"Yani uzun zamandır bu böyle?" Gözümdeki yaşları sildim.
"Evet, Briana." Ofladı.
"Buna inanamıyorum. Nasıl fark edemedim?" Harry'e baktığımda onun da yüzünde hüzün vardı.
"O gördüğüm şeyler..." İkimize de bakarken utançtan alt dudağımı ısırdım.
"Sizi o karelere sığdıracağımı söyleseler bunu düşünemezdim." Elini başına getirdi.
"Bu nasıl olur?" Yerin dibine girmek istiyordum.
"Şi-şimdi ne olacak?" Sustu. Bir şey söylemeyecekğini düşündüğüm an konuşmaya başladı.
"Bir araya gelemezsiniz. Biliyorsunuz, değil mi?" Kafamı onaylarcasına salladım. Cevabı bu koltuklarda oturan bizler iyi biliyorduk.
"Hayır, senin biliyor olman annemin bilecek olduğu anlamına gelmiyor." Bir anda bir şey fark etti. "Yoksa geliyor mu?"
Bize anlamsızca baktı.
"Briana?" Gözlerini kaçırdı.
"Briana?" Dedi Harry, baskı yaratarak.
"Ne var ne?!" Dudağımı büzdüm. "Bu küçük sırrı saklar mısın?"
"Sence küçük bir sır mı bu?" Gözlerini devirdi Harry.
"Küçük veya büyük... Eğer ona söylersen sana cephe alırız." Ben de bunu yapacağımızı hareketlerimle belirttim.
"Of Harry, tamam." İşaret parmağını yukarı kaldırdı. "Ama bir şartla bu sırrı saklarım." Harry ile ben bunun olacağını biliyor gibi baktık. Ki, biliyorduk.
"Yanımda yiyişmeyin. Öncesinde ve sonrasında neler yaptığınız umrumda değil. Bilmiyorum da." Harry yüzüne pis bir gülümseme yerleştirdi gamzelerini belli ederek.
"Zaten bunu yanında yapacak değiliz. Haklısın, neler yaptığımızı bilmiyorsun." Bana bakıp göz kırpınca kendimi akşam becerilip sabah sokağa atılan kız gibi hissettim.
Bunu nasıl yapar?
"Yuh! Bir de seviştiniz mi?"
"Bir kere olmadı ki bu." Yüzümü yastığa bastırdım. Tanrım...
"Pis orospular. Bunu nasıl yaptınız? Ne zaman oldu bu? Biz evde yokken yiyişiyor musunuz? Sizi o pozisyonlarda-" Sözünü kestim.
"Bu saçma konuyu kapatın. Oldu, bitti. Briana da söylemeyecek işte, Harry!" Briana'nın yüzünde bir pişmanlık vardı.
"Keşke o odaya girmeseydim. Bunları bilmezdim. Siz kuzensiniz Harry!"
"Biz bunları çoktan aştık. Lütfen bunu kimseye söyleme." Kafa salladım.
"Bize destek çıkmanı beklemiyoruz. Sadece sırrımızı sakla." Gözlerini devirdi.
"Tamam dediğimi hatırlıyorum."
Odadan çıkmak için kalktı. Daha sonra ise odada yoktu, gitmişti.
"Sana söylemiştim Harry. Bu doğru bir şey değildi. O odada bunu yapmamız gerekmiyordu." Büyük bir sıkıntı vardı kendisinde.
"Öğrenmeyen kim kaldı? Briana, kuzeninin çocuğu, Liam..." Sıkıntıdan ağzımın içinde ne varsa dişlemiştim.
"Öğrenecek kim kaldı? Zayn, Niall, Ceylin..." Gözlerimi kapattım. Kurtuluş yolu yoktu. Liam yine de bir tehditti.
"Liam söylerse sıçarız."
"Biliyorum." Ona sarıldım. "Korkuyorum Harry." Elini saçlarıma getirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Bad Cousin (MPC2) |Harry Styles Fanfic|
Fanfiction"Hiç degişmemişsin." Dedi, elini yanağımda gezidirken. Artık bana dokunmasını özlediğimi fark etmiştim. Dokunuşları her zamanki gibi tutkuluydu. "Sen de değişmemişsin Harold." Alaylı bir gülümseme bıraktı yüzüne. Ve fısıldadı kulağıma; "Çok değişti...