Mesaj 88

646 37 1
                                    

Kyungsoo uyanıp doğrulduğunda yatağın önünde Jongin tüm muhteşemliğiyle , beyaz pantolonunu giyiyordu. Kyungsoo bu adama her gün daha fazla aşık oluyordu . Bu ne lanet kelebeklere , nede havai fişeklere benziyordu. Bu duyguyu anlatacak hiç bir betimleme yoktu. Jongin sevgilisinin bu halini görünce gülümsedi.

-Yine mi beni dikizliyorsun sevgilim ?

-Evet bebeğim , her kıvrımını , her ayrıntıyını dikizliyorum .

Kyungsoo alt dudağını dişledi ve devam etti.

-Sen hayatımda gördüğüm hiç bir şeye benzemiyorsun!

Jongin kahkaha attı ve yatakta oturmuş sevgilisinin yanına yine yatakta emekleyerek yaklaştı. Jongin kollarını bağdaş kurmuş sevgilisinin iki bacağının yanına koydu. Uzanıp küçüğün dudaklarına minicik bir öpücük bıraktı.

-Ağzın çok iyi laf yapıyor Kyungsoo!

-Başka şeyleride çok iyi yapıyor sevgilim . Göstermemi ister misin ?

-İnan hayatımda en çok sen ve senin işlevlerini seviyorum.

Dudaklarını bir kez daha ıslakça öptü. Ve devam etti...

-Ama sevgilim kalkıp güzel şeyler giy. Yeni bir yer buldum oraya gidelim.

-Yatakta kalmak istiyorum.

-Sevgilim emim ol . Oraya gitmek hayatında aldığın en doğru karar olacak.

Kyungsoo gülümseyip Jongin'in kollarının arasında çıkıp ayağa kalktı. Jongin ayağa kalkan sevgilisinin sırtındaki büyük siyah kanat dövmesini ve belindeki gamzeleri görünce yutkundu. Ne kadar alışırsa alışsın bu görüntü onu her zaman çıldırtıyordu. Kyungsoo hızlıca üstünü giydi ve kiraladıkları arabaya bindiler . Yemyeşil büyük bir ormana gelmişlerdi . Jongin , burayı sırf Kyungsoo böyle yerleri seviyor diye tam 25 gün aramıştı. Kyungsooda zaten hemen buraya aşık olmuştu. Jongin arabayı durdurduğunda ikisi el ele tutuşarak yürümeye başladılar . İkiside şans eseri bembeyaz giymişti . Yemyeşil ormanın içinde beyaz kıyafetlerle fazla parlıyorlardı. İyice ormanın iç kısımlarına ilerlediler . Aynı anda geleceği düşünüp , hayaller kuruyorlardı.

Jongin, Kyungsoo'yu biraz daha çekiştirdi. Yemyeşil ormanın ortasında küçük bir gölün kenarına götürdü. Gölün ortasına yapılmış tahtadan bir çardak vardı. Küçük beyaz çiçek ve tüllerle bezenmiş çardağın tülleri rüzgarla dalgalanıyordu. Çardağın içinde cüppesiyle bir rahip vardı. Kyungsoo parmağına baktığında yüzüğü yoktu. Jongin gülümseyerek sevgilisinin meraklı ve endişeli hallerine bakıyordu. Jongin, Kyungsoo'nun elini bıraktı . Kyungsoo'nun yakasına küçük beyaz bir çiçek taktı. Peşinede kendisinin ceketine taktı.

Gülümseyerek kendini biraz geriye çekti koluna girmesi için işaret verdi. Kyungsoo elleri titrese , kocaman gülümsesede , kalbi patlayacak gibi olsada Jongin'in kolunun arasına sevgiyle kendi kolunu bıraktı.

Heyecanla gölün üstünde yapılmış çardağa vardılar. Rahip onlara bakıp gülümsedi.

-Bay Do Kyungsoo , hazır mısınız?

-A-hh evet ,s-sanırım.

-Bay Do, siz yanınızdaki sevgi dolu adamı her şeye rağmen sevmek ve kabullenmek istiyor musunuz ? Her sabah,öğlen , gece, uyumadan önce ona eşlik etmek istiyor musunuz ? Ona bunun için söz verir misiniz ?

-Ömrümün bitimine , tek kalan nefesime ve adımı son kez hatırlayana kadar onu seveceğime söz veriyorum....

Jongin gülümsedi. Olabilecekmiş gibi heyecandan daha fazla titredi.

-Bay Kim , siz bu güzel adamı tüm kalbinizi verip , ona tüm şevkatinizle yaklaşacak ve ömrünüzü ona sunma cesaretini gösterecek misiniz ? Onu sonsuza dek seveceğinize söz verir misiniz?

-Onu seveceğim hayatım , tüm dinler , tüm inanışlar , ahiret hepsi şahidim olsun ki söz veriyorum .Güneşin , ayın , yıldızların hepsini yok edecek büyüklükte seveceğime yemin ediyorum...

''BENDE SİZİ HEPSİNİN HUZURUNDA EŞ İLAN EDİYORUM. O ZAMAN ARTIK BİRBİRİNİZİ ÖPEBİLİRSİNİZ!''...

Jongin uzanıp tutkunu olduğu meyveli dudakları kibarca öptü. Cebinde olan kutudaki yüzükleri çıkardı ve birisini sevgilisinin güzel parmağına taktı. Kyungsoo ise Jongin'in yanağını öpüp yüzüğü öyle taktı...

Onlar birbirine aitti...

1. Hafta sonra ...

Kyungsoo ve Jongin müthiş aşk tatillerinden bir kaç saat önce dönmüşlerdi.Kyungsoo yüzüğü boynundaki kolyede taşıyordu. Evlendiklerini sadece Baek ve Yeol biliyordu şimdilik böyle kalmalıydı. .

Ama evde bir fazlalık vardı . Oda şuan salondaki koltuklarında menejerleriyle oturan beyaz tenli , güzel , geyiğe benziyen çocuktu ...

Mesajın Var /// TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin