>Yazar'ın Anlatımı <
Los Angeles, Saat 01.00, Gece.
Harold elindeki içkiyle beraber karanlık yollarda yürüyordu. Kafası güzeldi. Caddelerde durmadan bağırıyordu. Kimin ne diyeceği umrunda değildi. Keyfine göre haraket ediyordu.Bir an durdu. Karşısında yürüyen kıza baktı. Tedirgin tedirgin yürüyordu. Yüzüne piçimsi bir gülümseme bıraktı.
"Bakar mısın?" Önüne geçip kahkaha attı. Kız tedirgin olmaya devam etmiş, tedirginliği daha çok artmıştı.
"B-Buyrun?" Bacakları titremeye başlamıştı. Annesini dinlemesi gerektiğini düşündü. O partiye gitmemeliydi.
"Buyurdum bakalım." Dedi, kıza daha çok yaklaşarak. Kız daha çok korkmaya başlamıştı.
"N-Ne istiyo-orsun?" İçkisini yere hızla çarptı. Cam parçaları dağılırken çıkan ses sadece kızı değil, sokakta yürüyen herkesi korkuturdu. Ama sokak o kadar sessizdi ki, burada adam öldürülse kimse duymazdı. Abartısız...
"Hiç kuzenin ile seviştin mi?" Kız sinirle gözlerini açtı.
"H-Hayır, hayatta olmaz. Y-Yapmam." Yüzüne bir sırıtış ekledi.
"Ben yaptım. Üstelik zevkle. Hiç bir şeyi umursamadan. Sonra ne oldu biliyor musun?" Kız kafasını olumsuzca salladı. Ne olduğunu nereden bilebilirdi ki?
"Bilmiyorsun tabiki." Sırıtarak konuşmaya çalıştı. Sarhoş olduğu için yavaş konuşuyordu. Olduğundan daha yavaş konuşuyordu.
"Beni bıraktı ve Londra'ya kaçtı." Elini sinirle saçına koydu. Çekiştirmeye başladı.
"Ona huzuru verdim. Zevk verdim ama o siktir olup gitti." Kız kim olduğunu bilmiyordu ama Harold'a acımıştı.
"A-Anlıyorum." Sinirle kıza baktı. "Anlamıyorsun. Yaşasaydın anlardın." Elini kızın omzuna koydu.
"Senin için kötü planlarım vardı. Ama vazgeçtim. Evine git küçük kız." Kız derin bir nefes aldı.
"Danielle. Adım bu." Kızın omuzlarını bıraktı. "Tamam, Danielle. Evine git. Kimseye güvenme. Sadece evine git."
Kız hızlı adımlarla oradan uzaklaştı. Aklına başka bir şey gelmemişti.
Harry mi? Onun zaten nerede ne yapacağını kimse bilemez.
***
>Amber'ın Anlatımı<
Londra, Saat 07.00, Sabah
"Aman tanrım! Evin harika. Ve arabaların..." Liam bana gülümseme bırakarak anahtarla kapıyı açtı."Para sıçıyorsun Liam." Valizimi aldı. İçeriye geçtik. Ev sıcacık ve büyüktü. İki katlıydı ama büyüktü işte.
"O paralar ile de seni iyileştireceğim." Valizi odama taşırken ben de onunla gittim.
"İyileştirmeyi umuyorsun. Belki de iyileşemem." Kapıyı açtı. Valizimi odama koydu. Bu zaman diliminde bir şey söylememişti. Elini yüzüme koyup ona bakmamı sağlayana kadar tabi...
"İyileşeceksin. Güven bana." Elini kalbimin attığı yere, göğsüme koydu. "Kalbin ile inan. Onu bana ver."
Onu bana ver demek te ne demek oluyordu? Kafam fazlasıyla karışmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Bad Cousin (MPC2) |Harry Styles Fanfic|
Fanfiction"Hiç degişmemişsin." Dedi, elini yanağımda gezidirken. Artık bana dokunmasını özlediğimi fark etmiştim. Dokunuşları her zamanki gibi tutkuluydu. "Sen de değişmemişsin Harold." Alaylı bir gülümseme bıraktı yüzüne. Ve fısıldadı kulağıma; "Çok değişti...