Multimedia'nın şirinliğiyle resmen kendimden geçmiş bir vaziyetteyim. Luhan göbek atıyor !!
****
Biz evlenmeye karar verdik.
Şirketin içinde, başkanın odasından yayılan gerginlik, şaşkınlık ve bunları izleyen öfke de sadece bu sözle başlamıştı. Daha yirmi yaşını çoktan doldurmuş okulunu bile bitirmemiş kızını, her ülkede büyük bir hayran kitlesi olan bir Idolamı verecekti yani.
Pekala, aslında dürüst konuşmak gerekirse böyle bir günün geleceğini ve az çok da tahmin ettiği gibi kızının EXO'dan Luhan ile evlenmeye karar vereceğini biliyordu. Fakat bunun için önlerinde en az bir 10 sene daha vardı. En az..
Luhan gibi çok sevilen ve kariyerinin en üst noktasında olan bir sanatçının aniden evlenmeye karar vermesi hem Kore'de hemde kendi ülkesi olan Çin'de bomba etkisi yaratabilirdi. Asılsız dedikodular çıkar, ve bunlarla baş edemeyen Moonri'nin canı epey yanabilirdi. Daha önce yaşanmamış şey değildi elbette. Başkan Lee kızının canının yanmasını istemiyordu.
" Sabahın köründe şirkete gelip, bana böyle saçma bir şaka yapmaya mı karar verdiniz? "
Koltuğun da ki pozisyonunu değiştirerek tüm ağırlığını masasına biraz daha yaslayan Başkan Lee'nin ne kadar öfkeli ve bu işi ciddiye almadığı yüzünün atan renginden bile anlaşılabiliyordu. Hele ki Çakmak Çakmak yanan gözleri her an ateş saçmaya hazır gibi bakarken Luhan'ın yeniden ağzını açıp birşey söylemesi epey zor oluyordu.
Oturduğu koltuğa hissettiği gerginlik yüzünden biraz daha gömülürken bakışları hemen başkanın masasının yanında ona şok olmuş gibi bakan menajeri Kang Young Joon'a kaydı. Henüz oda ikilinin böyle bir karar aldığını bilmiyordu. Tabi Luhan önce ona söylemediği için epey azar yiyecekti biliyordu bunu fakat o an icin en önemlisi başkan Lee'nin ne diyeceğiydi.
" Şaka yapmıyoruz. Biz gerçekten ciddiyiz. Ve böyle birşeyin şaka konusu olmayacağını da biliyorsun, baba. "
Moonri nihayet dili çözülmüş bir şekilde odaya girdiği 15 dakikanın ardından konuştuğun da Luhan derin bir nefes alıp verdi. Neden bunu yaptığını bilmediği bir şekilde. Üzerinde ki gerginlik hala duruyordu fakat Moonri'nin ağzını açması ona biraz da olsa rahatlama getirmişti.
Moonri ciddiyetle babasının gözlerinin içine bakmaya devam ediyorken, hem onu hem bakışları odanın dört bir yanında gezen Luhan'ı hemde konuyla hiçbir alakası olmadığı halde onlardan daha fazla gergin olan Menajeri yerinden hoplatacak bir şekilde masaya vurarak oturduğu sandalyesinden ayağa kalktı.
Luhan devasa odanın yarısını kaplayan büyük masanın etrafında dolaşıp üzerine doğru yürüyen Başkan Lee'ye gözlerini çevirirken son anda ayağa kalkmayı akıl edebilmişti.
" Seni namıssız Velet! "
Başkan Lee, daha ne olduğunu bile anlayamayan Luhan'ın yakalarına yapıştığında hızla yerinden kalkan Moonri ve ayakta kalkmayı tercih eden Kang menajer gözleri şaşkınlıktan kocaman olan çocuğu başkanın ellerinden kurtarmaya çalıştılar.
" Kızımı hamile mi bıraktın?! Seni! Seni gebertcem! "
Söz konusu kızı olduğunda tüm babaların gözlerini kararttığına bir kez daha şahit olan kapının hemen arkasında ki grup üyeleri ve onlara bir artı olan Park Minah, hırpalanmaktan üstü başı dağılmış olan Luhan'ı aralık kapıdan endişeyle izliyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oh, My Daughter! (✓)
FanfictionÇin mitolojisinde " Kaderin Kırmızı İpi " adında bir inanış vardır. İnanışa göre; Tanrı her insanın ayak bileğine kırmızı bir ip takar ve kaderleri birleşecek olan insanları bu ipler sayesinde birbirlerine bağlarmış. Bu ip esner, kördüğüm olur ama a...