"Hey, ben Harry Styles'ım." diye bağırdı Harry, yataktan bize doğru.
Biz onu dinliyor muyuz?
Tabiki de hayır.
"Siz onu boşverin."
"Şu beş gün içerisinde sadece sıvı yiyecekler ve içecekler ile beslensin. Sonra istediğini yiyebilir."
Kafamı aşağı yukarı salladım.
"Tekrar teşekkürler."
Kapıya doğru yürümeye başladı.
Hemşire kapıdan çıkarken onu izledim. Birkaç saniye sonra yoktu, görüş alanımdan çıkmıştı.
"Hayır, Amber. Ben iyiyim."
"Kanıtla." dedim, kollarımı göğsümde birleştirerek.
Ayağa kalkmaya başladı.
İnleyerek de olsa kalkmıştı.
Yavaş yavaş yürümeye başladı.
"Bak, kendim ayakta durabiliyorum."
"Bana doğru gel."
Kaşlarını bir an çattı. Daha sonra ise eski konumunu aldı. Her şey o kadar çabuk olmuştu ki, belki de ben öyle hissetmiş, halüsinasyon görmüştüm.
Harika, şimdi de olmayan şeyleri olmuş gibi mi görmeye başladın, Amber?
İç sesime herhangi bir cevap vermedim.
"İyi olmam için yürüyebilmem gerekmiyor."
Anne Cox, onu kıkırdayarak yatağa geri yatırdı bir çocuk gibi.
"Bu yatakta bir gün daha kalmalısın."
Harry, kafasını iki yana umutsuzca salladı.
"Harry Styles asla bir yatağa esir olmaz."
Senin egonu ben...
Neyse...
Yok bir şey.
"Yatakta hayat mücadelesi verirken öyle demiyordun ama."
Anne Cox bizim bu atışmamızı izlerken bir yandan da Harry'i yatırmaya çalışıyordu.
Harry, bir cevap vermedi.
Belki de verecek bir cevap bulamadı.
"Şu an hastaneden kaçmaya çalışan bir ruh hastası gibi duruyorsun."
Kıkırdadım.
Buna da bir cevap vermemişti. Hatta bir etkisi olmuş, yerine geçmişti.
"Bu hasta kıyafetinden nefret ediyorum." Üstünü süzdü. "Kıyafet diye çarşaf giydirmişler."
Bunun olacağını biliyordum.
Harry'nin böyle yapmasına hiç şaşırmadım. Merak bile ediyorum nasıl bu kadar süre içerisinde onunla kaldı diye. Onun yerine geçsem, komada olsam bile bu kıyafeti değiştirmek için gözlerimi açardım. Sonuçta Harry Styles böyle bir giysi giyemez (!)
O, Harry Styles.
"Amber, sana kutsal bir görev verebilir miyim? Çok kutsal, önemli bir görev..."
Tek kaşımı kaldırdım.
Ne isteyecekti yine?
"Söyle."
Konuşmadan önce dudaklarını yaladı. Şimdi dudakları daha parlaktı.
"Eve gidip üstümü getirebilir misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Bad Cousin (MPC2) |Harry Styles Fanfic|
Fanfiction"Hiç degişmemişsin." Dedi, elini yanağımda gezidirken. Artık bana dokunmasını özlediğimi fark etmiştim. Dokunuşları her zamanki gibi tutkuluydu. "Sen de değişmemişsin Harold." Alaylı bir gülümseme bıraktı yüzüne. Ve fısıldadı kulağıma; "Çok değişti...