38. BÖLÜM

225 22 18
                                    

Merhabalar :) multi bölümün sonuna temsilen.  Yazmak istemedim o kısmı. Kalbim acıdı😔 şaka şaka😃😃ama yazmak istemedim cidden😞

Burada kalan hiçbir şeyi özlemeyeceğim diye düşündüm. Cidden hastaneler her zaman berbat gelmiştir bana. Hala da değiştirmedim bu düşüncemi.

Çantamı yerden alan Simon alçısız koluma girerek beni yataktan kaldırdı ve hastaneden çıkarmak için asansöre yönlendirdi. Sözde yardım için gelen Gloria yardım etmekten çok ağırlık oluyordu yanımızda.

Giriş katına indiğimizde Simon elindeki çantayı Gloria'ya verip "Ben muhasebeye uğrayacağım. Siz arabaya binip beni bekleyin."dedikten sonra Gloria hiç konuşmadan başını olumlu anlamda salladı.

Birlikte sessizce yürüyüp hastaneden çıktığımızda kışa hazırlanan havanın rüzgarı gelip beni vurdu. Titreyip etrafa bakındım ama amaçsızdı bu davranış. Üzerimdeki monta iyice sarınıp Gloria'yı takip ettim. Gloria kilitleri açıp çantamı bagaja koyduğunda binmem için arabanın kapısını açınca omuz silktim. "Simon'ı bekleyeceğim."deyip ona arkamı döndüm.

Hiçbir şey söylemeden kapıyı kapatan Gloria yanımda benimle birlikte dikilmeye başladığında kaza yaptığım için suçluluk duyuyor zannetmiştim ta ki "Simon'a evde olanları anlatmıyorsun değil mi?"diyene kadar.

Her zamanki Gloria'ya merhaba de! diyen iç sesime göz devirdim ve Gloria'ya cevap verdim. "Bana nasıl eziyet ettiğini mi Gloria?" Bunu ona bakmadan söylemiştim. Gözlerim hala hastane girişinde Simin'ın çıkmasını bekliyordu.

"Bunların hepsi senin cezandı ve yoldan çıkmaman için verildi. Hem ayrı-" "Anlatmıyorum. Ben küçük bir kız çocuğu değilim. Kendi sorunlarımın üstesinden tek başıma gelebilirim."diye soğuk bir cevapla kestim sözünü ve Simon'ın kapıdan çıktığını gördüm. Gelirken yolda bize de söylendi. "Soğukta beklemeyin! Çabuk binin."

Arabaya hemen binip yola çıktığımızda Simon, Gloria ile konuşmaya başladı. "Demetria'nın bakımıyla çok iyi ilgilen..."diye başlayan cümleyi dinlemeden pencereme dönüp dışarıyı seyretmeye başladım. Kafamı dinlemeye başladım.

Gözlerimi kısacık kapattığımda gözümün önüne arabanın bana çarptığı an geldi.

Öyle bir savruldum ki havada iki kez takla attığımı gayet net hatırlıyorum. Yere düşer düşmez durmak içinde bir kaç tur döndüğümü de. Her yer bulanıklaşmaya başladığında arabanın önümden öylece çekip gitmesini de gördüm.

Ölebilirdim. Sakat da kalabilirdim ama küçük bir kırıkla atlatmak doktorunda deyimiyle mucizeydi. Alçımdan bile kısa sürede kurtulacağımı bilmek daha güzeldi benim için. Tanrıya içimden şükrederken karşımda bir adet Joe belirdi. Gülümseyerek dudaklarımdan öptüğünde kafamda kocaman bir acı hissettim. Bu çocuk sürekli acı yaratıyordu içimde.

Acı yüzünden gözlerimi açtığımda "Demetria iyi misin canım? Önümdeki çukuru göremedim bir an için."diyen Simon'ı zar zor algılayıp elimi başıma attım. Bu acı gerçek. "Iyiyim."deyip araba camına vurduğum başımı tuttum.

Hah! Şurada iki dakikalığına kazamı hatırlamak için gözlerimi kapıyorum ve hemen uyuyakalıyorum. Yetmiyor bir de başımı cama vuruyorum. Son zamanlarda hayatımda bazı şeyler o kadar yolunda gitmiyor anlaşılan.

Eve geldiğimizde Simon arabadan inmeme ve odama girmeme kadar yardım etti. Gloria ile konuşmak için aşağıya ineceğini söyler söylemez yanımdan ayrılınca hemen yatağıma oturdum. Kulaklığım için çekmecelerimi karıştırdım ama bulamayınca dolabıma yürüdüm. Tek elle bu işler oldukça zordu. Bulamayınca okul çantama baktım. Neyseki oradaydı.

Okul çantamda bile bulamayınca dolabımı açtım ve içindeki kutulara baktım. Takı kutumu bile karıştırdım. Bulamayınca kutuyu yerine bırakmak için dolabın içinin arka taraflarına baktığımda kulaklığımı buldum. Telefonumu da bulduktan sonra yatağıma geçip yastığımı düzelttim ve başımı koyduğumda acıyla geri kalktım.

Alaina! Ne yaptın yastığıma? Seni sarı cadı!

Kalkıp yastığıma tekrar dokundum ve anormal olan şeyin ne olduğunu buldum ama ne olduğunu anlamayınca yastığımın kılıfını çıkardım ve salladığımda belleğim kucağıma düştü. Ben bunu Joe'ya vermemiş miydim? Hatta güzel bir yürüyüş yapmıştık o gün. Demek ki başka bir bellek verdim ona. Herneyse!

Omuz silkip bu belleğimi okul çantama koyduktan sonra yatağıma geçip dinlenmek için hazırlandım. Kılıfı boşver sonra da takarım. Başımın altındaki yastığı iyice düzelttikten sonra gözlerimi kapayıp dinlenmeye çalıştım. Belki de biraz uyusam güz-Hadi ama! Cümlem daha bitmedi ki!

Israrla çalan kapımı daha fazla bekletmeyip "Gel!"diye asabice çağırdım ve içeriye gülerek Alaina girince konuştuğuma lanet ettim. Baş belası! Bunun için mi uykumdan vazgeçtim ben?

"Ne var?"dedim kısa kesmesini umarak. "Sohbet etmeye geldim. Nasılsın bakalım?"dedi gülümseyip. "Neden merak ediyorsun beni ve sağlığımı?"dedim örtümü üzerime çekip. Uyumak istiyorum. Kendi yatağımda!

"Aslında nasıl olduğun umrumda bile değil. Sadece konuşma ortamı yaratıp üzerindeki negatif enerjiyi alması için söyledim."dedi mutluca. Niye durmadan sırıtyor bu kız? "Zırvalamayı bırakıp odamdan çık!"deyip gözlerimi tekrar kapattım. "Bugün gazete köşesinde bir şeyler okudum ve seninle paylaşmak istedim."dedi keyifle.

"Sen okuma-yazma biliyor muydun? Tebrik ederim. Bundan sonra her şey daha kolay olacak senin için."dedim gözlerimi açmadan. Açıkcası dinlemek istemiyordum onu. Odamdan çıkıp gitse günüm daha güzel geçebilirdi.

"Sevgi temalı ilişkilerimizi, aşk hayatımızı ya da maddi durumumuzu ilgilendiren alanlarda olumsuz gelişmelere açık birkaç günlük süreçteyiz. Burcunuzda ilerleyen Venüs aksiliklerin peşimizi bırakmayacağının habercisi.

Duygusal dalgalanmaların bolca yaşanacağı şu bir kaç günde kendimizi oldukça öfkeli ve yorgun hissedebiliriz. Bu süreçte oldukça sakin ve sabırlı davranmalıyız. Sağlımız konusunda çevremizden gelecek olan tavsiyelere açık olmalıyız." "Yani?"dedim sinirlice ona bakarak. "Yani kötü karma sonunda cezanı veriyor Demi. Hatta falın çıkmaya başladı bile."dedi keyifle.

"Ne söyleyeceksen dolandırmadan söyle Alaina. Zor sabrediyorum şu an sana!"dedim yatakta oturur pozisyona gelip. "Joe'yla yaptığın o büyük kavga sonucunda ayrılmışsınız."dedi üzgün gibi. Bir de gözlerini kıpıştırmaya başladı. "Sana ne bundan?"dedim. Beklemeye de tahammülüm kalmamıştı. Her an kalkıp bu kızın o sarı saçlarını eline verebilirim. Tek elimle zor olurdu ama yine de zevkle yapardım.

Gazeteyi komodinin üzerine bırakıp cebinden telefonunu çıkardı ve kurcalayıp bana doğru uzattı. "Ne bu?" "Izle!" Oflayıp izlemeye başladığımda canımın sıkılacağını biliyordum ve bu video... Joe'yla ilgiliydi.

Bi sonraki bölüm için garanti veremeyeceğim. Ne zaman yayınlarım bilmiyorum ama siz beni yorumsuz bırakmayın 😊bir sonrakinde görüşmek üzere

BELLEK|DemiLovato&JoeJonasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin