ELİF POYRAZ
Resmen maraton koşuyordum. Allahım bu Japonlarda ne kadar hızlı insanlar ya! Hala bırakmadı peşimi.
"Stop!"
Önüme çıkan Mike'la yere düşmem bir oldu.
"İyi misin?"
dedi telaşla. Hıhı çok iyiyim canım! Peşimden koşan bir sapığa rağmen çok iyiyim! Ne demezsin!
"Peşimde!"
dedim yutkunmaya çabalayarak. Zaten bu sırada çoktan uzun boylu adam bize ulaşmıştı. Mike'ı görünce bir süre durdu ve gerisin geri kaçmaya başladı. Adam gidince tekrar Mike'a döndüm.
"Çok sağol!"
Gülümseyip üstündeki ceketi benim omuzlarıma bıraktı.
"Sakın bana kaybolduğunu ve o serserinin peşine takıldığını söyleme!".
Suçlu bir çocuk gibi başımı önüme eğip kafa sallamakla yetindim. Bu halime sesli bir şekilde güldü.
"Senin kahramanın bugün benim sanırım! Korkmana gerek yok artık ve öyle suçlu çocuklar gibi durma karşımda.".
"Afedersin!"
dedim gözlerine bakarak.
"Nefes alış verişin düzeldiyse otele doğru yürüyelim mi?"
Böyle güzel konuşmayı nereden öğrenmiş bu adam? Azıcık Yong'ada ders versin.
"Olur.".
"Sen beni tanıyorsun ama ben seni tanımıyorum. Adın ne?"
Allah'ım! Mike Angelo benimle konuşmaya çalışıyor. Dualarım ne çabuk kabul oluyor böyle.
"Elif, Elif Poyraz. Aslen Türk'üm ama Korede yaşıyorum. Anlayacağın yarışmaya Seulden katılıyorum"
dedim sırıtarak. Yavaş yavaş keyfim yerine geliyordu.
"Neden Korede yaşıyorsun? Aslında merak ettiğim şey Japonyada ne işin var?".
"Kore'ye okumak için gittim ve burayada-"
ne diyecektim? Ona evli olduğumu söylesem bir türlü söylemesem bin türlü.
"Buraya eşimle birlikte geldim.".
"Eşin mi?"
Şaşkınlıkla bana döndü. Evli olduğumu kesinlikle tahmin etmediği apaçık ortadaydı. Uzaktan koşarak bize doğru gelen kişileri farkedince başımla onları gösterdim.
"Evet! Şuradan koşarak bana gelen uzun adamın yanındaki adam."
Nasıl bir anlatım yaptım doğrusu bende şaştım. Ama bu gerçektende Yong'du. Oldukça telaşlı görünüyordu. Bir anda hızını alamayıp boynuma sarıldı.
"İyi misin? Sana bir şey oldu diye çok korktum."
Yanaklarımı avuçlarının arasına alıp gözlerimin içine bakıyordu. Bu hareketine şaşırdım doğrusu. Ellerimle ellerini kavrayıp geri çekilmesini sağladım.
"İyiyim."
dedim gözlerimi kaçırarak. Yanımda Mike olduğuna dua etmelisin Yonghwa yoksa sana şu an saydırıyor olurdum. Ama sonuçta Mike gidecek ve ben sana en kıyağından bir atar geçeceğim. Mike'ı daha yeni farketmişti. Kaşları bir anda çatıldı.
"Bugün seni karımın yanında çok fazla gördüm!"
Karım derken üstüne basa basa söylemişti. Yaptığı bu şeyde ne? Beni kurtaran adama meydan mı okuyordu birde? Mike'la arasına girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umduğum ve bulduğum
FanfictionBazen hayatta hiç ummadığımız şeyler olur. Ama mutlaka olmasını istediğimiz şeylerde olur. Elif'in umduğu adam bulduğu gibi çıkmamışsa ya? Ya da henüz onu kendi düşünde bulamamışsa?