FİNAL PART-2

185 17 20
                                    

Bu bölümü Esmacy'e ithaf ediyorum❤

"Biraz bekleyin."deyip kapıyı kapatacağında elimi kapıya koydum. "Bir gündür bekliyorum zaten. Daha fazla olmaz."deyip kapıyı açtım ve içeriye zorla girdim. Görevli kadın arkamdan söylenerek geliyordu ama ben çoktan merdivenlere yönelmiş yukarıya çıkıyordum koşar adımlarla.

Evin adresini bilmememden dolayı bu eve yeni geliyordum ve Summer'ın odası hangisiydi tahmin etmek beni yoracaktı. Üstelik arkamdaki bu kadın sürekli konuşuyordu. Konsantre olmakta zor olacaktı. Elimi daha bir kapıya bile atamadan tam arkamdaki kapı açıldı ve odadan Summer çıktı elindeki telefonuyla.

Karşımdaki görevli hemen açıklama girişimlerine girdiğinde kadının arkasından çıkıp gülümseyerek Summer'a el salladım. Summer gülümseyerek kadına döndü. "Sen gidebilirsin. Sorun yok."dediğinde kadın konuşmayı bırakıp merdivenlere yöneldi.

Summer kollarını göğsünde birleştirip bana döndü ve tek kaşını kaldırıp neden geldin der gibi baktı. "Konuşmamız gerekiyor."derken eski halime dönmüştüm ve bu Summer'ın yüz şeklini değiştirmişti. Yürüyüp yanımdan geçti ve arkadaki odalardan birinin kapısını açıp başıyla içeri girmemi işaret etti.

Bekletmeden içeri girdiğimde kapıyı kapatıp kilitledim. Bu davranışımı beklemiyor olacaktı ki kaşlarını çatıp korkuyla bana baktı. "Cevaplanması gereken sorularım var!"dediğimde yutkundu. Sırtımı kapıya yaslayıp ilk sorumu sordum. "James'le ilgili ne biliyorsun?"

Sorulan soruya gözlerini kocaman açmak cevap vermek yerine geçmiyordu ama tepki vermedim. "Ja...James mi?"diye kekelediğinde ikinci hatasını da yaptı ve muhtemelen az sonra da yalan söyleyecekti ama yine de bekledim. "Nereden çıktı bu şimdi?"dedi ve rahat bir şekilde odanın içinde ilerleyip pencere kenarına gitti. "Evime geldiğin günü hatırlıyorsun değil mi? Hani James'in kaçtığı gün ama dur bir saniye! Senin zaten bundan haberin vardı."dedim. Evet anlamında başını salladı.

Ona doğru yürüyüp karşısında durdum. "Şimdi senden James hakkında her türlü bilgiyi almaya geldim ama sen bana hiçbir şey söylemeyeceksin."dedim ve güldüm. O da gülerek başını evet anlamında sallayınca gülümsememi silip elimi boğazına attım ve arkasındaki duvara vurdum onu. Boğazını biraz sıktığımda elleri elime dolanıp kendini kurtarmaya çalıştı. "Ben istediğim şeyi almadan gider miyim peki?"dediğimde korkuyla gözlerimin içine baktı.

Istediğimi vermezse cidden bir şeyler yapacaktım. Summer da biliyordu bunu ve bu yüzden kurtulmak için daha fazla çabalamaya başladı. Tırnakları elimin üzerine batıyordu. Acımıyordu belki ama kesinlikle izi kalacaktı. Bunu daha sonra Demi'ye açıklamak biraz zor olacaktı.

Boğazındaki baskıyı biraz daha arttırıp kaşlarımı çattım ve nefessiz kalışını seyrettim. Elleri güçsüzleşmeye başladığında çektim elimi. Dayandığı duvardan kayarak yere oturduğunda şiddetli bir şekilde öksürmeye başladı. Yere düşürdüğü telefonunu alıp yanımızdaki pencereden aşağıya savurup yüzüne eğildim. Göz bebeklerine kadar kızarmıştı ve öksürmeye devam ediyordu. "Yalan söylersen bir dahaki sefere nefes almana izin vermem."deyip şirince gülümsedim.

Boğazını ovup öksürüğünü geçirmeye çalıştı ve bozuk bir sesle "O gün beni dinleseydin şimdi böyle bir sorunun olmazdı."dedi kızgınca ama sesi kısık çıkmıştı. Bende zar zor duyabilmiştim zaten. "Başla!"dedim bu ukalalığına karşılık. "Tehdit etti!"diyebildi. Sonra bir kaç öksürük daha...

"Bir kaç ay öncesinde hamile kalmıştım. Bebeği aldırdıktan sonra kimsenin duymaması için herkesten sakladım bunu. Benim en önemli sırrımdı-" dediğinde "Bunları biliyorum zaten."deyip konuyu hızlandırmasını istedim. Şaşkınlıkla bana baktığında ne sanıyordun bakışı attım. Bugüne kadar kim benden neyini saklayabilmişti de Summer kendini bu denli akıllı zannediyordu. Evet! James bir istisna olabilirdi ama kendini saklamak için her türlü şeyi yapabilecek bir adamdı. Summer kendini onunla bir tutamayacağını öğrenememişti hala.

Boğazını tekrar temizledi ve devam etti. "James öğrenmiş. Demi'ye bir telefon vermem karşılığında sırrımı benimle birlikte saklayacağını söyledi."dediğinde yanlış duydum zannettim. 'Demi' demiş olamazdı.

Nefessiz kalınca beynine oksijen gitmemesi oldukça normal bir durumdu ama dinlemeye devam ettim kaşlarımı çatarak.

"Teksas'a gitmeden önce havaalanındayken telefonu Demi'ye verdim. Eski model bir telefondu. Kapalıydı. Teksas'a gidince açmasını söyledim. James'in konuşmak istediği şeyler varmış. Sonra da ikisiyle görüşmedim."deyince aklıma sıcak-soğuk oyununda sakladığım telefonu geldi. Daha önce bir kez daha görmüştüm o telefonu. Ailesini ziyaret ettikten sonra arabada ağlarken.

Başımda bir ağrı hissettim. Kalbimse sıkışıyordu sanırım. Demi'yi korumak için başlattığım savaşta düşman olarak karşıma çıksın istemiyordum. Vücudum isyan halindeydi. Kulaklarım uğulduyor, ateşim yükseliyordu. Başımdaki ağrı çekilmez oluyordu sanki. Summer gibi nefessiz kalıyorum hissettim.

Bütün kalelerini kaybetmiş bir askerden farkım yoktu şimdi ama sancağı vermemek için direnecektim tabiki.

"Helikopter?"diye sorduğumda aklımda dolanan şeyleri ciddiye almamak için ayrıca çaba sarf etmem gerekti. Düşüncelerimin kesinlikle bir açıklaması vardı ve az sonra Summer benim cevaplarımı verecekti. "Ne helikopteri? Helikopter falan bilmiyorum ben."deyince sinirle soluyup üzerine yürüdüm.

Güçsüz bir şekilde elini havaya kaldırıp yalvarır gözlerle baktı bana. "Inan bana bilmiyorum Joe! Helikopter falan bilmiyorum."dedi zorlukla nefes alırken. Aradığım cevap bu değildi kesinlikle ama Summer da yalan söylemiyordu. Her şeyi yapacağımı bildiği halde yalan söyleyemezdi. Kendini eziyete sürüklemezdi.

"Neden? Onlarca insan varken neden Demi?"dedim çaresizce. Anlamıyordum. Kafam mı basmıyordu yoksa kabullenmek mi istemiyordum? Bu olanlar çok saçmaydı.

Öksürüp bir kez daha boğazını temizlemeye çalıştı Summer. "Neden ona sormuyorsun? Belki de asıl işbirlikçisi oydu. Sana herkesten çok yakındı."dediğinde omuzundan geriye ittirdim. Bu sözüne daha fazla öfkelendim. Kağıt parçası gibi savrulup gitti geriye. Sevgilim diye sahiplendiğim insan bu kadar güvenilmez biri olamazdı. Gerçekten aşık olduğum tek insan bana ihanet edemezdi.

Yerimden kalkıp kapıya ilerledim. Kilitlediğim kapıyı açtım ve hızlı adımlarla Summer'ın evini terk ettim. Ne yapacağımı bilemez halde hızlı adımlarla yürümeye başladım. Kafamda binbir türlü soruyu bağırtan evden uzaklaşmak yaptığım ilk şey oldu.

Son parçayı yarın atmak istiyorum. Bana kızmayın :(

Ikinci kitapla ilgili yorumlarınızı da bu bölümde bekliyorum. Dediğim gibi isterseniz yazmaya gönüllüyüm ben :) öpüldünüz :*

BELLEK|DemiLovato&JoeJonasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin