Az sonra salondan içeri Jonghyun girdi. Onu uzun zamandır görmüyordum. Ayağa kalkıp gülümseyerek selam verdim.
"Hoşgeldin!"
O da mutlu bir şekilde selam verdi. Aaah bu çocuk için tek duam beni kolayca unutması ve onu sevecek bir kızı sevmesi. Çünkü Jonghyun'u gerçektende çok seviyorum.
"Bu bayan Elif'le Yağmur'un Türkiye'den arkadaşları. Adı..".
Sena ayağa kalkıp Jonghyun'a elini uzattı.
"Ben Sena.".
Jonghyun sadece kıza bakıyordu. Cidden bu çocuğun derdi ne? Yüzü öyle solgunduki kıza sadece tebessüm etti ve gelip yanıma oturdu. Benim arkadaşıma karşı böyle bir tavır sergilemesini hoş karşılayamazdım.
"Jonghyun mutfağa gelir misin?".
Deyip yerimden kalktım. Ardımdan ayak seslerini işitiyordum. Ardımdan mutfağa gelince kapıyı kapattım. Bana şaşkınlıkla bakıyordu.
"Biliyor musun bilmiyorum ama içerideki kız benim kardeşim gibidir. Ona yapılan yanlış bana yapılmış demektir."
Jonghyun afallamış görünüyordu.
"Elif yanlış anlıyorsun! Arkadaşına saygısızlık yapmak gibi bir niyetim yoktu sadece-".
"Jonghyun sen benim abim gibisin. Sana olan sevgim sadece bu çerçevede. Ve ben senin abinle evliyim. Onunla gerçekten evliyim! Benden vazgeçsen olmaz mı?"
Bir anda sinir patlaması yaşamıştım. Sesimin içeriye gitmiş olma olasılığı kaç acaba?
"Sana gerçekten inanamıyorum! Uzun zaman sonra buraya neden geldiğimi anlayamadın mı cidden. Seni hyunga vereli çok oldu. Sana olan sevgim Yonghwa kadar değildi. Ben seni çoktan atlattım Elif ama sen benim hastalıklı bir kaçık olduğumu düşünüyormuşsun meğer."
Kapıyı açıp çıktı. Az sonra dış kapının sertçe çarpılma sesi geldi. Yonghwa kollarını göğsünde kavuşturmuş başı önde mutfak duvarına yaslanmıştı. Benim mutfaktan çıktığımı görünce yüzüme bile bakmadan odasına gitti. Herkesin atarıda bana! Oh ne ala! Sanki ben çok istedim Jonghyun'la kavga etmeyi.
"Saçonnim iyi misin?".
"Kanka iyi misin?"
Sena'yla Yağmur aynı anda yanıma gelmişlerdi.
"Konuşulanları duydunuz mu?"
Duydunuz mu derken asıl kastettiğim kişiyi anlamış gibilerdi. İkiside başını yavaşça salladı. Aaah sıyırıcam yakında! Kızlar biraz daha oturup gittiklerinde tereddüt etmeden Yong'un odasına daldım. Ama yoktu. Banyodan su sesi geliyordu. Odasındaki duşu kullanıyor olmalıydı. Olsun onu bekleyebilirim sonuçta. Tabi beklerken odasını incelemekte hiçbir sakıncam olamaz. Sonuçta o benim kocam. Masanın üstünde duran müzik çalarını alıp yatağa uzandım. Kulaklıkları takıp son dinlediği şarkıyı açtım. I miss you çalıyordu. Gözlerimi kapatıp şarkıya eşlik ettim.
"Neul ttokgateun haneure
Neul gateun haru
Geudega omneun-gotmalgoneun
Dallajin-ge omneundeNan utgoman sipeunde
Da ijeundeusi
Amuir-anin deut geuroke
Useumyo salgopeundeGeuriwo geuriwoso
Geudega geuriwoso
Meil nan honjasoman
Geudereul bureugo bullobwayoBogopa bogopaso
Geudega bogopaso
Ije nan seupgwanchorom
Geudea ireumman bureuneyo
Oneuldo
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umduğum ve bulduğum
FanfictionBazen hayatta hiç ummadığımız şeyler olur. Ama mutlaka olmasını istediğimiz şeylerde olur. Elif'in umduğu adam bulduğu gibi çıkmamışsa ya? Ya da henüz onu kendi düşünde bulamamışsa?