Ek-1

161 12 26
                                    

Öncelikle buraya yazacak bir kaç şey bulabildiğim için çok mutlu olduğumu ve bundan sonrasında da ek bölümlerin geleceğini söylemek istiyorum.

-JOE-

Summer'ın evinden çıktığımdan beri yürüyordum ne yapacağımı bilemez bir halde. Nasıl oluyordu da hala aklımda kalmayı başarıyordu bu kız? Söylediklerine inanmak istemediğimi belki bin defa aklımdan geçirmeme rağmen hala neden onun söyledikleri kulaklarımda yankılarınıyordu?

"Neden ona sormuyorsun? Belki de asıl işbirlikçisi oydu. Sana herkesten çok yakındı."

Kaldırıma oturup titreyen telefonumu yanıma bıraktım ve kollarımı dizlerime sarıp gözlerimin ıslanmasına neden olmuş şeyleri pantolonuma sildim. Sakinleşmeye çalışıyordum. Demi değildir diye geçiriyordum aklımdan.

"Sana herkesten çok yakındı."

Başımı ellerimin arasına alıp sıkıştırmaya başladım. Aptal kafam sürekli olarak Summer'ı hatırlıyor ve bir çok tutarlı düşünceyle onu haklı çıkarmaya çalışıyordu. Aklım giderek Summer'a inanıyordu. Gerekli kanıtları ortaya koyuyordu.

Diğer yandan kalbim dayanamıyordu aklıma. Kendi kendine bulduğu bütün kanıtlara 'Mutlaka bir sebebi vardır.' diyerek inanmayı reddediyor, hala ve durmadan Demi'yi savunuyordu. Nasıl savunmasın? Demi'yi seviyordu kalbim. Onun suçlu çıkmasını ve Summer'ın doğruları söylüyor oluşunu kabul etmiyordu.

"Olmaz."dedim başımdaki acıyla. Ellerimi yine dizlerime sarıp "Olmaz. Demi yapmaz."dedim sakince. 'Peki neden durmadan arıyor?'diye soran beynim bakışlarımı doğruca yanımda titremeye devam eden telefona çevirmeme neden oldu. Summer'a gideceğimi anladığından beri yorulmadan arıyordu Demi. Düşünmek için titreşime almıştım telefonumu ama düşünmeme izin vermiyordu. Sessize almam ya da kapatmam mı gerekiyordu?

Telefonu Summer'dan almış olabilirdi ama neden bizden saklamıştı? Teksas'tayken sürekli olarak sormuştum. Stresli ya da tedirgin olduğunu her haliyle yansıtıyordu ama ben bu durumu benimle küs olmasına yoruyordum.

Bana söylemediyse bile neden Simon'a anlatmamıştı? Anlatmış mıydı yoksa?

Emin olamadığım soru ağlamamı durdurup telefonu elime almamı sağlayınca Demi'nin aramasını meşgule attım ve Simon'ı aradım. Heyecandan kalbimin vücudumdan dışarıda bir yerde attığını sandım çünkü sesi kulaklarıma doluyordu. Summer'ın dediği her şeyi kendi sesinde boğuyor, onun konuşmasına izin bile vermiyordu. Bu da beynimin susmasına ve kalbimin gümbür gümbür 'DEMI!' diye bağırmasına neden oluyordu.

Bir kaç çalıştan sonra açılan telefonla en başında ne söyleyeceğimi unuttum. "Joseph? Orada mısın?"diye soran Simon'a saniyeler sonra cevap verebildim. "Buradayım. Buradayım."dedim nefes nefese. "Bir sorun mu var?"dedi şüphelice. Geç cevap vermem endişelendirmişti onu. "Ha-hayır! Hayır! ... Aslında seninle konuşmak istediğim bir konu var."dedim ve konuşmasını bekledim. "Olur tabiki. Çalıştığım yeri biliyorsun. Istersen bir ekip arabasını da durdurabilirsin." deyip gülünce rahatladığımı hissettim ve gülümseyip "Hemen geliyorum."deyip telefonu kapattım.

Yerimden kalkıp etrafıma bakındım. Deminden beri oturuyordum ve taksi geçmemişti. Demek ki taksi için daha işlek bir caddeye geçmem gerekiyordu.

Hızlı hızlı adımlarla yürüyüp sokağın sonuna yaklaşmaya çalıştım. Daha iki adımda çok yavaş gittiğimi düşünüp koşmak istedim ve harekete geçtim. Sokağın sonuna kadar koştum ve caddeye çıkıp trafiğe bakındım nefes nefese.

Gelen ilk taksiye el kaldırdım ama durmayınca başka bir tane daha aradım. Neyseki sonradan gelen taksi tam benim önümde durdu ve içinden bir müşteri indirip beni aldı. "54. Caddeye."diye yer tarifinde bulunduktan sonra gaza basmasını söyleyerek taksiciyi yönlendirdim.

BELLEK|DemiLovato&JoeJonasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin