>Harry'nin Anlatımı<
Etrafta orospuluk yapan kızları, striptiz yapan kadınları izliyordum. Bazılarının yaşı sikim kadar bile değildi. Ki, benim sikim kadar büyük olamazlar. Ayrı konu.
"Bize katılsana Harry." Dedi Zayn, kucağındaki kızlarla. Gözlerimi devirdim. Ardından kızlara bakmaya devam ederken +18 pozisyonlar görmemle yüzümü buruştururdum.
"Grup seks mi yapacağız?" Sesim alaycı çıkmıştı. Kahkaha attı.
"Sana ne oldu dostum? Yoksa Amber geldi diye mi ev kuşu triplerine büründün?" Kızları kovduktan sonra yanımdaki masaya oturdu. İçkimden bir yudum aldım.
"Alakası yok. Sadece o havada değilim." Elini omzuma koydu. Sırıttı.
"Sen bu gün biriyle seks mi yaptın?" Tek kaşımı havaya kaldırdım. Nereden anlamıştı?
"Nereden anladın?" İşaret parmağını gözümün önüne getirdi.
"Çünkü ne zaman seks yapsan akşam böyle oluyorsun." Kahkaha attım. Aklıma bu öğle Amber ile pozisyonlarımız geldi.
"Evet, Amber ile üçüncü seksimi yaptım." Yüzüme bir sırıtış ekledim içkime bakarken. Bunu söylerken zafer kazanmış gibi hissediyordum.
"Üçüncü mü? Bence sevgili olmalısınız." Kaşlarımı çattım ona ölümcül bakışlarımı atarak.
"Unut bunu. Olmayacak." Dudaklarını büzdü. "Ne o? Bizim Styles kuzeninden mi hoşlanıyor?" İçkimin son damlasını da kafama diktikten sonra konuşmak için dudaklarımı araladım.
"Burası beni çok baydı, eve gidelim." Dedim, sorusuna cevap vermeden. Onayladı.
Bir an önce gideyim de Briana'nın güzel yüzüne yumruk izleri bırakayım. Öyle değil mi çocuklar?
***
> Amber'ın Anlatımı <
"Şimdi ne olacak?" Dedi Anne Cox, bileklikleri ile oynarken. Şimdi ne olacağını ben de bilmiyordum. Sadece şu anki durumumu biliyordum. Ama sanırım belli etmeyecektim.
"Çocuğum olmayacak." Elimden geldiğince sıcak bir gülümseme bahşetmeye çalıştım. Malesef ki tek yaptığım insanlara yüzümde bir 'antidepresan gülümsemesi' göstermekti.
"Hayatın benimkine benziyor." Elimi tuttu. "Ama benimki daha ağır. İnan ki. Bu yüzden Tanrı'ya şükret." Tekrar gülümsedim. Annem yoktu, evet. Ama Anne Cox bana daha önce annemden duymadığım şeyler söylüyor, öğütler veriyordu. Annem benimle hiç bir zaman böyle konuşmamıştı. İşi daha önemliydi. Aramızda sadece saygı kalmıştı. Bir de şu gözle görülmeyen ama dillerden düşmeyen sevgimiz.
"Kıymetini bil. Benimle daha önce hiç böyle konuşmadı." Diyerek göz kırptı Briana. Onun bu kıskanç hallerine sinir oluyordum. Yine de bunu ergenlik psikolojisine veriyordum. Uyuşturucu olayında bile o açıdan bakıyordum.
Kapıdan gelen anahtar sesi ile irkildim. Bu sesi sadece ben duymuş olmalıydım. Çünkü kimseden tepki gelmedi.
"Sesi duydunuz mu?" Dedim, kolumu kaşırken. Hepsi bana anlamsız bir bakış attı.
"Hangi sesi?" Yakınlarda anahtar sesi duyunca sesin geldiği yere baktım. Onlar da duymuş olmalıydı ki yaptıkları hareket benimkinden farksızdı.
Harry, anahtarları sallıyordu. Bu yaptığı her ne kadar aptalca olsa da onu seksi gösteriyordu. Belki de ben öyle düşünüyorum. Bilmiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Bad Cousin (MPC2) |Harry Styles Fanfic|
Fanfiction"Hiç degişmemişsin." Dedi, elini yanağımda gezidirken. Artık bana dokunmasını özlediğimi fark etmiştim. Dokunuşları her zamanki gibi tutkuluydu. "Sen de değişmemişsin Harold." Alaylı bir gülümseme bıraktı yüzüne. Ve fısıldadı kulağıma; "Çok değişti...