13. BÖLÜM

278 22 25
                                    


Yani... ne bileyim. Bence bu multi buraya cuk oturdu.

Beni getirdiği eve girdiğimde kendimi 'Grinin elli tonu' filmi içindeymiş gibi hissettim ama sadece hissettim. O film gerçek olamaz benim için çünkü ben ne o kadar güzel bir kadınım ne de yanımdaki tek hücreli varlık olan Joe o kadar yakışıklı biri. Gülümsemesi güzel ama o kadar. Of ne diyorum ben?

Evin içinde göz gezdirdim bir süre olduğum yerde. Bir öğrenci evine göre burası kesinlikle saray gibiydi. Üstelik bir öğrencinin bu evin kirası için ödeyebileceği kadar parası olamazdı. "Güzel değil mi?"diyen ukalanın sesini takip edip baktığımda çoktan salondaki koltuğa geçmişti. "Daha iyilerini de gördüm."dedim ellerimi göğsümde birleştirerek. Kahkaha attı kısacık. "Seninle çok eğlenceğiz!" Ona ne şüphe zaten.

"Neden getirdin beni buraya?"dedim sıkıldığımı belli ederek. Yayıldığı koltuktan kalkıp yanıma geldi. "Eğlenmek için getirdim. Ne dersin? Yukarıda biraz eğlenebiliriz."dediğinde elini belimde hissettim. "Eğlenecek başka birini bul!"deyip sıyrıldım kolundan. "Mantık çerçevesi içinde söyleyeceğin her şeyi yaparım. Ileri gidersen sonuçlarına katlanırsın."deyip işaret parmağımı da salladım ona karşı. Aslında bağırıp yardım istemekten başka bir şey yapamazdım ama göz dağı vermek artık alışkanlık oldu bünyemde.

"Pekala. Evimi baştan aşağı temizlemekle başlayabilirsin mesela. Bu mantık çerçevesine giriyor değil mi?"dedi yine ukalaca. Üzerimdeki kıyafetlere baktım. "Bana bir kaç parça kıyafet bulmalısın. Okul kıyafetlerim kirlenirse eve açıklama yapmakta zorlanırım."dedim ona bakmadan. "O zaman kirletmemeye çalış."deyip ayrıldı yanımdan. Ukala. Pislik. Tek hücreli. "Bari temizlik malzemeleri nerede onu söyle!"dedim arkasından. "Banyoda tabiki. Nerede olabilir ki!"diye atarını da yaptıktan sonra odanın birisine kapandı.

Gidip temizlik malzemelerini buldum ve banyodan başladım temizliğe. Her yeri güzelce ovduktan sonra biten tuvalet kağıdını yeniledim. Pis çocuk. Bundan bile haberi olmamış. Hemen yan taraftaki odaya geçtim. Burası düzenli duruyordu. Bu odanın sadece tozunu aldım. Çok sürmeden yan tarafa geçtiğimda dağ gibi bir bulaşıkla karşılaştım. Her yer pizza artığı ve kola bardaklarıyla doluydu. Nasılda sağlıksız besleniyor! Seni sevmemek için bir sebep daha Joe!

Bulaşıkları makineye dizdikten sonra çöpleri topladım ve mutfaktan çıktım. Oraya tekrar dönerim nasılsa. Elime aldığım çöp poşetiyle salonda kocaman bir tur atıp çöpleri topladım. Sonrasında gelip yerleri sildim,tozlarını aldım ve salonu ilk halinden daha güzel bir duruma getirdim.

Her yer mikrop yuvası olmuş ama Joe hala yaşayabiliyor. Inanılmaz. Bugün bir mucizeye daha şahit oldum. Ne mutlu bana!

Salondaki işlerimde bitince mutfağa tekrar dönüp aldığımız şeyleri dolaplara yerleştirdim. Duran makinedeki bulaşıkları çıkarıp kuruladım ve yerlerine kaldırdım. Saate baktığımda 12.32'ydi. Daha üst kat var! Nasıl yetişecek onca şey okul çıkışına kadar? Hemen koşturup su kovamı ve fırçamı aldım. Bezlerimi okul eteğimin beline sıkıştırdım ve yukarı çıktım. Kapısını açamadığım iki odayı boşverip diğer odalardan birine daldım.

Dalmamla birlikte bornozuyla birlikte odanın ortasında gezinin bir adet pislik gördüm ve hemen gözlerimi kapatıp arkamı döndüm. "Özür dilerim. Hemen çıkıyorum."deyip az önce korkudan yere döktüğüm kovamı ve fırçama uzandım. Joe ise bana kocaman kahkahalarla güldü. Hemen yan odaya attım kendimi ve toz alma işlemine başladım. Açıkta hiçbir şeyini görmediğim için tanrıya şükrederken diğer yandan da tozumu alıp yerleri sildim.

"Tanrıyla olan konuşmanı bölmek istemezdim ama benim karnım açıktı."diyen Joe'ya döndüm yavaşça. Ah! Giyinmiş. "O zaman aşağı in ve kendine bir şeyler hazırla! Okul çıkışına kadar yetiştirmem gereken bir temizlik var."deyip silmeye devam ettim. "Ya bana bir şeyler hazırla ya da seni bu odaya kilitleyip eve geç kalmanı sağlayım."dedi gülerek ve kendini kapı pervazına yasladı. Ellerini de göğsünde birleştirip cevabımı beklemeye başladı. Ciddi mi bu çocuk? Bir anda elini kapı kulpuna attı. "Aslında geceyi senle geçirmek harika olur."diyerek kapıyı kapatırken koşturdum.

"Tamam! Tamam! Ne istiyorsan onu yaparım!"deyip aralık bıraktığı yerden çıktım dışarı. Derin bir nefes verip rahatladım. "Bana bildiğin en besleyici şeyi yap!"dedi başımda dikilirken. Gözlerimi kısıp sinirle baktım ona. Sonrasında inip mutfağa girdim. Buzdolabında biraz göz gezdirdikten sonra elime bir et parçası alıp salladım.

"Bifteğe ne dersin? Yanında da salata?" "Orta pişmiş olsun!"deyip dolaplardan bir tava çıkardı ve gelip elimdeki bifteği aldı. Etleri tavaya attığında gelip dolaptan salata için sebzeleri çıkardı. "Öylece baktığına göre eve gitmek istemiyorsun sanırım."dediğinde elindeki sebzeleri alıp yıkadım ve salataya başladım.

Salata 10 dakikada hazır olurken o da tabakları alıp mutfağın ortasındaki tezgaha hazırladı. Bir kaç çeşit sos yaptı eti için. Aslında şöyle bir bakıyorumda gayette iyi ev erkeği olur bundan. Düşünce sırıtmama neden olduğunda kapı çaldı bir anda. "Birini mi bekliyordun?"dedim korkuyla. Hayır anlamında başını salladığında burada olduğuma lanetler okuyup etrafa bakınmaya başladım.

Söylemeden edemem. Ben bugünkü Joe'yu daha bi fazla sevdim. Siz ne diyorsunuz? ;) veee bölüm sorumuz şu arkadaşlar ; sizce bu kapıyı çalıpta JEMİ'nin keyfini kaçıran kim ya da kimler? Cevaplarınızı bekliyorum.

BELLEK|DemiLovato&JoeJonasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin