17.

5.8K 334 32
                                    

Iki bölüm birden koydum. Bir önceki bölümü de okuyun.

Sonunda parti alanına geldikten sonra onların yanından kaçarcasına ayrılıp Haerin'i aramak için içeri girdim.

“ Ohh! "

İçeri girdiğimde yaşadığım şok yüzünden olduğum yerde donakalmıştım aniden. Tanrım, neden bu kadar kalabalıktı? Ve neden SM kutlama partisinde başka şirketten ünlüler de buradaydı?

" Lee Moonri? "

Haerin'in bana seslenmesi ile anlık yaşadığım şaşkınlığı bir anda silerek öfkeli bir şekilde ona döndüm. Beni nasıl bırakıp gidebilmişti o halde?

“ Neden yaptın bunu? "

Öfkeli halim onu biraz korkutmuş olmalıydı. Bu zamana kadar böyle bir çıkış yapmamıştım tabiki de. Ayrıca onunla saygı ifadeleri olmadan konuştuğumu fark ettim daha sonra da. Fakat bunu önemsemediğini görebiliyordum.

“ Bu halini ilk görenin Zingzing olmasını istemiştim. “

Normal bir şey söylüyormuş gibi omuz silkti.

“ Unnie! "

Kızgın çıkan sesim onu gülümsetti aksine korkması gereken yerde.

" Kızınca cidden çok tatlı oluyorsun Lee Moonri. “

Başka birşey söylememe izin vermeden yanımdan hızla uzaklaşıp diğer çalışanların yanına gitti yeniden beni arkasında tek başına bırakıp, bu kadar kalabalığın içinde.

Ne yapacaktım ki tek başıma?

Bir süre kimsenin gözüne bakmadan büyük parti salonunu gezdim. SM sanatçıları dışında da oldukça fazla ünlü vardı. Özellikle aralarında olan A - Pink -ki bunu music core programının arkasında öğrenmiştim, oldukça dikkat çekiyorlardı. Fakat benim dikkatimi çeken tek şey herkesin siyah giyinipte sadece benim beyaz giyiniyor olmamdı. Bu da haliyle diğer insanların gözünde patlıyor bana bakmalarına neden oluyordu.  Bu durumdan cidden hiç hoşnut değildim. Kimseyi tanımıyordum ve tek başıma koca salonda gezen salak durumuna düşüyordum kolayca. Ne diye gelmeyi kabul etmiştim ki zaten. Aptal Kafam!

Kendime kalabalıktan biraz uzak sessiz bir köşe bulup oraya sıvıştım. Müzikten biraz uzaklaşınca telefonumun çaldığını o zaman anladım. Koyduğum minik çantadan çıkarıp hattın diğer ucuna cevap verdim sonrasında.

“ Lee Moonri?“

“ Unnie? “

Telefonda Haerin'i duymamla sinirlerim yeniden beni buldu. 

“ Nereye kayboldun? Seni arıyorum. “

“ İçkilerin olduğu taraftayım. “

Arkamda ki göz alıcı bara kısa bir bakış attım.

“ Tamam, benim için birşey yapabilir misin? "

Sesinde ki çaresizlik net bir şekilde kulaklarıma doluyordu. Öfkem biraz da olaa dindi.

“ Tabi. “

“ Elbisem patladı ve acilen dikilmesi lazım. Şuan tuvaletlerde mahsur kaldım. "

" Ne? “

Kimseyi umursamadan ağız dolusu bir kahkaha attım.

" Ya - Çabuk. Çok kötü durumdayım. “

Haerin'in kızgın sesi kulaklarıma dolunca daha fazla güldüm. Az önce bana yaptığı şeyin cezasını çekiyor olmalıydı. Beni ne kadar zor bir durumda bıraktığının elbette ki farkında değildi.

Oh, My Daughter! (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin