9. BÖLÜM

279 22 21
                                    

Bir tarafta Joe'ya günahını bile vermeyecek olan asillik abidem diğer tarafta Alaina işte.

Evin sokağına yaklaştığımızda aklıma Gloria'nın beni bu motorla ve yanımdaki erkek çocuğuyla görürse çenesinin düşeceği ve uzun süre bunu öne sürüp başıma kakacağı geldi ve Joe'ya seslendim. "Sokağa girmeden inmek istiyorum."

Motor yavaşladığında sokağın başına gelmiştik. En sonunda motor durdu ve bende indim üzerinden. "Bu yaptığın şey suç ama beni eve kadar getirdiğin içinde teşekkür ederim."dedim kaskını eline verirken. "Bak yine aynı şeyi yaptın. Sormadan ya da dinlemeden yorum yaptın. Genetik mi bu sizde?"dedi ellerini kaskın üzerine koyup bana ukalaca bakarken. Ailem hakkında yorum mu yaptı az önce? Hemde ukalaca! "Ailem seni ilgilendirmez ya da bu özelliğim sana yorum yapma hakkı vermez."deyip yürümeye başladım.

"Lovato! Bu dik başlılığın başına büyük dertler açacak. Sözlerine dikkat et!"diye seslendi arkamdan. "Şimdiye kadar başıma büyük bir dert gelmedi!"deyip el salladım ona. Belki birazda gülümsedim. Bu büyük bir meydan okumaydı ona karşı. Onunda bana güldüğünü uzaktan gördüm. Sonra yanına birkaç kişi geldi ama bakmadım ve eve yürüdüm.

Eve girdiğimde beni bekleyen işler geldi hemen aklıma. Üzerimi bir çırpıda değiştirip akşam yemeğini hazırlamaya koyuldum. Benden 10 dakika sonra gelen Alaina benimle hiç konuşmadan odasına gitti. Isabet oldu. Onu kaldıracak durumda değildim. Aslında revirdeki uyku güzeldi ama enerjimi onun için sarf edemem.

Yemekler hazır olduğunda masayı da hazırladım ve Gloria gelene kadar ödevlerimin başına oturdum. Sabahki ders beden eğitimiydi. Öğleden sonraki dersin ne olduğunu bilmiyorum. Uyuyordum. Konu tekrarı için Nick'i aramam gerektiğini düşündüm ve telefonum için yatağıma yollandım. Telefonumu yatağımın üzerinden alıp kurcalamaya başladığımda komodinin üzerindeki çerçeveye takıldı gözüm.

Ailem. Benim küçük ailem vardı çerçevede. Buraya gelince hepsini unutmuştum. Mezarları bile Texas'ta kaldı. Bense burada üvey annem Gloria ve çok sevgili(!) üvey kardeşim Alaina ile birlikte yaşıyorum. Hiçta adaletli değildi bu durum benim için. Babamdan sonra belki Simon'la birlikte yaşarım diye düşünmüştüm ama Simon bile istemedi beni. Gloria ile birlikte buraya gönderdi. Üstelik bir kaç gündür de konuşmuyoruz. Gidince o da unuttu beni.

Yatağımdan kalkıp dolabıma yöneldim ve kendim için hatıralardan oluşan kutumu çıkardım. Içindeki eşyalar fotoğraflar ve çerçeveli bir kaç resimden oluşuyordu. Bir kaç tane de hediye vardı içinde. Hepsi de güzel günlerden anıydı. Doğum günleri, anne-kız günleri, baba-kız günleri ve buna benzer bir sürü gün.

En çok sevdiğim gün ailemle birlikte vakit geçirdiğim günlerdi. Birlikte ya film izlerdik ya da gezmeye giderdik. Akşam yemeğine çıkışlarımıza bazen Simon da katılırdı. Babamın en yakın arkadaşı olmasına rağmen annemin ve benimde en yakın arkadaşım sayılırdı ama şimdi... herneyse.

Kutunun içindekileri dikkatle çıkarıp tek tek baktım. Çerçevelerin kırılmaması ya fotoğrafların bükülmemesi için özen gösterdim. Hatıralarıma zarar vermek istemedim hiçbir zaman. Onları her zaman güzel hatırlamak için küçük bir bahaneydi bu benim için. Temiz seviyordum onları. Kirlensinler istemiyordum. Kirletenlere de gerekli cezayı veriyordum, Alaina'ya attığım tokat gibi.

Elime bir başka çerçeve geçtiğinde resimdeki adamlara baktım. 4 kişi. En baştaki babam. Ikincisi tanımadığım gözlüklü biri ama sevimli duruyor. Üçüncüsü Simon. Burada bile korumacı duruyor. Tanrım! Ciddiyetten vazgeçmiyor. Polis olmasında bunun bir etkisi var mı acaba? Herneyse! Dördüncü adam... tanıyor gibiyim bu adamı ama çıkaramıyorum. Daha öncesinde görmüş gibiyim sanki.

Babamın arkadaşlarından biridir nasılsa. Simon'a bir ara sorarım diye düşünüp çerçeveyi diğerlerinin yanına koydum. Sonrasında elime gelen fotoğraf aklıma babamın hazırladığı slaytı hatırlattı. Bu resimde vardı içinde. Ah! Aptal Joe. Belleğim onun elinde. Nasıl olurda alır benim belleğimi? Aptal! Ukala çocuk! Üstelik hırsız! Başkasının motoruyla geziyor ortalıkta. Neden polisler yakalamıyor ki onu?

Istediği şeyi söylese de bende belleğimi alıp saklasam odama.

Odamın kapısı bir anda açıldı ve içeri Alaina girdi.Bu kızın ciddi sorunları var. Odama kaçıncı kez kapıyı çalmadan girişi.

Önümdeki eşyaları kutuya doldurup ayağa kalkana kadar o da yanıma geldi. Kutuyu dolaba koyup kapağını kapattım ve Alaina'ya döndüm. "Yine kapımı çalmadan girdin odama. Yediğin tokat yetmedi galiba."dedim yüzümü ifadesiz tutarken sesimde ifadesiz çıkmıştı. "O konuya daha sonra geleceğiz. Şimdiki konumuz başka. Sınıf arkadaşın Nick varken Joe'yla mı takılıyorsun?"dedi ellerini göğsünde birleştirip. "Öyle olsa bile bundan sana ne?"dedim. Bak bunlar hoşuma gitti. Heey!! Gittikçe keyifleniyordum.

"Seni uyarıyorum. Joe'yu ilk ben gördüm ve kimseye kaptırmaya da hiç niyetim yok."dediğinde kahkaha attım. Odamdan çıkmak için kapıya yöneldim. "Joe yetimleri sevmez. Seni de sevmiyor. Umut besleme."dediğinde olduğum yerde durdum. Yumruklarımla birlikte dişlerimi de sıkmaya başladım.

Yorum yorum yorum... bir sürü yorum istiyorum. Anlayabiliyor musunuz? Bir sürü yorum! :)

BELLEK|DemiLovato&JoeJonasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin