6.

6.5K 359 16
                                    

" Sen, "

Lay, tuhaf Ingilizcesi ile işaret parmağını bana uzatarak cümle kurmaya çalıştı. Dün onunla koridorda çarpışmıştık onu söylemeye çalıştığı belliydi. Bu haline benimle birlikte diğer grup üyeleride güldü.

Yanında ki Mor saçlı hariç. Luhan'dı değil mi?

" Evet, sizinle dün koridorda çarpıştık. "

" Oh, korece konuşuyorsun. "

Konuşma şekli ve yüz ifadeleri o kadar tatlıydı ki beni daha fazla güldürüyordu. Aksanı yüzünden onun Çinli olduğunu söyleyebilirdim. Ve geriye bir tek Çinli üye kalıyordu sanırım o da yanında asık suratı ile durmaya devam eden kişi, Luhan'dı.

" Hyung, adı Lee Moonri ve Koreli. "

" Ne? Cidden mi? "

Lay bakışlarını Sehun'dan çekerek bana döndü. Konuşmasında ki tatlılık benimde sinirli bakışlarımı Luhan'dan çekerek yeniden ona odaklamamı sağladı. Diğer üyeler arkamda oldukları için Luhan'a attığım bakışlardan haberleri olmamıştı elbette. Lay'in de şaşkınlıktan bunun farkında olduğunu düşünmüyordum.

" İngilizce konuşmak zorunda değiliz. Ah, rahatladım. "

Lay derin bir nefes alıp bırakırken Kang Menajer gelerek ikisinin ortasına geçti.

" Moonri-ah, bu iki üyemiz de Çinli. Luhan ve Yixing. "

Lay'in gerçek adı olmalıydı Yixing.

" Nasıl seslenmeliyim sizlere? "

Arkamdan duran üyelere de bir bakış attıktan sonra bakışlarını yeniden özellikle yapmak istememiştim ama Lay'e odakladım.

" Bizden büyük olduğun için adlarımızla çağırman sorun olmaz. "

Kalp dudak Kyungsoo, onu gıdıklamaya çalışan Chen'den sıyrılarak başka bir tarafa geçti.

" Evet, diğer stilist nunalarda bizi adlarımızla çağırıyor. "

Kang Menejer, Baekhyun ve Kyungsoo'nun bu laflarını güldü. Bu tavrından yaşımı bildiğini anlamıştım. Bende gülümsedim. Grubun Maknaesinden bile küçüktüm.

" Sen söyle Lee Moonri. "

Kang Menejerle kısa bir bakışmadan sonra benim konuşmam için izin verdi.

" Aslında, ben. 19 yaşındayım. "

" NE? 19? "

Az önceki gibi, fakat sesleri çok daha yüksekti bu defa, bağırdıklarında hafif irkilerek titredim. Korkmama neden olmuşlardı.

" Ya,Ya,Ya,Ya! Moonri'yi korkutuyorsunuz. Daha sakin olun. "

Kang menajer bağırdı çocuklara Şakayla karışık.

" EXO, Standby. "

Elinde ki yaka mikrofonları ile aniden içeriye giren adam üyeleri birden kaos ortamına soktu.

" Moonri-ah, oppana yardım et. "

" Hah? "

Chen, şaşkın bir şekilde ona bakmamı önemsemeden kendi yaka mikrofonunu takarken benim elime de çıkan pantalon askısını verdi.

" Canlı yayın olmadığı söylenmişti. Neden bu kadar acele ediyoruz? "

Chen'in ince askısını doğru düzgün takmam sandığımdan daha zor olmuştu. Bir yandan aniden kaos ortamına dönüşen odayı inceliyordum.

" Bizden sonra çıkacak 10 grup daha var. Bir dakika geç kalmamız bile büyük paralara neden olabilir. Hem ayrıca bu bizim canlı yayınlara daha iyi hazırlanmamızı sağlıyor. "

Chen açıklaması oldukça bilgilenmemi sağlamıştı.

" Anladım. "

Odayı incelerken gözlerim Lay'i aradı fakat onun yerine tam karşımda stilistlerin arasında kalmış Luhan ile göz göze geldim. Bakışlarım aniden sertleşince başını yavaşça çevirdi ve aynada kendini son kez kontrol etti.

" Oldu. "

Sonunda Chen'in askısını takıp yamulan gömleğinin yakasını düzelttim.

" Oppa demen konusunda ciddiyim Moonri-ah. "

Bana işaret parmağını uzatıp uyarır bir şekilde konuşmaya başlamıştı ki Kyungsoo onu ensesinden yakalayıp sürüklemeye başladı peşi sıra.

Diğerleri de hazırlıklarını tamamlayıp Kulisten koşar adım çıktılar.

" Moonri-ah, hadi. "

Adımı nerden bildiğini bilmediğim stilist bayanlardan biri elini sırtıma koyarak grubun arkasından yürütmeye başladı.

" Biz neden gidiyoruz? Kulis'te beklememiz gerekmiyor mu? "

Sordum meraklı bir şekilde. Onların bu kadar telaş içinde olması benim biraz kötü hissetmeme neden oluyordu. Hayatım boyunca her zaman yavaş bir insan olmuştum. Her şeyi ağırdan alırdım. Sakin bir yapıya sahiptim. Ve bu kadar karmaşa içine aniden girince dengem oldukça şaşmıştı.

Gerçekten ne kadar dayanabilecektim oldukça merak ediyordum.

" Onları hiç sahnede izledin mi? "

" Hayır, izlemedim. "

" O zaman dikkatle izle. Çünkü hayran kalacaksın. "

Bileğimden yakaladıktan sonra beni sahnenin en önüne çekti. Hayranlar ellerindeki fanı oldukları grupların pankartlarını tutup tezahürat yapıyorlardı hemen arkamda. O kadar çok ses vardı ki diğer stilistin ne dediğini duyamamıştım. Hayranlar hep bir ağızdan bağırmaya başlayınca başkalarımı sahneye çevirdim.

Grup sonunda çıkmıştı, fakat diğer 6'sı neredeydi?

" Diğerleri neredeler? "

Beni duyabilmesi için bağırmak zorunda kalmıştım.

" Sadece izle Moonri-ah. "

Gözlerini sahneden ayırmadan cevap verdi. Daha fazla birşey söylemeyeceğini anlayınca yeniden sahneye çevirdim bakışlarımı.

Tao şarkıya girdiği andan sonra neler düşündüğümü gerçekten bilmiyordum.

Çok iyi dans edebiliyor ve şarkı söyleyebiliyorlardı. Hepsi birbirinden farklıydı fakat sahne önünde senkronize ve birbirlerine oldukça uyumluydular. Aslında sahne önünde ve sahne arkasında kesinlikle farklıydılar.

Sahne arkasında hepsi birer çocuktu - ki Luhan hariç, sahne önünde ise tamamen erkektiler - Luhan hariç. O hiçbir üyeyle uyuşmuyordu.

Onlar gerçekten yetenekliydi.

En başında işi kabul ettiğim için pişman olduğumu düşünmüştüm fakat onları izledikten sonra aslında bu karmaşayı sevebileceğimi hissediyordum.

Oh, My Daughter! (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin