50. BÖLÜM

202 19 13
                                    

Multiyi iş birliği olarak kabul edebilirsiniz😊

"Ne yaptın?"diye ikimizde aynı anda konuştuğumuzda şaşkınlıktan ne yapacağımızı bilemez haldeydik. "Kopyaladım."dedi Nick gülerek. Hatta sırıtarak.

Bende istemsizce sırıttığımda Joe "Ciddi olamazsın."diyerek inanamamaya devam etti. Neyine inanmıyorsun? Kurtarmış işte hayatımızı! "Hayır gayet ciddiyim. Kopyaladım. Sen öyle telaşla birden arayıp belleği hemen bilgisayarından almamı ve kimseye gözükmeden arka kapıdan kaçmamı isteyince bir şeylerden şüphelendim ve kendi bilgisayarıma kopyaladım."diye işi nasıl hallettiğini bir kaç cümleyle anlatıverdi Nick. "Neden yaptın bunu?"diyen Joe kaşlarını çatmış hesap soruyordu şimdide. "Ne önemi var! Kurtarmış bizi!"dedim heyecanla.

"Her normal eşyan gibi bununda bir kopyası bende işte!"deyip omuz silkti Nick. Sonrada kollarını göğsünde birleştirdi. "Her eşyam?"diye soran Joe'dan sonra bende dikkatle dinledim Nick'i. Işler giderek ilginçleşiyor! "Joe kirli çamaşırlarını daha sonra sana şantaj yapmak için saklıyorum. Bunu da sakladım işte!"dediğinde Nick'in hiçte göründüğü gibi masum bir çocuk olmadığı anında ortaya çıktı. Bundan sonra hareketlerime dikkat etmeliyim sanırım.

"Nick neden bana şantaj için eşyalarımı istifliyorsun?"dedi Joe. Tanrı aşkına! Bunu daha sonra kendi aranızda halletseniz. "Hadi ama Joe! Ne zaman dediğim şeyleri zamanında yaptın ki! Hadi gidip şu dosyaya bakalım!"deyip ceketini alan Nick sayesinde rahat bir nefes alabildim. Nick'le birlikte evden çıkarken Joe'da bizi söylenerek takip ediyordu. "Sen bana şantaj mı yapacaktın? Sen nasıl kardeşsin böyle? Ben etrafımdaki hiç kimseye güvenemeyecek miyim?"gibi buna benzer zırvalıklar işte. Nick'e hayatını kurtardığı için teşekkür etmesi gerekirken Joe yakınmakla uğraşıyor.

Arabaya binip yolculuğa başladığımızda ikiside küçük çaplı bir tartışmanın içine girdi çocuk gibi. Joe bir yandan arabayı kullanırken diğer yandan da Nick'i sıkıştırıyordu. "Başka nelerimi sakladın acaba?" "Eski kız arkadaşlarınla olan fotoğraflarında var ama buna şimdilik ihtiyacım olmayacak. Demi'yle hala çıkıyor olsaydın gerçekten çok eğlenirdim."deyip gülmeye başladığında Joe ile göz göze geldik dikiz aynasından.

"Zaten çıkmadığımıza göre şu fotoğraflara bakabilirim değil mi Nick?"dedim kibarca. Joe'nun yüzünden bir anda küçük bir korku geçti. Bu korku böyle geçiyorsa o fotoğraflarda neler yaptığını daha çok merak eden bir his uyandı içimde. "Olmaz. Onlar sadece şantaj amaçlı olarak açılır ve eski sevgililere gösterilmez."dediğinde Joe ve Nick keyifle gülmeye başladılar.

"Aa öyle mi? Bende en yakın arkadaşların birbirinden bir şey saklamama kuralını hiç anlamamıştım zaten."diye tavır yapınca Nick "Bu silahı kullanamazsın. Çünkü en başında sen benden saklamaya başladın ve şimdi onu bulmaya gidiyoruz."dediğinde yenildiğimi anladım. Kollarımı göğsümde birleştirip dışarıyı seyretmeye başladım.

"Hem işin iç yüzünü hala anlatmadınız. Ne işler karıştırıyorsunuz siz?"diye bir kaç soru daha ekleyince Joe "Şifreyi bulana kadar bekle. O zaman her şeyi anlayacaksın zaten."deyince arabanın içini sessiz bir hüzün kapladı.

Kimse konuşmadı. Normal bir zamanda istediğim sessizlik şu an sadece sinir bozucuydu. Neyseki yol kısa sürdü. Bizde üzülmek yerine koştura koştura arabadan inip doğruca eve girdik. Hemen Nick'in odasına çıkıp bilgisayarının başına toplandık. Hemen  açtığımız bilgisayarda saklanan dosyayı gördüğümde rahat bir nefes daha verdim. Şu küçücük şey hepimizin hayatını kurtardı.

Dosyayı açtığımızda şifre isteyince hepimiz bekledik bir süre. Ne yazacağımızı bilememek bekletti bizi. "Bir şekilde başlamamız gerekiyor."dedi Nick ekrandaki yansımamıza bakarak. "Demi'yle başla o zaman."dedi Joe. Nick'le şaşkınca ona baktık. "Ne bakıyorsun? Demi yaz!"deyince anlayabildik. Aslında ben evde uğraşırken kendi ismimi hiç kullanmamıştım ama babam bu kadar basit bir şifrede koymazdı herhalde.

BELLEK|DemiLovato&JoeJonasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin