Bedenim titriyordu. Bu oda çok soğuk ve karanlıktı.
"Hey siz! Kimseniz karşıma çıkın!" diye bağırdım, saatlerdir olduğu gibi.
"Çok kabasınız! İnsan bir battaniye felan verir!" Kapının açılma sesi ile irkildim. Bedenim bir anda korkudan titremeye başlamıştı. Adamın elinde bir kova vardı.
"Bağırma be! Ebemizi siktin!" Yüzümü buruşturdum. Ne kadar da kibar insanlar (!)
"S-Siz kimsiniz? Ben neden buradayım?" Oturduğum yerde kıprandım. "Bu şeyler de neyin nesi?" Kovadaki suyu bir anda bana dökünce çığlık attım.
Tekrar dökünce bu sefer küfür ederek çığlık attım.
"Sikeyim, yapma!" Sağ yanağımda hissettiğim şiddetli bir ağrı ile şaşıp kaldım.
B-Bana tokat mı attı?
Bana tokat attı.
"Kes sesini! Bir daha küfür edersen o dilini koparırım!" Gözlerim dolmuştu. Buradan kurtulmak istiyordum. Bu adamlar Harry'nin diğer düşmanı gibi değildi. Daha kötüydü. İnsanı öldürürü ve korkmaya başlamıştım.
"Sen git. Gerisini ben hallederim." Karanlıkta bir ses duydum. Bu sesi sanki hatırlıyordum.
"Tamam, efendim." Sesin sahibinin adımlarını daha yakınlarda hissettim. Daha sonra yüzünü görebildim.
Bu oydu.
"Tanrım, bu sensin...." Sesim fazla kısık çıkmıştı. Fısıldamıştım.
Kahkaha attı ve karşımdaki sandalyeye oturdu.
"Doğru, benim." Etrafına baktı. "Nasıl? Ortamı beğendin mi? Senin için özel hazırlattım." Sinirle yüzünde gezdirdim gözlerimi.
"Evet, özellikle misafirperverliğinize hayran kaldım (!) gerçekten."
Sırıttı.
"O zaman seni birkaç gün yanımızda tutacağız." Korkmasam gözlerimi devirirdim. Alıştım zaten. Harry sayesinde alıştım. Adam kes. Kesil. Kaç. Zıpla, atla....
"Harry beni bulacak. Göreceksin." Kafasını iki yana salladı.
"Sanmıyorum." Tek kaşımı kaldırdım. Evet, herkes gibi ben de kaldırabiliyorum.
"Harry'i tanımıyorsun. O çok tehlikeli." Gerçekten de tanımıyordu. Belki adını bile yeni benden duymuştu.
Bu olanlar Danielle'in suçu değildi. Tamamen Harry'nin suçuydu. Her zamanki gibi....
"İnan bana o ne kadar tehlikeliyse ben de o kadar tehlikeliyim." Elini yüzüme getirdi. Yüzümü sinirle geri çektim.
"Yani ben onu değil, o beni tanımıyor." Ayağa kalkıp etrafına bakındı.
"Yaramazlık yapma. Yoksa cezasına katlanırsın bebeğim."
Alıştım zaten cezalara.
Hem bana bebeğim de deme seni gidi vajina biti.
Tabi bunları yüzüne söyleyemem. Bende o cesaret yok.
Onu söyleyecek cesaret Harry'de var.
Odadan çıkıp gitti.
"Harry, lütfen gel..."
Göz yaşlarım akıyordu ama onları silemiyordum.
"Sana ihtiyacım var. Kurtar beni." Burnumu çektim. Ne olur gelsin.
Yalvarırım gelsin.
Beni bu karanlıktan kurtarsın.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Bad Cousin (MPC2) |Harry Styles Fanfic|
Fanfic"Hiç degişmemişsin." Dedi, elini yanağımda gezidirken. Artık bana dokunmasını özlediğimi fark etmiştim. Dokunuşları her zamanki gibi tutkuluydu. "Sen de değişmemişsin Harold." Alaylı bir gülümseme bıraktı yüzüne. Ve fısıldadı kulağıma; "Çok değişti...