" Moonri-ah, buraya. "
En kıdemli stilist olan Haerin Unnie'nin söylediği kuaföre sonunda gelebilmiştim. Bir hafta boyunca annemden gelirken aldığım tüm paraları sadece taksi için kullanmıştım. Daha tasarruflu olmam gerekip, bir an önce otobüse binmeyi öğrenmeliydim. Bu gidişle önümüzdeki ayı çok zor çıkaracaktım.
" Bugün Mubank canlı yayında, oylama olacak. Performans çekimi gece yapıldığı için bugün biraz daha rahat olabiliriz. "
" Anladım. "
Grubun bulunduğu odaya girdiğim de üyelerin bir haftanın yorgunluğunu atmak için etrafa saçılmış bir şekilde buldukları en rahat yerde uyumaya çalıştıklarını gördüm. Tao, saçını yeniden boyatmış Sehun, Baekhyun, Chanyeol ve birkaç üyenin daha işi bitmişti.
" Sen Luhan'a yardım et Moonri. "
" Luhan? "
Şaşkın bir şekilde odada göz gezdirdikten sonra Luhan'ın kabin önünde gömleğinin düğmeleri ile uğraştığını gördüm. Kai'nin yaptığı espriye o meşhur kahkahası ile gülüyordu. Ona baktığımı gördüğünde ise yüzündeki gülümseme yavaş yavaş silindi ve ifadesi sertleşti. Bir hafta içinde diğer üyeler ile oldukça kaynaşmıştım fakat geyik için aynı şeyi söylemek doğru olmazdı. Benim ona bu şekilde davranmam gereken yerde onun bana bu tür davranışlarda bulunması canımı oldukça sıkıyor ve işimin aksamasına neden oluyordu. Onun yüzünden üniversite kaydıma geç kalmış ve Rektörün gözünde oldukça sorumsuz biri olarak gözükmüştüm tabiki. Çoktan başlamış olması gerek üniversite hayatım hala stabildi. Bir hafta boyunca herhangi bir haber alamamıştım.
" Lee Moonri. "
Hala yerimde durduğumu gören Haerin bakışlarını bana çevirdi. İtiraz etmek ve başka bir üye ile ilgilenmek istediysem de bunu dile getiremeyecek kadar çekinmiştim. Montumu ve çantamı çıkarıp bir köşeye koyduktan sonra ayaklarımı sürüyerek oldukça yavaş bir şekilde hala gömleği ile ilgilenen Bambi'nin yanına gittim. Evet, ona Bambi ya da geyik demek kulağıma daha cazip geliyordu.
" Size ben yardım edebilirim. "
Bana kısa ve hoşnut olmadığını belli eder bir bakış attıktan sonra onunla ilgilenmeme izin verdi. Gömleğin üzerinde bulunan toplam 30'a yakın düğmeyi sürekli kendime rahat ve sakin olmamı söyleyerek kısa bir süre içinde bitirdim. Bambi'nin alnıma ve saçlarıma değen nefesi iyice rahatsız hissetmeme neden oluyordu. Bulunduğumuz durumdan kesinlikle hoşlanmamıştım.
" Ah, * Çince bir kaç kelime. * "
" Efendim? "
Kısık sesle söylediği Çince kelimeler başımı kaldırıp ona bakmamı sağladı. Yüzümde olan bakışlarını hızla çekerek yanındaki aynaya döndü. Bende o sırada arkasından uzanarak gömleğinin yakasını düzelttim. Etrafta üzerine giymesi gereken yeleği ararken Kyungsoo bana yardım ederek kapının yanından açtığım ellerime fırlattı.
" Yeleğide giymeniz lazım. "
Omuz kısımlarından tutarak açtığım yeleği kollarını sokarak giydi. Düğmelerini kapatmam mı yoksa kapatmamam mı gerektiğini hatırlamayınca başımı kaldırıp tekrar ona baktım. Bambi'de ne bekliyorsun gibisinden bana bakıyordu.
" Kapatmalı mıyım? "
Sorumu duyunca gözlerini devirdi. Bu hareketi moralimi biraz bozsa da belli etmemeye çalışarak uzandığı düğmeleri elinden alıp düzgün bir şekilde yeleğide düğmeledim.
Tanrım, bu çocuğun yanında olmak kesinlikle katlanılamayacak bir durum. Yani, bir haftalık bir gözlemimden sonra sadece benim yanımda böyle olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim aslında. Neden bana karşı bu kadar öfke dolu bir türlü anlamıyordum. Açıkcası onunla ilk karşılaşmamız pek iyi olmamıştı ama bu kadar öfke dolu olması gereken tek kişi ben olmalıydım.
" Bırakmayı düşünüyor musun? "
Kendi düşüncelerime dalıp gitmişken işim bittiği halde hala yeleği tutuğumu gördüm.
" Ah, bitti. "
Onun aksine gülümsedim benden beklenmeyecek şekilde. Fakat asık suratı yeniden eski halime dönmeme neden oldu. Aramızı düzeltmek için attığım her adımda yere çakılıyordum.
Artık yeter. Bundan sonra sana karşı iyi olmak gibi bişey yapacağımı hiç sanmıyorum.
Keskin bakışlarından kurtulmak için yarısına girdiğim kabini çıkmaya hazırlanıyordum ki hiç beklemediğimiz bir pozisyona düşmemiz bir oldu.
Aniden canlanan Sehun, onunla şakalaşan Kai'yi üzerinden atmak için hızlı bir şekilde itti.
Kai masanın bacağına takıldı ve geriye doğru sendeledi. Düşmemek için arkasında duran Luhan'a tutunmaya çalışırken bizi, bambi ve beni, ikimizinde şoka uğraşmasına neden olan bir pozisyona soktu.
" Uh? "
Geriye düşmemek için tuttuğum yeleği yüzüme çarpan nefesi yüzünden daha da sıkı tutmaya başladım. Başımı hafifçe kaldırdım yüzüne baktım. O da bana bakıyordu.
Kabin duvarına çarpmamam için eliyle başımın arkasını kavramıştı. Bambi, beni mi korumuştu yoksa?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oh, My Daughter! (✓)
FanfictionÇin mitolojisinde " Kaderin Kırmızı İpi " adında bir inanış vardır. İnanışa göre; Tanrı her insanın ayak bileğine kırmızı bir ip takar ve kaderleri birleşecek olan insanları bu ipler sayesinde birbirlerine bağlarmış. Bu ip esner, kördüğüm olur ama a...