasız.

En azından Joe'ya bakmamaya ve hareket etmemeye çalıştım. Çünkü burası o kadar küçük ki her harekette birbirimize dokunuyoruz ve şöyle bir durumda bu biraz sakıncalı.

"Özür dilerim."deyince bakıp bakmamak arasında kaldım. Joe ilk defa özür diliyordu. Bunu kaçırmak olmaz ama bunun sonu nereye gider?

"Sana yaşattığım her şey için özür dilerim."dediğinde yavaşça başımı ona çevirdim ama o başını eğmişti. Üzülüyor mu? "En başında sadece eğlenceydi. Sonra sen sinirlenip burnunun dikine gittikçe iş inatlaşmaya kadar gitti ama farkına geç vardım."deyip bekledi bir süre. "Neyin farkına vardın?"dediğimde ona bakıyordum ama ilgilenmiyormuş havası vermeye çalışarak en saçma hareketlerimden birini yapıyordum kesinlikle.

"Ben... seni buradaki herkesten ve her şeyden daha fazla... önemsediğimin farkına vardım."dediğinde etrafıma bakındım. Neyle bir tutuyordu bu çocuk beni? "Bunlardan mı?"deyip gülümsememin sesime yansımaması için içimden dua ettim. "Şundan da mı?"deyip bir süpürge gösterdiğimde o tarafa bakıp hafif gülümsedi. "Demi!" Bana dönüp ellerini yanaklarıma yerleştirdi. "Benim bahsettiğim şey..."dediğinde dikkatle onu dinlemeye başladım ve biraz gülümsedim.

Elleri yavaşça yanaklarımı okşamaya başlayınca yandığımı hissettim. Kesinlikle kızarıyordum ve görmesini istemiyordum. Başımı eğdiğim yüzümdeki bir eli çeneme kayıp yüzümü kaldırdı ve ben ne olduğunu anlamadan dudaklarımda güzel bir baskı hissettim.

Onun dudaklarıyla senkronize olarak benimkilerde hareket ettiğinde ilk gerçek öpücüğümü alıyordum. Ellerimi onun ellerinin üzerine koyup boyuna erişmeye çalıştım. Her şeyi bıraktığım şu zamanda tam rahatlıyorken aniden temizlik odasının kapısını açıldı.

Bilin bakalım kim geldi?😃bu bölümün sorusu da bu olsun.
Hep birlikte Jemi istiyorduk ve birleşmelerini merak ediyorduk😂Nasıl birleştiler? Bol bol yorum yapın😘😘

BELLEK|DemiLovato&JoeJonasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin