"Bu nasıl?" Gözlerimi gelinliklte gezdirdim. Hayatımda ilk defa birisine gelinlik denetiyordum. Hem bu yüzden, hem de evlenen kişinin değerli olmasından iyi bir şey seçmem gerekiyordu.
Tabi, karar onundu. Hep benim seçimim olmalı gibi konuşmam gereksiz.
"Göbeğini çok belli ediyor." Göğüs dekoltesine baktım. "Ayrıca çok açık. Niall bir şey der mi?"
Kendisine aynadan bakarak süzdü. Bana döndü sonrasında.
"Harry ile karıştırma Niall'ı." Kavgacı konuştuğunu düşünecektim ki kıkırdayarak bu düşünceyi aklımdan sildi.
"Bir şey demez heralde. Sonuçta özel bir gün." Arkasına baktı. Bu gelinliğin arkası çok açıktı. Ayrıca hamile olduğu için göbeği hafif şişmişti ve -ama çok hafif, uzaktan bakınca pek görünmez- pek de iyi görmüyordum.
"Yine de bunu seçmesem iyi olacak." Göbeğine yavaşça vurunca telaşlandım.
"Ne yapıyorsun? Bebeğe bir şey olacak!" Gülerek yanıma geldi.
"Merak etme tatlım, yavaş vurdum." İç çektim. Benim asla bir bebeğim olmayacaktı. Ben hamile kalmayacaktım.
Bunu bilmek bile berbat.
"Hey, yüzün düştü. İyi misin?" Kafamı salladım. "İyiyim."
"Tamam, şunu da deneyip geliyorum." dedi, elindeki gelinliği işaret ederek.
"Olur."
İçeri güle oynaya girdi. Yeter artık. Kıskanmaya başladım. Harry ne zaman bana evlenme teklifi edecek?
Siz daha korkudan Anne Cox'a bile söyleyemiyorsunuz. Ne evliliği?
İç sesime ne yapmam gerektiğini bilememiştim. O yine haklıydı. Yine...
"Bu nasıl?" Karışma geçti. Çok çabuk giyindi. Vay canına...
"Harika. Bence bunu almalısın. Her şeyi sana uyuyor." Onu süzdüm. Çok açık da değildi. Niall'ı tanıyorsam bunu ideal buluyordu.
Hep Niall'a göre elbise seçtiniz. Bunu bilseydim Harry'nin gelmesi gerektiğini söylerdim. Sonuçta o Niall'ı senden daha iyi tanıyor.
Kes sesini. Şurada bir şey düşünüyoruz.
"O zaman bunu alalım. Akşam Niall masrafları ödeyecek." Niall da Harry kadar zengin herhalde...
"Tamam." Odaya doğru gitti çıkarmak için.
Bu sandığımdan da çabuk bitmişti.
***
Kıyafet arama başladım. Ama dolapta güzel şeyler yoktu. Varsa bile bir nikaha uygun değildi.
Alışveriş yapacak param da yoktu.
Anne Cox'dan istemeye utanıyorum.
Briana'dan ise giysi istemeye utanıyorum.
En iyisi Harry. Ondan da çekiniyorum. Boşvermem gerek. Sonuçta şu ana kadar her şeyimi o karşıladı neredeyse. Neden çekiniyorum ki?
Odamdan çıkıp merdivenlerden aşağı indim. Harry oturuyordu. Briana da yanındaydı.
"Biraz konuşabilir miyiz Harry?" dedim, ortamdaki gerginliği arttırarak. Oflayarak yerinden kalktı. Sanki ne yaptık, altı üstü bir yanımıza çağırdık!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Bad Cousin (MPC2) |Harry Styles Fanfic|
Fanfiction"Hiç degişmemişsin." Dedi, elini yanağımda gezidirken. Artık bana dokunmasını özlediğimi fark etmiştim. Dokunuşları her zamanki gibi tutkuluydu. "Sen de değişmemişsin Harold." Alaylı bir gülümseme bıraktı yüzüne. Ve fısıldadı kulağıma; "Çok değişti...